CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, yeni müfredat taslağıyla ilgili, "Bu, eğitim bilimleri çerçevesinde hazırlanmış bir eğitim programı değil, bir dizi ideolojik saplantının yansıdığı bilimsel olmayan politik bir metindir. Eğitimin biliminin geldiği nokta ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur." dedi.
Özçağdaş, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve bazı milletvekilleri, TBMM'den Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) yürüyerek burada, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağıyla ilgili basın açıklaması yaptı.
"BU, BİR DİZİ İDEOLOJİK SAPLANTININ YANSIDIĞI BİLİMSEL OLMAYAN POLİTİK BİR METİNDİR"
Türkiye'de yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1 milyon 154 bin öğretmen olduğunu belirten Özçağdaş, neredeyse her evde eğitim sürecinin içinde bir yurttaş bulunduğunu ve eğitimin herkesin ortak meselesi olduğunu söyledi.
Geçen hafta Bakanlık tarafından kamuoyuna duyurulan taslağın çağ dışı bir eğitim manifestosu niteliği taşıdığını savunan Özçağdaş, "Bu, eğitim bilimleri çerçevesinde hazırlanmış bir eğitim programı değil, bir dizi ideolojik saplantının yansıdığı bilimsel olmayan politik bir metindir. Eğitimin biliminin geldiği nokta ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur." diye konuştu.
"ARAPÇA SÖZCÜKLERLE BEZENMİŞ, ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNDEN YOKSUN"
Eğitimin Türkiye için bir beka sorunu olduğunu ifade eden Özçağdaş, şunları kaydetti:
"Bu programa yönelik bir ihtiyaç analizi yapılmamıştır. Nitelikli eğitim sistemlerinde, yeni bir öğretim programı geliştirmek için öncelikle ihtiyaç analizi yapılmalı, eski programlarda aksayan yönler tespit edilmeli ve bunlara yönelik düzenlemeler katılımcı ve şeffaf bir anlayışla yapılmalıdır. Oysa bu programa temel oluşturan hiçbir ihtiyaç analizi kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Çünkü yapılmamıştır. Yalnızca ideolojik gerekçelerle kamunun kaynağı, halkın zamanı, çocuklarımızın geleceği çarçur edilmek istenmektedir.
Nitelikli bir eğitim programının hangi eğitim kurumlarına ve eğitim felsefelerine dayandırıldığının belli olması gerekir. Sunulan taslak program içinde yer alan kavramların tutarlılığı yoktur, kavramlar arası ilişkiler çelişkilerle doludur. Arapça sözcüklerle bezenmiş, anlam bütünlüğünden yoksun, oldukça karmaşık bir ortak metin ve buna bağlı olarak hazırlanan öğretim programlarının uygulanabilirliği de yoktur. Programda sadeleştirilen şeyler de belli. Cumhuriyet değerleri, Atatürk, bilim, sanat ve felsefe."
"BU PROGRAMI TÜMDEN REDDEDİYORUZ"
Özçağdaş, programın bu haliyle Türkiye'nin geleceğine hizmet eden bir eğitim programı değil, dindar ve kindar nesiller yetiştirme hedefinden vazgeçmeyen AK Parti iktidarının çağ dışı eğitim manifestosu olduğunu ileri sürerek, "Cumhuriyet, aktif sorumlu yurttaşlar yetiştirilmesini isterken iktidar itaatkar ve kanaatkar nesiller yetiştirmek istiyor. Bu çağ dışı program taslağı da bunun bir eseri olarak karşımızda duruyor. Anayasanın laiklik ilkesinin düpedüz hedef alındığı bu programı tümden reddediyoruz." ifadesini kullandı.
"MÜLAKATA DA VURGU YAPILMIŞTIR"
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özçağdaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in dünkü görüşmesiyle ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"Genel Başkanımız, daha önce kamuoyuna vermiş olduğu sözler çerçevesinde atanmayan öğretmenlerimizin, şu anda öğretmenler olarak sorun yaşayan öğretmenlerimizin, mağdur olan kesimlerin tamamının taleplerini Cumhurbaşkanıyla paylaşmıştır. Bu konuşmalar detaylarıyla birlikte karşılıklı olarak paylaşılmıştır. Benzer şekilde öğretmenlerin yanı sıra emekliler ve diğer kesimlerin ihtiyaçları da dile getirilmiştir. Mülakata da vurgu yapılmıştır. Mülakatın yapılmaması ve Cumhurbaşkanının seçim döneminde verdiği vaatler doğrultusunda mülakatın kaldırılması yönündeki toplum talebini net bir sorun olarak dile getirmiştir."
"BU MODELLERLE LAİKLİĞİ YOK SAYMAK KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR"
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de bu eğitim modelini reddettiklerini ifade etti.
Çocukların ihtiyacının bilimsel, laik ve çağdaş eğitim olduğunu söyleyen Emir, "Biz, bu maarif modelinin ne ismini ne hazırlanış yöntemini ne de içeriğini kabul etmiyoruz. Bu modellerle Türkiye'yi adım adım geriye götürmek, laikliği yok saymak, Mustafa Kemal'i ve devrimlerini unutturmak kimsenin haddi ve hakkı değildir." dedi.
Milletvekilleri, açıklamanın ardından Bakanlık önünden ayrıldı.