"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5467 %0.18
36,0147 %-0.62
3.380.920 %-1.648
3.005,46 1,47
Ara
İşçi Haber Gündem Gökhan Özoğuz’dan Dostoyevski’nin kahramanı Raskolnikov yorumu

Gökhan Özoğuz’dan Dostoyevski’nin kahramanı Raskolnikov yorumu

Atena Grubu’nun solisti Gökhan Özoğuz, Dostoyevski’nin ünlü roman kahramanı Raskolnikov ile ilgili yaptığı yorum yüzlerce beğeni topladı.

Atena Grubu’nun solisti Gökhan Özoğuz, Dostoyevski’nin ünlü roman kahramanı Raskolnikov ile ilgili yaptığı yorum yüzlerce beğeni topladı.

TWEET ZİNCİRİ OLUŞTURULDU

Sosyal medya ağı twitterda 'Dostoyevski_34' isimli hesap,  Fyodor Mihayloviç Dostoyevski hakkında paylaşımlarda bulunurken, Dostoyevski'nin ünlü romanı Suç ve Ceza'nın baş karakteri Raskolnikov ile ilgili tweet zinciri oluşturdu.

SUÇ VE CEZA ROMANININ BAŞ KARAKTERİ

Paylaşımda ünlü roman kahramanı için "Suç ve Ceza romanının baş karakteri, hem katil, hem maktul, hem mağdur, hem müşteki, hem sanık, hem de tanık Raskolnikov..." dedi.

Atena Grubu'nun ünlü solisti Gökhan Özoğuz da twitter hesabından şu şekilde yorumladı.

2019-05-03_11h31_25

"Bu karakterdeki sayılan özellikler insanın hakikatini en güzel şekilde gözönüne sermiş. İnsan bunların hepsinin birleştiği noktadır." Özoğuzun yaptığı yorum kullanıcılar tarafından yüzlerce beğeni aldı.

SUÇ VE CEZA HAKKINDA
 
Suç ve Ceza  (orijinal adı Rusça: Prestuplenie i nakazanie), Dostoyevski’nin  dört büyük romanından biri, olarak kabul edilmektedir. Roman yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği de taşır.
 
Roman ilk olarak 1866′da Rus Habercisi – Vremya - adlı edebiyat dergisinde bölüm bölüm tefrika edilmiş;[2] daha sonra  kitap ciltli haline getirilerek basılmıştır.  Bu eser, Dostoyevski’nin Sibirya’da cezaevinden döndükten sonra yazdığı yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır.
 
Yazar 1849′da I. Nikola’nın rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanmış, kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrilmiş bunun için Sibirya’ya gönderilmiş,   bu eserini de Sibirya’da sürgünde iken yazmıştır. Bu bakımdan bu roman  yazarın kendi biyografisinden, sürgün yıllarında yaşadıklarından ve  hissettiklerinden derin izler taşımaktadır.  Çarın emriyle Sibirya’ ya kürek mahkûmu olarak Omsk ( Omak) [3] kalesinde ayakları zincire bağlı dört yıl  yaşayan [4]yazar bu olaylardan çok etkilenmiş,  bu olay, ruhunda silinmeyecek izler  bırakmış ve bu eserinde   bu yaşantılarını  ve izleri kalan haleti ruhiyesin dile getirmiştir.
 
Sürgünden sonra Semipalatinsk'te zorunlu ikamete mahkûm edilen yazar  burada bulunan Alayda beş yıl görev yapmış bu eserini de bu sıralarda yazmıştır. [5] Eser piyasaya çıktıktan sonra,  Rusya da  çok yankı bulmuş, hüzünlü hikâyesi ile çok etkili olmuştur. Dünyanın en büyük romanlarından biri sayılan Suç ve Ceza,  dünya klasikleri arasında kabul edilmiş, pek çok dile çevrilmiş, Dostoyevski nin adını dünyaya duyurmayı başarmıştır.  Eser hüzünlü konularının yan ısıra,  psikolojik tahliller, betimlemeler  ve  karakter canlandırmaları ile dikkat çekicidir.
 
Suç ve Ceza Dostoyevski’nin bütün dünyada en çok okunan ve yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Eser felsefi bir tahlil ve polisiye romanı olma  özelliği taşıyan suç ve suçluluk duygusu üzerine yazılmış en başarılı romanlardan biridir. Yazarın bu romanı diğer dört büyük romanı gibi dünya klasikleri arasındadır.
 
Metafizik bir dünya görüşüne bağlı olan yazar, bu eserini yazarken  insanın tanrı olmadığını ve eylemlerinde özgür olamayacağını, ahlaki bir arınma ve tanrı yolunda ilerlemesi gerektiği gibi Hıristiyan inancına dayalı varoluşçu düşünceler içindedir.  Roskolnikov’ un idesi ona tefeci kadını öldürmesini ve parasını çalmasını emretmiş, egosunun itelediği bu süreçten sonra  süper egosu Roskolnikov’u suçluluk duyguları içinde kıvrandırmıştır
 
Roman dünya edebiyatında dış gerçeklikten iç dünyanın, insan psikolojisinin de derinliklerine inmek ve betimlemek anlayışını getiren ilk eserlerden biri olma özelliği taşır.  Bu açıdan bu roman  realizme getirilen yeni bakış açısı ortaya koymuştur.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *