Erdoğan, Irak ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamada bulundu ve soruları yanıtladı.
Buradaki açıklamalarına, hayatını kaybeden Hasan Kılıç'a Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Erdoğan, "Merhum Hasan Efendi ile kısa bir süre önce yüz yüze görüşmüş, kendisinin hayır duasını almıştık. Rabb'im, ruhunu şad, mekanını cennet eylesin diyorum. Kıymetli hocamızın ailesine, yakınlarına, talebelerine ve tüm İsmailağa camiasına başsağlığı diliyorum." ifadesini kullandı.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin daveti üzerine Irak'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşit'le ve Irak Başbakanı Sudani ile yaptıkları görüşmelerde son dönemde ivme kazanan ilişkileri ele aldıklarını söyledi.
Ziyarette, Irak ile münasebetleri daha da ilerletme yönündeki ortak iradeyi teyit ettiklerini aktaran Erdoğan, Başbakan Sudani'nin riyasetindeki hükümetin, Irak'ta istikrarın ve refahın idamesi için attığı adımlara Türkiye olarak verdikleri desteği tekrar vurguladıklarını kaydetti.
Erdoğan, özellikle terörle mücadele, ticaret, ulaştırma, enerji ve iklim değişikliğinin etkileri gibi başlıklarda atabilecek adımları değerlendirdiklerini belirterek, şunları paylaştı:
"Irak kısa süre önce terör örgütü PKK'yı yasaklı örgüt ilan etti. Ülkemizin bundan duyduğu memnuniyeti dile getirdik. PKK'nın resmen terör örgütü ilan edilerek Irak'taki mevcudiyetinin sonlandırılması yönündeki beklentimizi bir kez daha vurguladık. Önümüzdeki dönemde inşallah bunun somut çıktılarını daha net göreceğiz. Kalkınma Yolu Projesi de gündemimizin en üst sırasındaydı. İmzaladığımız dörtlü mutabakat muhtırasıyla bu konuda kritik bir eşiği daha aşmış bulunuyoruz. İnşallah bundan sonra daha da mesafe alacağız. Ayrıca akdedilen 27 anlaşma ve mutabakat zaptlarıyla ilişkilerimizin ahdi zeminini güçlendirdik. Stratejik çerçeveye ilişkin mutabakat muhtırası özellikle münasebetlerimizin gidişatına yön verecektir. Böylece ilişkilerimize kurumsal, yapıcı ve sonuç üreten bir hüviyet kazandırmaya yönelik de tarihi bir adım attık. Bu anlaşmaların etkin şekilde uygulanması noktasında hemfikiriz. Iraklı kardeşlerimiz de gerekli iradeye sahiptir. Bağdat'ta ayrıca Türkmen liderleri de kabul ettim. Türkmen kardeşlerimize ülke ve millet olarak her zaman yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı ifade ettik."
"Filistin'de yaşanan insanlık dramını konuştuk"
Bağdat'tan sonra Erbil'e geçtiklerini, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi liderleri ile verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, "Ziyaretimiz vesilesiyle Erbil'in dört bir tarafının ay yıldızlı al bayrağımızla donatılması, bizi gerçekten duygulandırdı." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Irak Kürt Bölgesi arasındaki samimi dostluğu böylece bir kez daha yakından görme fırsatı bulduklarını vurgulayarak, Irak Kürt bölgesel yönetimiyle tesis edilen işbirliğini ilerletme yönündeki iradelerinin baki olduğunu belirtti.
Ziyarette, PKK tehdidine karşı atabilecek adımları da ele aldıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terörle mücadelede elde edeceğimiz kalıcı başarıların, bölgemizin güvenliği için kritik önemde olduğunu teyit ettik. Enerji, ulaştırma, ticaret ve yatırımlar başta olmak üzere, ekonomik ilişkilerimizi kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Görüşmelerimizde Gazze başta olmak üzere Filistin'de yaşanan insanlık dramını da konuştuk. İsrail mezaliminin bölgemiz ve Irak üzerindeki menfi yansımalarına karşı Irak'ın güvenliğine ve istikrarına verdiğimiz önemi dile getirdik. Irak'la hem ikili hem bölgesel düzeyde artan işbirliğimizin tüm bölgenin huzuruna ve istikrarına katkı sağlayacağına inanıyorum. Görüşmelerimizin ve aldığımız kararların ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Samimi misafirperverlikleri için tüm Iraklı kardeşlerimize teşekkür ediyorum."
