Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dünya ve ahiret mutluluğunun hakkıyla Rabb'ine itaat eden, içtenlikle iman esaslarına sarılan, ihlasla ibadetlere devam eden ve güzel ahlaktan taviz vermeyen müminlerin olacağını söyledi.
Erbaş, Diyarbakır'da merkez Sur ilçesindeki tarihi Ulu Cami'de irat ettiği "İnsan İmanla Yücelir" konulu hutbede yüce Allah'ın sayamayacakları kadar bol ve güzel nimetlerinin bulunduğunu ancak bu nimetlerden daha değerli ve önemlisinin iman olduğunu söyledi.
İmanla insanın yüceldiğini, kalplerin huzur bulduğunu, vicdanların berraklaştığını, akılların durulduğunu, kabirlerin aydınlandığını, mahşeri feraha erdiğini, sırattan geçildiğini, cennete girildiğini kaydeden Erbaş, "İmandır, o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür. Aziz müminler, iman, Peygamber Efendimizin Allah Teala'dan getirdiği her şeyin doğru olduğunu dil ile ikrar, kalp ile tasdik etmektir." diye konuştu.
İslam ile şereflenmenin ilk şartının Allah'a iman olduğuna dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti:
"Mümin, Rabb'inin bir tek olduğuna, her şeyi yoktan var ettiğine, yaşattığına ve yönettiğine canı gönülden inanır. Yalnızca Allah'a ibadet eder ve yalnızca ondan yardım diler. Allah'a samimiyetle bağlanan mümin, doğumundan ölümüne kadar yanı başında bulunan, kendisini koruyan, bağışlanması için dua eden meleklerin varlığıyla huzur bulur. Mümin, ruhuna ve bedenine şifa, gönlüne ve zihnine sükunet, sözüne ve hayatına anlam katan Kur'anı Kerim'e sımsıkı sarılır. Yüce Kitabımızı en güzel bir şekilde yaşayan Peygamberimizin sünnetine tabi olur. Zira o bilir ki sözün en güzeli Allah'ın Kitabı, rehberliğin en güzeli ise Peygamberimizin rehberliğidir. Mümin, ahirete de iman eder. Dünyanın geçici, ahiretin ise asıl yurdu olduğunu bilir. Dünyada iken yapıp ettiklerinin hesabını ahirette vereceği bilinciyle bir ömür sürer.
Nihayetinde mümin, kadere ve kazaya, hayır ve şerrin ancak Allah'ın yaratmasıyla meydana geldiğine inanır. Bununla birlikte o, iradesini, aklını ve vicdanını kullanır. En iyiye, en doğruya ve en güzele ulaşmak için var gücüyle gayret eder. Zira kula düşen çalışıp çaba göstermektir, takdir, elbette Cenabıhakk'a aittir."
İmanın gönüllerde kök salmasının, esaslarını hayata yansıtmaktan geçtiğini dile getiren Erbaş, "İnandığımız değerleri yaşamaya ve yaşatmaya gayret edelim. Tüm canlıların elimizden ve dilimizden güvende olmasına özen gösterelim. Kul ve kamu hakkını, yetimin malını koruyup gözetelim. Etrafımıza sevgi ve muhabbet dağıtalım. İyilik yaptığımızda sevinip hamdedelim, kötülük yaptığımızda ise üzülüp tövbe edelim. Unutmayalım ki dünya ve ahiret mutluluğu, hakkıyla Rabb'ine itaat eden, içtenlikle iman esaslarına sarılan, ihlasla ibadetlere devam eden ve güzel ahlaktan taviz vermeyen müminlerin olacaktır." ifadelerini kullandı.
Erbaş, hutbenin ardından dua etti ve cuma namazını kıldırdı.