1934 yılında İzmir'de doğan Halit Refiğ, ailesinin Balkan Savaşları sonrası Selanik'ten göç eden köklü bir geçmişe sahip. İlk ve orta öğrenimini Şişli Terakki Lisesi'nde tamamlayan Refiğ, Robert Kolej Mühendislik Bölümü'nde eğitim aldı. Ancak sinema tutkusu ağır basınca mühendislik kariyerini bir kenara bıraktı.
Refiğ'in sinemaya ilk adımı, 1952 yazında, Beyoğlu’ndaki bir dublaj stüdyosunda çalışmaya başlamasıyla oldu. Daha sonra İngiltere’ye giderek sinema ilgisini derinleştirdi ve Türkiye’ye dönüp sinema sektöründe profesyonel çalışmalara yöneldi.
Kore’den Yeşilçam’a Sinema Macerası
1954 yılında Kore Savaşı'na gönüllü olarak katılan Refiğ, burada çektiği amatör filmlerle sinema deneyimini geliştirdi. Kore'de edindiği bu deneyimi ileride Türk Film Arşivi'ne bağışladı. Türkiye'ye döndükten sonra Atıf Yılmaz’ın "Yaşamak Hakkımdır" filminde asistanlık yaparak sinemacılığa ilk profesyonel adımını attı.
Türk Sinemasının Öncü Filmleri ve Uluslararası Başarılar
Halit Refiğ, 1960 yılında çektiği ilk filmi "Yasak Aşk" ile dikkatleri üzerine çekti. 1964'te "Gurbet Kuşları" filmiyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Yönetmen" ödülüne layık görüldü. Aynı dönemde çektiği "Haremde Dört Kadın" ve "Bir Türk'e Gönül Verdim" filmleriyle Moskova, Yeni Delhi ve Sorrento Film Festivalleri'nde ödüller kazandı.
Televizyon ve Akademi Kariyeri
1970’lerde Türk sinemasında yaşanan bunalım, Refiğ’i televizyon projelerine yöneltti. TRT için çektiği ve Halit Ziya Uşaklıgil’in eserinden uyarlanan "Aşk-ı Memnu" dizisiyle televizyon dizileri alanında öncülük etti. TRT adına çektiği "Yorgun Savaşçı" adlı dizinin sansürlenmesi ve negatiflerinin yakıldığı iddiası ise dönemin en tartışmalı olaylarından biri olarak hafızalarda yer etti.
Refiğ, 1975'te Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Enstitüsü'nde öğretim görevlisi olarak başladığı akademik kariyerinde de önemli katkılarda bulundu.
"Ulusal Sinema" Teorisi ve Eserleri
Halit Refiğ, 1965 sonrası "Ulusal Sinema" teorisini geliştirerek Türk sinemasının yerel ve milli değerlere dayanması gerektiğini savundu. Bu teori, Metin Erksan, Lütfi Akad gibi diğer önemli isimlerin de katkılarıyla dönemin sinema tartışmalarına yön verdi.
Refiğ’in bu alandaki düşünceleri ve tartışmaları, 1971 ve 2009 yıllarında yayımladığı "Ulusal Sinema" kitabında yer buldu.
Safra kanalı tümörü tedavisi gördüğü hastanede 2009 yılında hayatını kaybeden Halit Refiğ, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Refiğ'in yaşamı ve eserleri, Türk sinema tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
Refiğ’in sinema mirası, Ahmet Toklu’nun "Bir Yorgun Savaşçı Halit Refiğ" ve İbrahim Türk'ün "Düşlerden Düşüncelere" gibi kitaplarda da detaylı şekilde ele alındı.