"Uluslararası hukukun içinde mücadele devam edecek"
Erdoğan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Irak'la terörle mücadele konusunda 'Bu yaz itibarıyla Irak sınırında terörün çözüleceğini' söylemiştiniz. Irak ile bir ortak operasyon mu söz konusu? Yoksa bu operasyonu Türkiye kendi başına mı yapacak? Bu konu Irak'taki temaslarınızda gündeme geldi mi? Süreç nasıl işleyecek?" sorusuna Erdoğan, "Irak'ta da Suriye'de de özellikle terör bataklığı sadece bizim çalışmamızla değil, buradaki her iki ülke yönetiminin müşterek gayretleriyle kurutulacaktır." yanıtını verdi.
Bütün terör örgütleriyle ayrımsız bir şekilde aralıksız mücadeleyi sürdürdüklerinin altını çizen Erdoğan, şunları ifade etti:
"Özellikle Irak ve Suriye'de yuvalanmış PKK/PYD/YPG ile ilgili mücadelemiz uzun yıllardır bildiğiniz gibi kapsamlı bir şekilde sürüyor. Bundan sonra da yine aynı kararlılıkla bu devam edecek. Gerek yurt içinde gerek sınırlarımızın hemen ötesinde, uluslararası hukukun içinde ve komşularımızın toprak bütünlüğü noktasındaki hukukuna da saygılı olarak bu mücadele devam edecektir. Gönül ister ki komşularımız topraklarından bize yönelen tehditler karşısında gereken tavrı kendileri koysun ve müşterek olarak bu mücadeleyi sürdürelim. PKK/PYD/YPG terör örgütü Irak'ın da istikrarına, kalkınmasına, huzuruna bir tehdittir. Bu tehdidin ortadan kaldırılması Irak'ın da çıkarınadır. Ben inanıyorum ki bu gerçeği görüyorlar ve artık bu pürüzün yok edilmesi için irade ortaya koyacaklardır. Irak'ın kalkınma vizyonunun, uluslararası yatırımların güvenliği için bu terör çukurlarının dümdüz edilmesi ve Irak için öngörülebilir yarınların inşa edilmesi şarttır. Biz, terörü öyle ya da böyle yok edeceğiz. Biz bu konuda kararlıyız. Terörle ve terör örgütleriyle birlikte yol yürüyenlere, terör örgütlerini maşa olarak kullananlara meydanı asla bırakmayacağız."
"Temkinli adım atmamız gerekiyor"
"Su meselesi iki ülke arasındaki önemli konulardan biri. Irak'ın Fırat ve Dicle Nehirlerinden akıtılan su miktarı konusunda önemli bir beklentisi vardı. Su konusunda iki tarafı bir araya getirecek işbirliği ya da anlaşma olabilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, su konusunda kaynakların akılcı kullanılmasının önemine dikkati çekti.
