CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, seçimle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Değerlendirmede, "Birileri kaybetti diye seçimin yenilenmesini düşünmenin bile sürece zarar vereceğine inanıyorum. Zihnimin hücresinde dahi, beynimin bir köşesinde dahi bu ihtimali beslemiyorum. Seçim bitmiştir." dedi.
İmamoğlu, CHP 2. Bölge Koordinasyon Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gerçeklerden bahsetmeden bugünü anlamanın zor olduğunu, hayatın gerçeklerini konuşmak gerektiğini söyledi.
Toplumun işin neresinde, gündemin nerede olduğunu analiz etmek için bugün Esenler'de pazar ziyareti yaptığını belirten İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'ye sermaye akışı neredeyse durdu. Hatta ülkeden tersine bir sermaye akışı başladı. Şirketler, ekonomik durgunluk ve finansal zorluklar nedeniyle, özellikle mali sıkıntılar içerisinde konkordato ilanı, iflaslar, şu anda belki de piyasanın en sıkıntılı tanımları. Bunu her gün yaşayan iş dünyası, iş insanları bize bu sıkıntılarını aktarıyor. Son iki ayda dövizde yüzde 10'luk artış ve bunun baskısı, birçok fiyat ve zam artışlarını kapımıza getirmiş durumda. Sadece iki ayda bu artış ve son bir haftada dolar karşısında Türk Lirası'nın yüzde 3'e yakın değer kaybı.
EKONOMİK KRİZ
Hükümet ise bu sorunlara değil, bu sorunların sonuçlarına dönük başka bir arayış içinde. Ekonomik kriz, politik krizle bugünlerde bütünleşiyor. Ne yazık ki sürecin çözümüne değil, kriz çıkararak krizi unutturma peşinde. Son TÜİK verilerine göre; bir yılda toplam işsiz sayısı 1 milyon 259 bin artış gösterdi. İşsizlik oranı yüzde 14.7'ye çıktı ki son 10 yılın en büyük işsizlik oranını yaşıyor Türkiye. Genç işsizliği yüzde 26.7'ye yükseldi. Bunun anlamı İstanbul'daki verilere göre konuşursak, 3 gençten birisi işsiz."
"Bu kadar yıldırım hızıyla açıklanan bir seçim kazanımı görmedim"
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Binali Yıldırım'ın bugün düzenlediği basın toplantısına değinen İmamoğlu, şunları kaydetti:
"Sayın rakibimiz iki saat boyunca somut bir delil, somut bir usulsüzlük, somut bir aykırılığı size anlattı mı ya da anlattıklarından siz bir şey anladınız mı? Açık söyleyeyim ben anlamadım. Ama anladığım şeyler var. Özellikle sormam gereken sorular da var. Örneğin, 'Acelecilik yaptı' diyor benim için. Beni acelecilikle suçluyor ama hepiniz hatırlıyorsunuz rakibimiz tam bir yıldırım hızıyla saat 22.30 gibi '3 bin 870 oyla seçimi ben kazandım' dedi. Hayatımda bu kadar yıldırım hızıyla açıklanan bir seçim kazanımı görmedim, duymadım. Hem de küçümsüyorlar ya 13 bin-14 bin sayısını, '3 bin 870 oyla kazandım' acelecilik. 'Görmemişlik yaptı, ağır başlı olmadı' diye beni suçluyor. Seçimden bir gün sonra İstanbul'a 'gönül belediyeciliği kazandı' diye afiş asan ben olsaydım, görmemiş olurdum."
İmamoğlu, "Yanında uzman diye oturttuğu kişiler, onu aldattığını söylediğim, ben olsam bir daha yüzüne bakmam diye ifade ifade ettiğim kişiler, bugün bile itiraz günlerini dahi doğru veremediler. Aldatıldığını düşündüğüm Sayın Yıldırım, herhalde o gece aldatma konusunda iş birliği yaptığını düşünmek zorunda kaldı, bugün anlattıklarından ve yan yana oturmasından dolayı." dedi.
