“Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması”nın büyük finali Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Final programına katılarak yarışmacıların heyecanına ortak olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarışmaya katılan tüm yarışmacıları kutlayarak, emek ve gayretleri için jüri üyelerini de tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyanın dört bir yanında yaşanan insani trajedilere de değindi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Müslümanlar olarak bugün Kur-an‘ın rehberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Dünyanın dört bir yanında İslam beldelerinin çoğunda kan gözyaşı ve istikrarsızlık hâkim. Etnik mezhep Buralarda duyduğumuz ve kabine temelli gerilimlerin en çok yaşandığı yerlerin başında İslam ülkeleri geliyor komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen bir peygamberin ümmeti olmamıza rağmen gelir adaletsizliğinin yaygın olduğu ülkeler maalesef bizim inanç coğrafyamızda bulunuyor. Bir tarafta insanların refah ve bolluk içinde yaşarken hemen öte tarafta milyonların açlık ve kıtlığın pençesinde kıvranmasının hiçbir makul izahı olamaz kardeşlerim. Elbette bize medeniyetimize ve inandığımız değerlere zıt olan bu tablonun sorumlusu sadece Müslümanlar değildir"
"KAYNAKLARIN RANTINI SÖMÜRGECİ GÜÇLER YEMEKTEDİR"
"Küresel emperyalist güçlerin İslam dünyası üzerinde oynadığı oyunların yaşadığımız bu sıkıntılarda önemli payı vardır. İslam ülkelerinin sahip olduğu altının petrolün madenin ve diğer yeraltı ve yer üstü kaynaklarının rantını o zenginliklerin asıl sahipleri değil eski sömürgeci güçler yemektedir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
"Afrika’dan Asya’ya pek çok bölgeye baktığımızda bu sömürü çarkın nasıl kurulduğunu ve nasıl işletildiğini rahatça biliyoruz. Savaş ve çatışma bu araçların en başında yer alıyor bakınız çok açık söylüyorum bugün Suriye’yi, Yemen’i Libya’yı, Sudan’ı, Filistin ve daha nice İslam toprağını kana bu çatışmaların gerilimlerin zulümlerin gerisinde bu sömürü düzenini devam ettirme planları vardır. Kimi zaman demokrasi getirme kimi zaman terörü ve gerilimi bitirme kimi zaman ülkeyi kalkındırma kimi zaman barışı ve istikrar sağlama velhasıl her defasında farklı bir maskenin arkasına gizlenerek oynanan oyunun gayesi zenginliklerin talan edilmesidir. Ne yazık ki bunda çoğu zaman başarılı da oldular işte sizler de görüyorsunuz komşumuz Suriye 13 yıldır kaos ve kargaşadan bir türlü çıkamadı Libya’da Yemen’de hala huzur ortamı tesis edilemedi Sudan da milyonlarca insan yerini yurdunu evini terk etmek zorunda kaldılar. Filistin‘deki işgal zülüm ve katliam politikaları ise üç çeyrek asırdır artarak devam ediyor."
"KARDEŞLERİMİZİN TAM 180 GÜNDÜR MARUZ BIRAKILDIKLARI ZULMÜ VE SOYKIRIMI ANLATMAYA ARTIK KELİMELER DAHİ KİFAYETSİZ KALIYOR"
İsrail'in Gazze'deki saldırıları hakkında da açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerimizin tam 180 gündür maruz bırakıldıkları zulmü ve soykırımı anlatmaya artık kelimeler dahi kifayetsiz kalıyor. Kardeşlerim, atalarımız yitik kaybedildiği yerde aranır demişler yüzleştiğimiz sorunlar için sadece başkalarını suçlamak kabahati sürekli başkasında aramak şüphesiz kolaya kaçmak olacaktır. İslam ve insanlık düşmanlarının tüm bu krizlerdeki paylarını sorgularken kendi hatlarımızı kendi kusurlarımızı da açık yüreklilikle kabul edeceğiz Kur’an-ı Kerim Kerim’in ve sünnet-i seniyyenin rehberliğinden ayrılmamamızın bağlarımızın zayıflaması da karşımızdaki bu vahim tablonun oluşmasında etkili olduğunu biliyoruz. Şunu kabul etmemiz gerekiyor; Kur’an’ın emirleriyle aramıza mesafe koydukça bizi biz yapan bizi hasımlarımıza karşı güçlü kılan hasletlerimizi de kaybetmeye başladık. Öyle ki bir duvarın tuğlaları gibi olması gereken kardeşliğimiz zayıfladı birliğimiz bozuldu dayanışmamız sarsıldı muhabbetimiz azaldı" dedi.
İslam coğrafyasında yaşanan karışıklıkların üstesinden dayanışma ile çıkılabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Kardeşlerimize sahip çıkacağız, birbirimizi sevecek gözetecek birbirimizin hakkına hürmet göstereceğiz. Paylaşmanın bereketini dayanışmanın gücüne tüm kalbimizle inanacağız kardeşimize akrabalarımıza komşularımıza sırtımızı asla dönmeyeceğiz yetimin başını okşayacak, öksüzün elinden tutacak ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalacağı dini mezhebi veya etnik farklılıklarımızı Allah’ın kudretin bir tecellisi Rabbimizin bir ayeti olarak görüp birbirimize saygıyla yaklaşacağız" dedi.