Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonrası basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"50 bini aşkın insanımızın vefat ettiği bu büyük felakette bize destek veren dostlarımızı her zaman minnetle yad edeceğiz. Rusya-Ukrayna savaşında 504. günü geride bırakıyoruz. Çatışmalar uzadıkça yıkım kan ve gözyaşı da artarak devam ediyor. Savaşın faturasını sadece taraflar değil Avrupa'dan Afrika'ya, Asya'dan Balkanlara farklı coğrafyalardaki pek çok ülke ödüyor.
Afrikalı kardeşlerimizi etkileyen gıda sıkıntısı tüm dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon oranları, enerji fiyatlarındaki fahiş artışlar bunlardan sadece birkaçıdır.
"Savaşın sona ermesi için yoğun çaba harcıyoruz"
Türkiye olarak müttefiklerimizle dayanışma içinde hareket ederken aynı zamanda savaşın sona ermesi için yoğun çaba harcıyoruz. İlk günden itibaren Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni titizlikle uyguladık. Savaş gemilerinin Türk boğazlarından geçmesine müsaade etmedik. Böylece çatışmaların diğer bölgelere sıçramasının önüne geçtik. İstanbul süreci ile başlayan temas trafiği Ukrayna tahılının sevkine izin veren Karadeniz Girişimi ve esir takasları ile devam etti. Yaptığımız görüşmeler neticesinde tahıl anlaşması 2 kez uzatıldı. Mutabakat kapsamında bugüne kadar 33 milyon tondan fazla tahıl ürünü dünya pazarlarına ulaştırıldı.
"Bölgemizde barış umutlarını yeniden yeşertmek istiyoruz"
Ancak söz konusu mekanizmanın süresi 17 Temmuz'da doluyor. Yüz milyonlarca insana umut olan Karadeniz girişiminin tekrar uzatılması için görüşmelerimiz devam ediyor. Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy'nin geçen cuma günü ülkemize yaptığı ziyarette diğer meselelerle beraber bu konuyu ele aldık.
Sayın Zelenskiy girişimin devamından yana. Sayın Putin'in de bazı önerileri oldu. Bu önerileri de dikkate alarak çözüm odaklı çalışıyoruz. Her iki komşumuz ile olan yakın diyaloğumuzu girişimin uzatılması ve krizlerin çözüme kavuşturulması için kullanmayı sürdüreceğiz. Hep söylediğimiz gibi savaşın kazananı, barışın da kaybedeni olmaz. Bölgemizde barış umutlarını yeniden yeşertmek istiyoruz.
Zirvenin ilk oturumunda müttefiklerin savunulmasını ilgilendiren konuları ele aldık. Türkiye'nin müttefiklerini savunma taahhüdüne bağlı olduğunu, ittifak dayanışması içerisinde sorumluluklarını her zaman yerine getirdiğini bir kez daha vurguladım. Tabii dayanışma sadece bizim değil tüm müttefiklerin içselleştirmesi ve rehber edinmesi gereken bir ilkedir. Esasen ittifakın üzerinde yükseldiği taşıyıcı sütun budur.
"NATO'nun terörizm ile mücadele alanındaki gayretlerin artırılması şart"
Batı müttefiklerimizin bilhassa PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG ile kurdukları çarpık ilişki ittifakın birlik ve bütünlüğüne zarar veriyor. Bu yaklaşımın makul ve mantıklı hiç bir açıklaması yoktur. Son yıllarda yaşadığımız onca acıya rağmen terörle mücadele konusunda halen bunları konuşuyor olmak gerçekten düşündürücüdür.
Müttefiklerimize terör örgütleri arasında ayırım yapmayın, İslam düşmanlığı ile mücadele edin demeyi kendimize zül sayıyoruz. NATO'nun iki temel tehditten biri olarak gördüğü terörizm ile mücadele alanındaki gayretlerin artırılması şart.
"Terörle amansız ve amasız mücadele bizim kırmızı çizgimizdir"
Yaklaşık 40 yıldır bölücü terör örgütü ile mücadele eden bir ülkeyiz. Şimdiye kadar binlerce vatandaşımızı terör örgütlerinin kanlı saldırılarında kurban verdik. Daha ağzı süt kokan bebeklerden, 4 yıllık eğitimi sonrasında öğrencileri ile buluşmanın sevincini yaşayan öğretmenlerimize, evine ekmek götürmeye çalışan işçilerimizden kadınlara nice masum insanımız bizden kopartıldı. Daha 3 gün önce iki kahraman mehmetçiğimiz teröristler tarafından kalleşçe şehit edildi.
ABD'den F-16 Tedariki
Bıden'ın bize ifade ettiği konu onlarda da kongre bağlayacı olduğunu söyledi ve takipçisi olacağını söyledi. Her zamankinden daha umutluyum.
İsveç'in NATO'ya üyelik süreci
Türkiye, ittifakın genişlemesine verdiği ilkeli tutumu desteklemiştir. İsveç'in NATO'ya katılımı gündemimizde yer aldı. Ülkemizin beklentilerini İsveç'in taahhütlerini yerine getirmesi konusunu ele aldık. İsveç'in üyelik konusuyla ilgili önümüzdeki süreçlerin nasıl şekilleneceğini ele aldık. İsveç, bizim AB'ye tam üyeliğimize ve gümrük anlaşmasının yenilenmesine destek verecek. İsveç üzerine düşeni yapmayı sürdürecek.
Kur'an-ı Kerim'e yönelik alçakça saldırılarının ardından İsveç hükümetinin saldırıyı kınayan açıklamalarını not ettik. Bugün BM İnsan Hakları Konseyi Kur'an-ı Kerim'i yakma eylemini nefret suçu olarak nitelendirdi. İnsanların kutsallarına saldırmak fikir özgürlüğü değil barbarlıktır. İsveç'in NATO'ya katılım protokollerini onaylayacak mercii TBMM'dir.
Türkiye'nin AB üyelik süreci
Liderlerden olumlu yaklaşım ve uygulamaları görmek istiyoruz.
Vize serbestisine yönelik adım atılır mı?
Biz bunu bütün liderlerle görüştük, en son Ursula von der Leyen ile de görüştük, kendilerinden olumlu bir yaklaşım bekliyoruz. Büyükelçi Çağatay Bey bu konuyu takip edecek."