Helen Yayı (Girit Yayı), Afrika Levhası’nın Ege Denizi altına dalmasıyla oluşan aktif bir deprem ve volkanik bölgedir. Yunanistan’ın güneybatısındaki İyon Denizi’nden başlayarak Girit Adası’nın güneyinden geçer ve Fethiye-Burdur Fayı’na bağlanarak Anadolu’ya ilerler. Helen Yayı, geniş bir tektonik hareketlilik alanı olup, Kuzey Anadolu Fayı, Ölüdeniz Fayı ve Batı Anadolu’daki açılma hareketlerinin etkisi altındadır. Bu fay hattı boyunca büyük ölçekli depremler sık sık yaşanır ve tsunami riski taşır.
Helen Yayı Türkiye İçin Ne Kadar Tehlikeli?
Bilim insanlarına göre, Anadolu Levhası yılda 23 mm hızla batıya kayarken, Ege Bloğu da Helen Yayı boyunca yılda 35 mm hızla Afrika Levhası’nın üzerine hareket etmektedir. Bu hareketlilik, Batı Anadolu’yu sürekli aktif bir deprem bölgesi haline getirmektedir.
Helen Yayı’nın etkisi, Girit’in güneyinden başlayarak, Rodos’un güneyinden Fethiye Körfezi’ne kadar uzanır.Aynı zamanda Kıbrıs’ın kuzeyi ve İskenderun Körfezi’ne kadar devam eden bu fay hattı, Afrika Levhası’nın Anadolu Levhası’nın altına dalmasına neden olmaktadır.
Bu hareketler sonucunda, Akdeniz tabanı sıkışarak Helen Yayı boyunca Avrasya Levhası altına dalar ve burada eriyerek volkanik faaliyetlere yol açar. Bu durum, bölgedeki 12 volkanik adanın oluşumuna sebep olmuştur ve ilerleyen yıllarda da sismik aktivitenin devam edeceği öngörülmektedir.
Uzmanlar Uyarıyor: Büyük Deprem Riski Var mı?
Sismologlar, Helen Yayı üzerindeki gerilmelerin, Batı Anadolu’da büyük depremlere neden olabilecek potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Ayrıca, bu fay hattının tetikleyeceği olası bir sarsıntının, tsunami dalgalarına yol açabileceği ifade ediliyor.
Helen Yayı’nın devamında yer alan Isparta’daki Gölcük Gölü’nün de bu fay hareketlerinden etkilenerek volkanik aktivite gösterebileceği düşünülüyor. Bu nedenle uzmanlar, bölgedeki sismik hareketliliğin yakından takip edilmesi gerektiğini vurguluyor.