Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 12. Enformasyon Bakanları Konferansı kapsamında Mecidiye Kasrı'nda düzenlenen programda konuştu.
Konferansın, başta İslam ümmeti olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz eden Erdoğan, "Rabb'im birliğimizi, beraberliğimizi ve muhabbetimizi daim eylesin. Bu yılki konferansın ana temasını 'Hakikat ötesi çağda dezenformasyon ve İslamofobi ile mücadele' teşkil ediyor. Müslümanların yanında tüm insanları da etkileyen bu iki temel sorunun gündeme alınmasını son derece isabetli buluyorum. Değerli fikirleriyle konferansa katkı sunan, içeriğini zenginleştiren, bizlerin yolunu ve ufkunu aydınlatan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Hucurat Suresi'nin 6'ncı ayetinde Allah'ın mealen, "Ey iman edenler, eğer fasık bir kimse size bir haber getirirse doğru olup olmadığını araştırın, yoksa bir topluma cahilce kötülük edersiniz de sonra yaptığınız şeye pişman olursunuz." dediğini vurgulayan Erdoğan, "Evet görüldüğü üzere inancımız sadece habere değil, haberin kaynağına, kimden geldiğine ve hangi amaçla getirildiğine de dikkat etmemiz gerektiğini emrediyor." değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, herhangi bir konuda karar almadan veya harekete geçmeden önce haberi taşıyanın, yazanın ve konuşanın iyi araştırılmasının tavsiye edildiğine dikkati çekti.
SOSYAL MEDYA ORTAMINA ELEŞTİRİ: "OPERASYON AYGITINA DÖNÜŞTÜ"
Yaşadığımız dönemi "iletişim çağı" olarak tanımlayan ve bu çağda bu ilahi tavsiyelerin ne kadar hayati öneme haiz olduğunu herkesin bizzat tecrübe ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"İletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte bilgiye, habere ulaşmak kolaylaşırken, insanların hakikatle bağı ise giderek zayıflıyor. Haber kaynaklarının çeşitlenmesi, medyanın, özellikle sosyal medyanın günlük hayatımızda daha fazla yer edinmeye başlaması, pek çok avantaj yanında beraberinde hayati riskleri de getirmektedir.
"Dijital terör sadece demokrasiye, toplumsal barışa değil onlarla birlikte ülkelerin milli güvenliklerine açık tehdit oluşturmaktadır.
Yalan haber ve terör örgütlerine verilen destek madalyonun bir yüzünü oluştururken, diğer yüzünde İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı vardır.
Bilgi kirliliği ve dezenformasyon, bu tehditlerden en fazla öne çıkanlardır. Maalesef bugün yalan, sahte ve çarpıtılmış haberler sebebiyle dünyada milyonlarca insan mağduriyet yaşamaktadır. Hiçbir sınırın, ahlakın, etik değerin, otokontrolün olmadığı bu mecralar bir iletişim aracı olmaktan ziyade, insanları düşmanlaştıran, kutuplaşmayı artıran, nefret ateşini körükleyen birer operasyon aygıtına dönüşmüştür.
LAFARGE'NİN DEAŞ'LE İŞ BİRLİĞİ: "YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR"
Fransa'nın Başkanı sayın Macron'a bunları anlattım. Şimdi Fransa parlamentosunda Macron'a bunun hesabını sordular. Şu anda gündemdeki en önemli konulardan biri hale geldi. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yalan. Bu yalan tutmadı. Teröre destek veren en önemli kurumlardan bir tanesi olarak artık her şeyiyle açığa çıktı.
Onbinlerce masum sivilin ve Müslümanın kanını döken bu vahşi DEAŞ örgütü kimler tarafından desteklendiği bu tür örneklerle net şekilde anlaşılıyor. Aynı riyakâr tavrın PKK; PYD ve FETÖ terör örgütlerine yönelik tutumlarda da sergilendiğini biliyoruz. Ellerindeki masum kanlarına rağmen bu örgütler destekleniyor, korunuyor. Ağızlarını her açtıklarında özgürlük, demokrasi ve insan haklarından bahsedenler akla ziyan bahanelerin arkasına saklanarak bu örgütlere sahip çıkmayı sürdürüyor.
"FİLİSTİN DAVASINI DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE SAVUNMAMIZ ŞART"
Filistin davasını da daha güçlü şekilde savunmamız şarttır. Filistinli kardeşlerimiz topraklarında yaşadığımız işgali, hak mahrumiyetini daha iyi anlatmalıyız. Suriye'de insani kriz ve terör sarmalından kurtulmamız için siyasi çözüm çabalarına daha etkin destek vermeliyiz. Filistin, Keşmir, Kıbrıs, Batı Trakya'ya kadar her cephede işbirliğimizi artırmadan saldırıların üstesinden gelemeyiz.
İstanbul'da ev sahipliğini yaptığımız 2016 yılındaki İslam zirvesinde yazılı ve görsel medyanın İslamın doğru anlatılması, bilginin doğru yayılmasının önemini vurgulamıştık. Bu toplantıda üye ülkelerde medya altyapının geliştirilmesi ve medya kuruluşları arasında işbirliği çağrısında bulunmuştuk. 2025 10 Yıllık Eylem Planı kapsamında medya, sosyal medya, kamu diplomasi alanlarında bazı hedefler belirlemiştik."
"KRİTİK BİR ADIM ATTIĞIMIZA İNANIYORUM"
Ülkemizde bu hafta kanunlaşan ve dezenformasyonla mücadelede elimizi güçlendirecek mevzuatın da önemli bir kilometre taşı olacağını düşünüyorum. Dünyanın birçok ülkesinde benzerleri yürürlükte olan bu düzenlemeyi ülkemiz hukuk sistemine kazandırarak, halkımızı koruma yönünde kritik bir adım attığımıza inanıyorum. Önümüzdeki dönemde bunun faydalarını birçok alanda göreceğimizden şüphe duymuyorum."