Irak'ın su konusunda Türkiye'den taleplerinin bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Bu noktada yapılması gereken dünyanın değişen iklim şartlarına uygun yeni planlar, programlar ortaya koymak ve suyun sürdürülebilir kullanımını temin etmektir. Akıldan çıkartmamak gerekir ki bizim de en az onlar kadar su konusunda sıkıntımız bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin de su zengini olmadığına, su stresi yaşayan ülkeler kategorisinde bulunduğuna işaret ederek, şunları dile getirdi:
"Yani, kısa süre içerisinde planlamalarımızı hayata geçiremezsek biz de su temini konusunda sorun yaşayabiliriz. Dolayısıyla temkinli adım atmamız gerekiyor. Bu doğrultuda yapılacak değerlendirmelerle bir ortak noktada buluşmak mümkün olabilir. Teknik meseleler ayrıntılı incelenmeden, geleceğe yönelik senaryolar oluşturmadan 'yaptık oldu' mantığıyla bunlar halledebilecek konular değildir. Türkiye bu konularda duygusal değil, akılcı, uzlaşmacı ve çözüm odaklı bir yaklaşım tarzını benimsemektedir ve buna devam edeceğiz. Yapacağımız, iyi niyetle ve yapıcı bir yaklaşımla diyaloğu sürdürmek, ortak projeleri hayata geçirmek ve ortak sorunumuza müşterek çözümler üretmektir. Çünkü su, çatışma aracı değil, müşterek çıkarlarımıza hizmet edecek bir işbirliği alanı."
Erdoğan, Gazze için elinden geleni yapmaya devam edeceğini belirterek şunları söyledi:
"Gazze'nin İsrail tarafından ele geçirilmesi başka işgallerin kapısını aralar, İsrailli teröristlerin yerleşimine açılması İsrail'i daha saldırgan yapar. Çözüm için elimizden gelenin fazlasını yapmayı sürdüreceğiz. Herkes bu konuyu görmezden gelebilir, unutabilir ama bizim öyle bir yaklaşımımız olamaz, Filistinli kardeşlerimizle et-tırnak gibiyiz. Onların canı yanıyor ve kimse zannetmesin ki biz rahat uyuyoruz. Gerçeği ortaya koymaya, İsrail'in cinayetlerini dillendirmeye devam edeceğiz. Zamanın Hitler'i Netanyahu ve suç ortakları hesap vermekten kaçamayacak."
"Milletimizin refahını artırmak için tasarruf tedbirleri almak durumundayız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin yenilikçi ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşma zamanı gelmiştir. CHP'nin böyle bir değişime destek verebileceği düşüncesindeyim. Sayın Özel'in ziyaretinin gerçekleşmesi halinde bunları konuşarak, böyle bir adım atabileceğimizi teklif etmekten daha doğal bir şey olmaz. Milletimizin refahını artırmak için tasarruf tedbirleri almak durumundayız. Bunun için de gereği neyse kesinlikle bunu hükümet olarak yapmakta kararlıyız. Önceliğimiz, birinci hedefimiz, tasarrufu kamu harcamalarında uygulamak, enflasyonu düşürmek, ekonomiyi rahatlatmak. Daha önce başardık, yine başaracağız." dedi.
"Demokratik anayasa için gayretimiz sürecek"
"Yeni anayasa için çalışmalar başladı. 1921 Anayasası da yeniden gündeme geldi. Bu arada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de gelecek dönemi konuşmak için sizden bir randevu talep edeceğini söylemişti. Randevu talebi geldi mi? Özgür Özel'den bu konuşma ve sonrasında yeni anayasa konusunda CHP'yle uzlaşma olur mu?" sorusuna Erdoğan, "Şu an itibarıyla henüz böyle bir randevu talebi gelmiş değil. Fakat olabileceğini düşünüyoruz." karşılığını verdi.
Dünyada birçok alanda değişim yaşandığını, sosyolojiler, teknolojiler, iklimler ve daha birçok zeminin çok hızlı değiştiğini belirten Erdoğan, şunları ifade etti:
"Buna ayak uydurmak için Türkiye'nin eskinin darbe ruhunu özünde barındıran anayasa metninden kurtulup, yenilikçi ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşma zamanı gelmiştir. Yani bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi'nin de böyle bir değişime destek verebileceği düşüncesinde ve inancındayım. Bu görüşme sağlandığında tabii ki anayasa konusu da bizim görüşme başlıklarımızın arasında yer alacaktır. Kaldı ki Meclis Başkanımızın da liderlerle yapacağı görüşmelerde bu konuları onlarla ele alma düşüncesinin olduğunu biliyorum.