Binali Yıldırım'ın, bıkkınlığının ekranlardan her şeyi anlattığını dile getiren İmamoğlu, şunları söyledi:
"Kendi iddialarını bile anlatamaması, bıkkınlığının bir göstergesidir. Ben kendisine yardımcı olacağım. Kendi iddialarını madde madde size anlatacağım. Üç başlıkta hile ve usulsüzlük olduğunu iddia ediyorlar. Bir, sayımdan kaynaklanan usulsüzlük iddiası, iki, seçmen listelerinden kaynaklanan usulsüzlük iddiası, üç, sandık kurullarından kaynaklanan iddialar.
Bir kere, seçmen listeleri ve sandık kurullarıyla ilgili iddialar seçim öncesi döneme aittir. Seçim öncesi döneme ait dememin sebebi şu, sayın bakanlar çıktı açıklama yaptılar 'Türkiye dünyanın en güvenilir seçim sistemine sahiptir' diye. Yüksek Seçim Kurulu, seçmen listeleri konusunda teminat verdi. Hiçbir şekilde 'taşıma, hayali seçmen yoktur' diye ulusa seslendiler ve teminat verdiler. Taşıma seçmen konusunda oluşan kaygılarımızı reddettiler. Aynı evde 11, 20 kişiyi nakleden anlayışı bugünlerde anlattık belki ama biz aslında bu ihbarlarımızı seçim öncesi itiraz süresinde yaptığımızda bile reddedildi, 'usule uygun seçmen' denildi biz de kabul ettik. Bu iddialarda bulunan sayın rakibimizin özellikle bu konuları dile getirmiş olması, seçim öncesi hiçbir işlem yapmaması ve seçimden sonra bunları tek tek açıklama ve buradan bir şeyler elde etme çabasını anlayabilmek mümkün değil. Bunun tek açıklaması bu iddiaların seçimi kaybettikten sonra uydurulup üretildiğidir."
"Seçimi mundar ilan etmesi hukuka saygısızlıktır"
Ekrem İmamoğlu, bir başka hususun AK Parti'nin sayımdan kaynaklanan usulsüzlük iddiaları olduğunu belirterek, "Yüksek Seçim Kurulu, bütün oyların sayılması talebini reddetti. Demek istiyor ki 'yok böyle bir usulsüzlük kardeşim.' Dolayısıyla gündemden kalktı. İkna edici gerekçe ve kanıt olmadığı için tüm oyların tamamının yeniden sayılmasını reddettiğinden konu kapanmıştır. Bütün bu yapılan işlemlere rağmen, Yüksek Seçim Kurulu'nun aldığı bu kararlara rağmen Sayın Yıldırım'ın seçimi mundar ilan etmesi çok net söylüyorum hukuka saygısızlıktır, çok net söylüyorum kazanamadığı bir seçimi mundar ilan etme gayretkeşliğidir. Hani hukuka saygı gerekirdi, bana tavsiyede bulunuyor. Hani ağır başlı olmak gerekirdi. Hani Yüksek Seçim Kurulu'na saygı duymak gerekirdi. Hani devlet adamlığı bunu yapmayı gerektirirdi. Bir iki saatlik konuşma içinde bu kadar tezatı bir arada görmedim." diye konuştu.
Binali Yıldırım'ın "Geçersiz oylar benim lehime artmaktadır. Yanlışlık varsa her iki adayın da oyları aynı oranda artması gerekir. Bu da gösteriyor oylarımız sandıkta iç edilmiştir." dediğini aktaran İmamoğlu, "Binali Bey, kendi mantığını, kendi akıl yürütmesini hukuki gerekçe, kanıt ve delil zannediyor ama işine gelir gibi konuşuyor. " dedi.
