Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, Avrupa Komisyonu'nun yeni paylaşılan Schengen vize istatistiklerine göre, 2019'da yüzde 9,7 olan Türk vatandaşlarının başvurularına ret oranının, 2023'te yüzde 16,1'e yükseldiğini söyledi. 2024 yılında vize müracaatı yapabilmenin dahi ayrı bir başarı olduğunu söyleyen Bağlıkaya, Türk vatandaşlarının ret oranının Çinlilere göre yaklaşık 3 kat fazla olduğunu açıkladı.
Vize süreçlerinde yaşanan sorunlar ile ilgili konuşan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, pandemiden hemen sonra yoğunlaşarak başlayan vize sorununun her sene arttığına dikkat çekti. Vize aracı kurumlarının, seyahat acentelerinin yurt dışı tur satışları çerçevesindeki müracaatlarını kabul etmediğini kaydeden Bağlıkaya, bu sebeple yurt dışına tur düzenleyen üyelerinin işlerinin durma noktasına geldiğini söyledi.
Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan 2023 yılı Schengen vize istatistikleri hakkında konuşan Bağlıkaya, "2023 yılında 1 milyon 55 bin vatandaşımız vize müracaatı yapabildi. Özellikle 2024 yılı itibarıyla vize müracaatı yapabilmek dahi ayrı bir başarı. Müracaat edilemediği için maalesef vize talep edenlerin yüzde kaçının randevu alabildiğini de tam olarak bilemiyoruz" dedi.
"Müracaat ve ret oranlarını başka ülkelerle mukayese ettiğimizde de vahim bir tablo ortaya çıkıyor” diye belirten Bağlıkaya “Örneğin Çin'den 2023 yılında Schengen vizesine müracaat edenlerin sayısı 1 milyon 117 bin, ret oranları yüzde 5,5. Neredeyse müracaat eden sayılarımız aynı ama ret oranları bizim 3'te birimiz kadar" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vizeye müracaatlarının dahi engellendiğine vurgu yapan Bağlıkaya, "Vize vermemek ilgili ülkenin kendi politikası olabilir ama vizeye müracaat dahi edilememesi gerçekten çok büyük sıkıntı yaratıyor. Bu süreçte en büyük zararı görenler de seyahat acentelerimiz. Sorunun bir an evvel çözüme ulaşmasını temenni ediyorum. Bunun çözümü, seyahat acentelerinin gücünü ve boyunu çok aşan bir iş. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Dışişleri Bakanımızın müdahaleleriyle çözüme kavuşabilir. Önceleri güvenlik ve kontenjanla bağlantılı olduğu lanse edilen bu konu, artık bir insanlık sorununa dönüştü. İnsanların seyahat özgürlüğü elinden alınıyor" ifadelerini kullandı.