"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5763 %0.26
36,2143 %-0.06
3.400.911 %1.141
2.987,50 0,86
Ara
İşçi Haber Gündem Devlet kıdem tazminatı fonu ile millete borçlanacak

Devlet kıdem tazminatı fonu ile millete borçlanacak

Ekonomist Prof. Dr. Osman Altuğ, geçtiğimiz günlerde açıklanan ekonomik reform paketiyle ilgili İşçi Haber'e değerlendirmelerde bulundu.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ekonomik reform paketini açıklamasının ardından kıdem tazminatı fonu ile ilgili Ekonomist Prof. Dr. Osman Altuğ İşçi Haber'e konuştu. 

Altuğ, "Reform paketi olarak kamuoyuna takdim edilen konuların birer reform niteliğinde olması   söylenemez. Çünkü burada yapılan büyük ölçüde devletin kamu bankalarının mali durumlarını düzeltmek amacıyla bu bankaların devlet iç borçlarına senetlerini vermesi. Bu da bir bilanço makyajından öteye gitmez. Devletin kamu zararları büyük ölçüde kamu masrafı olarak değerlendirilmiştir. Devlet bu kamu zararını bunlara vereceği iç borçların senetleriyle kapatmayı planlamaktadır.


"BİLANÇO GÜZELLEŞTİRMESİ"


Yani bunun bir reform olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Buna literatürde bilanço majyajı veya bilançonun güzelleştirilmesi denir. Ana şekil budur. Öte yandan özel bankalara diyor  ki, size sermaye yapılarınızı, yani öz varlığınızı güçlendirin. Bunun için de sermayelerinizi arttırın diyor. Tabi bu devletin kamu bankalarına ya da herhangi bir şirketine sermayenizi arttırın veya azaltın demesi pek alışılmış bir şey değil, ama şunu gösteriyor, demek ki Türk bankacılık sistemi öz sermaye yetersizliği içerisinde. Bu yetersizliğinde neden kaynaklandığını görüyoruz. Sorunlu kredilerden...  Yani bu bankalar ister özel bankalar olsun, büyük ölçüde kamu bankaları çeşitli kişi ve kurumların vermiş olduğu kredileri geri alamıyorlar. Geriye alamadıkları için de burada bir zarar oluşuyor. Buna zarar demektense "bunların yeniden yapılandıırlması" tercih ediliyor. Ve bu amaçla da zarar eden kredi borçlarının alınması gibi bir iyileştirme ya da bu alacakları varlık yönetimi şirketlerine ulusal ya da uluslararası toplam tutarlarından daha düşük varlık yönetimi şirketlerine satması. Yani oradaki zararı oluşturması.
Reform diyemiyorum ben. Ancak şunu diyebiliyorum, özel bankaların, kamu bankaların bilançolarının güzelleştirmesi.


KIDME TAZMİNATININ FONA AKTARILMASI 


Kıdem tazminatlarının bir kere çok farklı bir şekilde ele alınması lazım.  Sorunun güncelleştirilmesi lazım. Bu sorun çok eskilere dayanan bir sorun. Ve ben bu konuyla 1973'ten itibaren çok yakın ilgilendim. 


"İŞVERENİN İŞÇİYE ÖDEDİĞİ 13. MAAŞI"


Benim için kıdem tazminatı yasal olarak işverenin işçiye ödemesi gereken 13. maaşıdır.
Demek ki işçi işverenden 12 aylık maaş alıyor.  Ayrıca toplu iş sözleşmesine veya özel hizmet akdine göre ikramiye vs. varsa onların dışında veriyorlar. Ve bu 13. maaş her yılın 12 ayından sonra işçiye verilmez. Ne yapılır bu? İşveren tarafından biriktirilir, işverenin üzerinde kalır. İşçi yasal olarak işletmeden ayrıldığı takdirde ki bunun koşulları var. Hizmet haklarının karşılıklı seçmesi, tek taraflı seçmesi vs. Ama normalde işçi o işverenle emekli olana kadar çalışılacağı varsayılır veya hanımda evleninceye kdar çalışacaktır. İşçi askereye gidene kadar çalışacaktır denilenerekten işçiyle sözleşmenin sonunda işveren tarafından topluca ödenir. 30 sene çalıştıysa 30 aylık ücreti ödenir. Ama en son ücreti üzerinden ödenir. 
İşveren bunu vergisinden düşemez. Bu birikiyor birikiyor ve sonuçta işveren tarafından ödenmesi gereken bir para. Devlet diyor ki bu para işverende birikeceğine bende biriksin. Yani işin özü bu. Sen diyor işveren olarak bu paraları getir diyor. 


"KIDEM TAZMİNATI FONU, BORÇLANMA YÖNTEMİDİR"


Devlet sektör marifetiyle kalkınmayı tercih etmişse yani serbest pazar ekonomisiyle kalkınmayı tercih etmişse yani işçiyle işveren arasıdaki hizmet akdine müdahale edemez. Atıyorum bu kıdem tazminatına yüz bin tane işveren bir milyon işçi için para yatırmışsa bu bir milyon içinin tamamı o gün, o yıl, o ay ayrılmayacağına göre, 3 bin kişi ayrılır devlet 100 bin kişi için para toplar 3 bin kişinin parasını öder,  geriye kalan 97 bin kişinin parası da devlette kalır. Bu da bir borçlanma yöntemidir, devlet aslında borçlu, adına da kıdem tazminatı fonu deniyor." ifadelerine yer verdi.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *