Diyanet İşleri Başkanlığı, 21 Şubat 2025 Cuma günü tüm camilerde okunacak hutbenin içeriğini açıkladı. Hutbenin başlığı "Gaybın Bilgisi Yalnızca Allah’a Aittir" olarak belirlenirken, İslam’ın batıl inançlar ve gayb konusundaki net duruşu vurgulandı.
İslam’da Sihir ve Büyü Yapmak Yasaktır
Hutbenin ilk bölümünde, dinimize göre sihir ve büyü yapmanın büyük bir günah olduğu ifade edildi. İslam, sihir ve büyüyü Allah’a şirk koşmak gibi büyük bir suç olarak kabul eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Allah’a şirk koşmak ve sihir yapmak gibi insanı helâke götüren şeylerden kaçının" diyerek, bu tür uygulamaların ne kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekmiştir.
Hutbede, büyü ve sihir yapanların ve yaptıranların, kul hakkı ihlali işlediği ve zulümde bulundukları belirtilmiştir. Ayrıca, İslam’daki tevhid inancıyla ve tevekkül anlayışıyla çelişen bu tür davranışların, tövbe edilmediği sürece Allah’ın gazabını çekmeye sebep olacağı uyarısı yapılmıştır.
Diğer bir önemli konu ise cinlerin gayb bilgisi konusunda sahip oldukları iddialardır. Hutbede, cinlerin de insanlar gibi Allah’ın kulları olduğu ve gaybı bilmedikleri ifade edilmiştir. Allah’ın izni olmadan kimsenin zarar veremeyeceği vurgulanmıştır. Bu noktada, cinlerle irtibat kurarak gelecekten bilgi aldığını iddia eden kişilerin yalancı oldukları açıklanmıştır.
Fal ve Muska: Dinimizin Yasakladığı Batıl Uygulamalar
Diyanet, hutbede falcılık ve muskacılıkla ilgili de açıklamalarda bulundu. Bugün hâlâ bazı televizyon kanalları ve dijital platformlarda fal, burç ve benzeri uygulamalarla insanların duyguları ve kazançlarının sömürüldüğüne dikkat çekildi. İslam, fal bakmayı ve burçlarla ilgili tahminler yapmayı haram kabul eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in, "Kim bir kâhine veya medyuma gider ve onun sözlerini tasdik ederse, Hz. Muhammed’e indirileni inkâr etmiş olur" şeklindeki uyarısı hatırlatıldı.
Hutbenin ilerleyen bölümlerinde, Kur’an’ın yalnızca bir öğreti kitabı değil, aynı zamanda bir şifa kaynağı olduğuna değinilmiştir. Cenâb-ı Hak, Kur’an’ı müminlere şifa ve rahmet olarak göndermiştir. Peygamber Efendimiz’in dualarına başvurmanın, ruhsal ve bedensel sıkıntılara deva olacağı vurgulanmış, fakat Kur’an ayetlerini ya da duaları metinlere yazarak ticari kazanç elde etmenin İslam’da yeri olmadığı ifade edilmiştir.
Diyanet, hutbede, dini değerleri istismar edenlere karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtmiştir. Peygamber Efendimiz’in saçının yıkandığı suyu dağıtarak şifa vereceğini iddia eden bidatçilere itibar edilmemesi gerektiği vurgulanmıştır. Şifa, başarı ve kısmet için sadece Allah’a güvenmek ve ona tevekkül etmek gerekmektedir.