11 Ekim 2022'de TBMM komisyonuna sevk edilen imar affı düzenlemesinin dokuzuncu kez hayata geçirilmesi beklenirken 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketinin ardından depremden etkilenenen 10 ilde imar affı kapsamında verilen yapı kayıt belgesinin 294 bin 166 olduğu ortaya çıktı. Depremin yaralarının sarılması için tüm Türkiye tek yürek olmuşken imar affının verilmesi tepkilere yol açtı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe’nin paylaştığı verilere göre, 2018’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde çıkarılan imar affında Türkiye çapında 3 milyon 152 bin yapı kayıt belgesi verildi.
Depremin etkilediği 10 ilde imar affı kapsamında verilen yapı kayıt belgesi sayısı tam 294 bin 166 oldu.
Adana'da 59 bin 247, Adıyaman’da 10 bin 629, Diyarbakır’da 14 bin 719, Gaziantep’te 40 bin 224, Hatay'da 56 bin 464, Kahramanmaraş’ta 39 bin 58, Kilis’te 4 bin 897, Malatya’da 22 bin 299, Osmaniye’de 21 bin 107, Şanlıurfa’da 25 bin 521 yapı kayıt belgesi verildi.
Gökçe, 2018 yılında çıkartılan “İmar Barışı” uygulamasının önceki imar aflarından boyut, kapsam, nitelik bakımından ayrıldığını belirterek, “Bu kanunla 2018 yılına kadar imar mevzuatına aykırı durumlar beyanla kayıt altına alındı. Bakanlıktan alınan yapı kayıt belgeleri ile sorunlu konutlar korundu” dedi.
''Yapı kayıt belgesi verilmeden önce, bu binalara ilişkin teknik inceleme, mühendislik hizmeti verilmeliydi''
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Kurucu Başkanı Tekin Saraçoğlu, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, imar affıyla çıkılan kaçak katlarla çürük binaların çok büyük risk oluşturduğu uyarısında bulundu.
Saraçoğlu, şunları söyledi: “Devletin birinci görevi vatandaşının yaşam hakkını korumaktır. Yasada ‘mal sahibinin sorumluluğundadır’ demek devleti kurtarmaz. Çünkü Anayasa’ya göre devlet vatandaşın can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü. Aslında imar affıyla milyonlarca kaçak bina tespit edilmişti. Vatandaş kaçak yapısını adeta itiraf ve ihbar etmişti. Yapı kayıt belgesi verilmeden önce, bu binalara ilişkin teknik inceleme, mühendislik hizmeti verilmeliydi. Güvenli raporu alındıktan ya da güçlendirme gerekiyorsa bu işlem yapıldıktan sonra imar barışına izin verilmeliydi. Bunlar olmadığı için o binalar büyük tehlike taşıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan imar barışını müjdelemişti
Sosyal medyada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2019'da Maraş'taki sözleri gündeme geldi. Sosyal medya kullanıcıları, Erdoğan'ın binlerce binanın yerle bir olduğu depremin merkez üssü Maraş’ta 2019’daki AK Parti mitingde bir yıl önce çıkan İmar Barışı Yasası’nı anlattığı “İmar barışıyla 144 bin 556 Maraşlı vatandaşımızın sorununu çözdük” sözlerine tepki gösterdi.
Prof. Dr. İlber Ortaylı: İmar affı gibi kötü bir uygulamanın derhal kaldırılması lazım
Tarihçi- yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından yıkılan binalara ilişkin olarak, "İmar affı gibi kötü bir uygulamanın derhal kaldırılması lazım" değerlendirmesini yaptı. Ortaylı, "Yabancı uyruklulara arazi satmanın kesinlikle kaldırılması, bazı kritik maddeler ve ihtiyaçlar dışında derhal önlenmesi, mevcutların da daha fazla vergilendirilmesine geçilmesi gerekir." düşüncesini dile getirdi.
