İzmir'de yangından zarar gören vatandaşlara geçmiş olsun ziyaretinde bulunan ve burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı açıklamalar sırasında Kayseri'de yaşanan olaylara da değinerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşmalara yanıt verdi.
Yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulunan Özel'in, söylemlerinden öne çıkan başlıklar şöyle:
"Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz" ifadelerine yanıt veren Erdoğan, "Nefret siyaseti, ayrımcı dil, muhalefetin zehirli dili diye hangi muhalefeti kastettiğini bilmiyorum. Ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin böyle bir ithama muhatap olamayacağı açık. Kimi söylüyorsa sayın Cumhurbaşkanı bütün olarak muhalefet deyip de bir genelleme yapmak durumunda değil, net söylesin kime söylüyorsa ondan cevabını alsın.
"BİR TANE İKTİDAR VAR"
Dün yaşanan olaylar ve Türkiye'deki sığınmacı sorunu varsa iktidar sorumludur dediğimde herhalde sayın Erdoğan 'Ben değil, diğer iktidar odakları' diyemeyecek. Bir tane iktidar var. Ne diyor, 'Her şeyin sorumlusu benim' diyor, o zaman bunun da sorumlusu sensin.
"SEN ÖZGÜR SURİYE ORDUSU'NA KUVAYİ MİLLİYE DERSEN..."
Ülkeyi yöneten iktidar tutup da her şeyi muhalefete yükler mi?
Elbette bazı muhalefet figürlerinin bazı söylemleri son derece sert olabilir, bizim hatalı bulduğumuz ifadeleri olabilir. Ama bu ülkenin kurucusu sana bir vasiyet bıraktı; komşunun iç işlerine karışma, komşunun toprak bütünlüğüne saygılı ol, komşundaki devlet dışı unsurları muhatap alma... Sen Özgür Suriye Ordusu'na Kuvayi Milliye dersen, getir-eğit-donat savaşsın dersen komşunun iç işlerine saygılı oluyor musun, olmuyor musun? 'Emevi Camii'nde namaz kılmaya giderim 3 saate' dersen komşunun toprak bütünlüğüne, hükümranlık haklarına saygılı mısın, değil misin?
"BİZ SIĞINMACI YARATAN POLİTİKA ve POLİTİKACILARIN KARŞISINDAYIZ"
Türkiye'de resmi rakamlara göre 4.6 milyon, yaygın kanıya göre 10 milyona yaklaşan sığınmacı sorunu varsa tek sorumlusu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yıllardır yaptığı kötü dış politikadır.
Sığınmacılara düşman olmak kolay, biz sığınmacı yaratan politika ve politikacıların karşısındayız. Komşunda iç savaş kışkırtıcılığı yaparsan bu kadar sığınmacıyı da bu memleketin başına musallat edersin. Buna itiraz eden varsa çıksın karşımıza konuşalım. Bu kadar sığınmacının ülkeye gelmesinde hangimizin suçu var. Biz Esad'la küfürleşme, Esad'ın adını değiştirip Esed değil, dün tatil yaptığını bugün düşman belleme, otur işbirliği yap bu iç savaşı durdur derken sen ateşe benzinle gittin. Ondan sonra göç dalgaları oldu. Biz dedikten sonra Esad'la görüşeceğim dedi. Arabuluculuk teklif edeceğim dedim. Bir şekilde masaya oturalım ve sığınmacılar gitsin dedim.
"ESAD'LA OTURULACAK, KONUŞULACAK, ANLAŞILACAK"
Esad'la oturulacak, konuşulacak, anlaşılacak, Suriye'de huzur sağlanacak. Avrupa Birliği elini cebine atacak, hepimiz elimizi taşın altına koyacağız ve bu sığınmacılar Suriye'ye gidecekler. Esad bu noktada üzerine düşeni yapacağız. Şimdi diyor ki 'eskiden tatil yapıyordum, yine yaparım.' Sen tatil yap da Türkiye'nin tatil yörelerinde denize girecek yer kalmadı. Sen keşke o tatili hiç bozmasaydın, Esad'la hiç bozuşmasaydın.
"BİZİM ADIMIZA CEZAYI VERECEK OLAN HAKİMDİR"
Herkesi sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Bizim adımıza silahı taşıyan polistir, jandarmadır. Bizim adımıza cezayı verecek olan hakimdir, cezanın çekileceği yer cezaevidir. Cezayı kendin vermeye çalışırsan, polisin, jandarmanın yerine güç kullanmaya çalışırsan haklıyken haksız duruma düşülür. Bu olayların olmaması için sığınmacı sorununun çözülmesi lazım"