AK Parti'ye, reklam ajanslarıyla konuşmalarını tavsiye eden İmamoğlu, "Ha bire 'bas mühürü AK Parti logosunda ampule' diye ilan yapmışlar. Sıklıkla geçersiz oy sayılanların birçoğunda oylar mühür olarak logonun üstüne basılmış. Basılması gereken yere değil." ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, Binali Yıldırım'ın seçimi bu konuda zan altında bırakmasının, "Belgem, kanıtım yok ama aklım böyle söylüyor" diyerek seçimde şaibe olduğunu ilan etmesinin büyük bir kibir hatta kaybetme hazımsızlığının da ifadesi olduğunu savunarak, "Bu hazımsızlığın, devlet adamlığı tecrübesi noktasında önemsediğim bir şahsiyette hala devam ettiğini kamuoyuna göstermesi de şahsımı derinden üzmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Binali Yıldırım'a davet
Ekrem İmamoğlu, toplumu infiale soktuğu, topluma iyi mesajlar vermediği, İstanbul'u hareketlendirdiği iddialarına da yanıt vererek, "Hareketlendirdiğim doğru. Nereye gitsem binlerce insan etrafıma toplanıyor. Beni gören İstanbullular gülümsüyor. Görmek istiyorsa Sayın Yıldırım'ı pazara, yemeğe, kahvaltıya, hatta İstanbul'un üç güzide kulübü, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş maçına davet ediyorum. Beraber gidelim hareketliliğin ne olduğunu orada görsün." diye konuştu.
Maça giderek, Yüksek Seçim Kurulu'nun nasıl baskı altında tutulacağını, futbolu takip eden birisi olarak stratejik anlamda nasıl bir amacı olabileceğini bulamadığını ifade eden İmamoğlu, "Ama ben kendilerine bazı ipuçları vereyim. Seçimden sonra bu ülkenin bakanlarıyla özel toplantılar yapıyorsanız işte o Yüksek Seçim Kurulu'na baskı anlamına gelebilir." ifadesini kullandı.
"Sayımı kim engelliyor?" söylemlerine değinen İmamoğlu, sayım yapılsın diye çırpındıklarını, Yüksek Seçim Kurulu'na son aldığı karar dolayısıyla teşekkür etti.
"Yurt dışından asla medet ummadım"
Ekrem İmamoğlu, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin sorusu üzerine İmamoğlu, yurt dışından asla medet ummadığını, kendisini yurt dışından arayıp tebrik edenin olmadığını ama seçimler sonuçlandıktan sonra bazı ülkelerin cumhurbaşkanları ve başbakanlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tebrik ettiğini söyledi.
İmamoğlu, başka bir soru üzerine, Yüksek Seçim Kurulu'nun Maltepe'de şu ana kadar yapılan sayımları kabul ettiğini hatırlatarak, "Dolayısıyla bunların geçersiz olması yönünde yapılan başvurular boşa çıkmış oldu. Bundan sonra yapılacak sayımın da en hızlı şekliyle yapılması hususunda bir ilçe seçim kuruluna yetki verdiğini biliyorum. İlçe seçim kurulunda, kurulların arttırılması ve sandık sayımının hızlanması noktasında iki ilçe seçim bölgesi var Maltepe'de, her iki hakimin ortak kararıyla hareket edilmesi noktasında bir önerisi vardı. Aslında yerine getirilen ve il seçimin kabul ettiği düzen buydu. Az önce belgesini gösterdim. Rakibimizin adına orada bulunan sandık kurulu üyeleri, süreci yavaşlatma adına böyle bir kararın alınmasında iş birliği yaptı. Yüksek Seçim Kurulu, kendi kararının doğru olduğunu, dün alınan kararın yanlış olduğunu bugün yapılan itiraz gereği netleştirmiş oldu." yanıtını verdi.
İstanbul'da "seçimin tekrarlanması"na ilişkin görüşü sorulan İmamoğlu, "Mızıkçılık. Başarıyı alkışlamak, karşınızdakini tebrik etmek gerçekten değerlidir. Ben böyle bir ruh hissediyorum burada. Böyle bir sürecin devamında hala böyle bir ifadede bulunmaları üzücü. Biz de Yüksek Seçim Kurulu'nun süreci netleştirmesini arzu ediyoruz." dedi.
Ekrem İmamoğlu, seçimin tekrarlanması durumunda nasıl bir yol haritası belirleyeceğine ilişkin soru üzerine, bazı şeyleri düşünmenin bile demokrasiye zarar vereceğini düşündüklerini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Birileri kaybetti diye seçimin yenilenmesini düşünmenin bile sürece zarar vereceğine inanıyorum. Zihnimin hücresinde dahi, beynimin bir köşesinde dahi bu ihtimali beslemiyorum. Seçim bitmiştir."