Ortaylı yazısında, "Belediyeler ve merkezi hükümet imar nizamını birlikte yürütemiyor! Daha doğrusu yürütemiyorlar. Yeni gelişen alanlarda özellikle dar gelirli bölgelerde insanlar aslında en çok muhtaç oldukları yeşil alan ve dinlence için ortak kullanım bölgelerini, umursamaz bir şekilde plandan çıkarmaya uğraşıyorlar. Yeni yerleşim bölgelerinde kendi arsalarının ucuza kamulaştırılacağı kuruntusuyla bu alanların ihdasını engelliyor ve bunu da belediyelere kabul ettiriyorlar. Türkiye’de binanın inşa ve kullanımının denetlenmesi düzenli ve dürüst değil; ahbap çavuşlar, partidaşlar, akrabalık, sınıf arkadaşlığı gibi bağlarla bir araya gelenlerin yürüteceği bir yol değil. Aksine işini ciddi yapan, hatta deneticinin bazen başka yerden geldiği ama geniş ölçüde kurulların baktığı bir denetim kaçınılmaz olacak. Bu nedenle toplumumuzun geleceğindeki birkaç on yılı kapsayacak biraz yorucu bir denetim hiç değilse bir alışkanlık yaratır." ifadelerine yer verdi.
Ortaylı şunları kaydetti:
"İmar affı gibi kötü bir uygulamanın, böyle bir âdetin derhal kaldırılması lazım. Bunun Anayasa’ya konacak lüzumsuz koruma maddelerden daha gerekli olacağı açık. Ülkenin nüfusu maalesef arazilerin hoyratça kullanılmasına müsait değil. Sevgili vatanımızın toprakları ve kıyılar, bir imtiyaz olması gereken Türk vatandaşlarının bile ihtiyaçlarına yetmez. Yabancı uyruklulara arazi satmanın kesinlikle kaldırılması, bazı kritik maddeler ve ihtiyaçlar dışında derhal önlenmesi, mevcutların da daha fazla vergilendirilmesine geçilmesi gerekir."
Yıkımın bu kadar büyük olmasında 2018 yılındaki imar barışının rolü var mı?
Euronews Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası Genel Sekreteri Gencay Serter, 'Yıkımın bu kadar büyük olmasında 2018 yılındaki imar barışının rolü var mı?' sorusuna şu şekilde cevap verdi.
"Depreme dayanıklı yapıların denetimi ve inşası noktasında 1999 Depremleri sonrası yeni hukuki düzenlemeler yürürlüğe girmiş ve bu düzenlemeler 2018 yılında da güncellenmiştir. Her ne kadar tekniğe ve bilime dayanan mevzuat geliştirilmiş olsa da belirli aralıklarla gündeme getirilen imar affı uygulamaları; risk azaltmayı hedefleyen mevzuatı ve idari işleyişleri işlevsiz kılmaktadır.
1999 Marmara Depremi sonrasında kentlerin planlanmasından başlayarak yapıların projelendirilmesi, ruhsatlandırılması, inşa edilmesi ve tüm bu süreçlerin denetlenmesine yönelik elde edilen kazanımlar "imar barışı" ile bir anda zarar görmüş ve dayanıksız yapı stokunun dönüştürülmesi beklenirken yasallaştırılarak kullanılmasına devam edilmesi teşvik edilmiştir."
BBP Başkanı Destici teklif verdi!
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici 11 Ekim 2022’de imar affını Meclis'e sunduğunu, ''Biz kanun teklifini verdik, bizim asıl amacımız mağduriyetlerin giderilmesi. Şu an teklif komisyonda, diğer siyasi partilerin de çalışmaları hız kazandı ben inanıyorum ki seçimden önce bu iş hız kazanır ve seçimden önce mağduriyetler giderilir, Türkiye'nin de konut ihtiyacı var. Bu kaçak yapıların da kaçak halde devam etmesini istemiyoruz. Bunların resmileştirilmesini istiyoruz'' sözleriyle duyurmuştu.
Yaşanan bu kayıpların ve uzman isimlerin uyarılarının ardından yetkillerin imar affı konusunu bir kez daha değerlendirmeleri bekleniyor.