Doğrusu ben de bize çok ama çok dar gelen bu mevcut anayasayla ilgili liderler olarak neler yapabiliriz, bunları konuşmakta fayda var diye düşünüyorum. Sayın Özel'in bu ziyaretinin gerçekleşmesi halinde kendisiyle de bunları konuşarak böyle bir adımı atabileceğimizi kendisine teklif etmekten daha doğal bir şey olmaz. Biz Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun en önemli köşe taşlarından biri olan yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili çalışmaktan, gayret etmekten geri durmayacağız. Milletimize yeni ve demokratik bir anayasa kazandırana kadar gayretimiz sürecektir."
"Bedelini ödemeye hazır olmalı"
Erdoğan, "Son birkaç gündür DEM Parti'yle ilgili bir tartışma var. Mardin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerinin meclis açılışında İstiklal Marşı'nın okunmadığı ve bayrağımızın kaldırıldığı iddiaları sebebiyle İçişleri Bakanlığı zaten mülki müfettiş görevlendirdi, bu kamuoyuyla paylaşıldı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çok sert eleştirileri vardı. Sizin değerlendirmeleriniz nedir?" sorusu üzerine bu konuyu İçişleri Bakanlığının kapsamlı bir şekilde incelediğini hatırlattı.
Türkiye'de herkesi temsil eden değerler olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunları dışlamak, bunlara saygısızlık etmek, birlik ve bütünlüğümüze kastetmek anlamına gelir ve tabii ki hukuk devletinde bunun da bir karşılığı vardır. Bunları daha önce de söyledim. Teröre destek vermek, terörle müşterek hareket etmek şüphesiz ki bizim değerler silsilemize saldırıdır ve bununla ilgili olarak da anayasanın çok açık hükümleri vardır. Türk'ü de Kürt'ü de Laz'ı da Çerkez'i de diğer gruplar da bu ülkenin hür ve eşit vatandaşlarıdır. Bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecek. Birliğimize ve bütünlüğümüze böylesine kışkırtıcı eylemlerle el uzatmaya kalkanlara bundan önce hukuk zemininde hangi yanıt verildiyse aynısının ortaya konması sürpriz olmaz. Buna bir defa herkesin hazır olması gerekir. Sayın Devlet Bahçeli’nin yapmış olduğu açıklamalar anayasa hükmünün icrasından başka bir şey değildir. Aynı durum şu anda benim için de geçerlidir. Anayasanın hükümlerini kimler çiğnemeye kalkıyorsa bedelini de ödemeye hazır olmalıdır."
"İhtiyaç dışı harcamaların önü kesilecek"
"Kamuda tasarrufa yönelik bir çalışma yürütüldüğünü, hazırlandığını biliyoruz. Bu çalışmanın neyi kapsadığını, içeriği hakkında bilgi verebilir misiniz ve ne zaman yürürlüğe girer?" sorusuna Erdoğan, "Tasarruftan kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması anlaşılmalıdır. Yani bundan farklı bir şey anlaşılmamalı. Bütçelerin buna göre revize edilmesi için bizler de şu anda bir çalışma yapıyoruz." yanıtını verdi.
Hazine ve Maliye Bakanlığının tasarruf adımlarını takip edeceğini, resmi taşıt kullanımlarından haberleşme giderlerine, temsil, tören, ağırlama hizmetlerinden, demirbaş alımlarına kadar tüm harcamaları gözden geçireceğini belirten Erdoğan, gerçek ihtiyaçlar tespit edilip, ihtiyaç dışı harcamaların önünün kesileceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizin refahını artırmak için tasarruf tedbirleri almak durumundayız. Bunun için de gereği neyse kesinlikle bunu hükümet olarak yapmakta kararlıyız. Önceliğimiz ve birinci hedefimiz, tasarrufu kamu harcamalarında uygulamak, enflasyonu düşürmek ve ekonomiyi rahatlatmaktır. Bunu daha önce biz başardık. Yine başaracağız." diye konuştu.