İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gölbaşı Vilayetler Evi'nde düzenlenen "13. Göç Kurulu Toplantısı”na katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Bakan Soylu, göçle mücadelede çok önemli kararlar aldıklarını belirterek, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimizle birlikte kurulun yapısı biraz daha genişledi ve Göç Kurulu ismiyle yeniden yapılandırıldı. Bu yeni yapısıyla da bugüne kadar 7 toplantı gerçekleştirdik. Yani bugüne kadar 12 toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantılarda Göç Strateji Belgesi’nin, ‘Türkiye Düzensiz Göç Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı’nın, ‘Türkiye’nin Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı’nın kabul edilmesi gibi süreç yönetiminde hayati adımları attık” dedi.
“Meseleye insani ve bilimsel yaklaştık”
Göçle mücadelede insancıl adımlar attıklarını kaydeden Bakan Soylu, “Küresel bir mesele olan göç baskısını, coğrafyamız sebebiyle en yoğun hisseden ülke olmamıza rağmen, bu perspektiften sapmadık. Meseleye insani ve bilimsel yaklaştık. Bunu yaparken de her adımı hesaplanmış, göçmenlerin girişlerinden misafir edilmelerine, eğitimlerinden çalışmalarına, uyumlarından geri dönüşlerine kadar her süreci planlayan bütüncül bir politika ortaya koyduk ve buna devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Göç yönetimi dinamik bir süreçtir”
Göçün kendi içerisinde sürekli değişlikler gösterebileceğine değinen Bakan Soylu, “Türkiye’nin en başından beri tutarlı bir göç politikası var; meseleye kendine ait bir yaklaşım tarzı, bir yönetim tarzı var. Böyle olduğu için zor bir coğrafi konumda olmamıza rağmen bunu başarıyla yönetebildik. Göç yönetimi dinamik bir süreçtir. Sürekli güncellenmek, sürekli yeni adımlar atmak durumundasınız. Her aşamasında yeni stratejiler üretmelisiniz, yeni adımlar atmalısınız. Bugün 2011’deki noktada değiliz. Yarın da bugünkü noktada olamayız” şeklinde konuştu.
“Göçe insani, medeni ve gerçekçi bakmak zorundayız”
Batılı devletlerin göç sorununa sadece bir sınır sorunu gibi yaklaştığını ifade eden Bakan Soylu, “Rusya-Ukrayna savaşı hiç hesapta yoktu. Göç açısından bizi çok etkilemedi ama Avrupa açısından gelecekte nasıl sonuçlar üreteceğini bilmiyoruz. Uluslararası Göç Örgütü, 2050 yılına kadar iklim değişikliği nedeniyle 200 milyondan fazla insanın kendi ülkelerinde yer değiştirebileceğini ifade ediyor. Göçe insani, medeni ve gerçekçi bakmak zorundayız. Batı şu anda göç konusunda bir ikilem yaşıyor. Her alanda gelişmişler ama göç konusunda sanki dün kurulmuş bir çadır devleti gibi davranıyorlar. Göçe sadece bir sınır meselesi olarak bakıyorlar” açıklamasında bulundu.
“Yunanistan’ın bize yaptığı oyun zavallılık ve zayıflıktır”
Yunanistan’ın göçmenlere yönelik uyguladığı davranışların çağ dışı olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “Kimse kusura bakmasın, Yunanistan’ın Ege’de yaptığı geri itmeler, sadece Yunanistan’ın aklı değildir. Batı, Frontex üzerinden Yunanistan’a göçü şiddetle, ölümle engellemeye çalışan bir koz veriyor. Yunanistan’ın tavrı Avrupa’yı bile utandırır hale getirdi. Türkiye’ye karşı hala algı operasyonları yapmaya çalışıyorlar. Yunanistan’ın insanlık dışı muameleleri ve eylemleri hem görüntüler hem de uluslararası raporlarla gözler önüne serildi. Yunanistan’ın bize yaptığı oyun zavallılık ve zayıflıktır. 2020, 2021 ve 2022 yıllarında Ege’de ve batı sınırlarımızda toplam 69 bin 375 geri itme gerçekleşmiştir. Bu geri itmeler neticesinde 170 göçmen hayatını kaybetmiş, 708 göçmen ise yaralamıştır” diye konuştu.
“Biz kimsenin göçmen deposu değiliz ve olmayacağız”
Türkiye’nin göçmen deposu olmadığının altını çizen Bakan Soylu, “Bütün gerçekler ortadadır ve Avrupa, istediği kadar minderden kaçsın, istediği kadar kendisine şiddetten bir duvar örsün, göçün gerçeklerinden kaçamayacaktır. Şunun bilinmesi lazım; biz kimsenin göçmen deposu değiliz ve olmayacağız. Göç konusunda bir duruşumuz ve tavrımız var. Bunu sürdürmeye kararlıyız ve yükün eşit paylaşımında ısrarlıyız. Gitmek isteyen istediği yere gider, kimsenin göçmen bekçisi olamayız” değerlendirmesinde bulundu.
“Politikalarımız sonuç veriyor”
Atılan doğru adımlar sayesinde göçü başarılı bir şekilde yönettiklerini kaydeden Bakan Soylu, “Bizim politikalarımız kendi adına sonuç veriyor. Ülkemizdeki Suriyeli sayısı 2013-2016 arasında 12.5 kat artmıştı, 2018’den beri ise hemen hemen aynı kaldı. Üstelik buradaki doğumlara rağmen aynı kaldı. 2018’de 3 milyon 623 bin idi, halihazırda sayı 3 milyon 629 bin kişidir. Sınır ötesinde hayatı normalleştirdikçe bu akım durdu. Şimdi bunu tersine çevirmeye başladık. Temel hedefimiz gönüllü geri dönüşlerdir. Onurlu, gönüllü güvenli geri dönüş yaklaşımıyla insanların tekrar ülkelerine, güvenli bölgelere dönmesini sağlıyoruz. Şu ana kadar 529 bin kişi bu kapsamda geri döndü. Aldığımız tedbirlerle göçe hazır 6 milyon insan, güvenli hale getirdiğimiz Suriye’nin kuzeyindeki bölgelerde kaldı. 2019'da 201 bin kaçak Afgan yakalamıştık, geçen yıl 70 bin, bu yıl ise halen 94 bin. 2020'de sınırda engelleme sayımız 505 bin idi. Bu yıl ise 10. ayda 234 bin” şeklinde konuştu.
“Bütün adımları planlayarak bugüne kadar bu süreci yönettik”
Göçle mücadelenin her detayını hesaba kattıklarını aktaran Bakan Soylu, “Sebebi olmadığımız bir göçle coğrafi konumumuz sebebiyle karşı karşıya kaldık. Zor bir süreçtir, elbette ki sıkıntıları olur. Ancak her olasılığı hesaplayarak, bütün adımları planlayarak bugüne kadar bu süreci yönettik. İnşallah önümüzdeki dönemde bir yandan ‘gönüllü ve onurlu geri dönüş’ politikalarına, bir yandan uyum politikalarına ağırlık vererek göç yönetiminde herkesi rahatlatan yeni bir safhaya girmiş olacağız” ifadelerine yer verdi.
Toplantıya Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren, Türk Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan, bakan yardımcıları ve bürokratlar katıldı.