"Haberin İşçisi"
İstanbul
Hafif yağmur
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
37,9763 %-0.03
41,3394 %-0.16
3.825,42 % -0,04
3.175.898 %-2.317
İşçi Haber Gündem Instagram erişim engeline ilişkin Bakan Tunç'tan açıklama

Instagram erişim engeline ilişkin Bakan Tunç'tan açıklama

Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Bakan Tunç, Instagram'a yönelik erişim engeline ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

KAYNAK: TRT Haber
Okunma Süresi: 7 dk

Instagram'a yönelik katalog suçları engeline ilişkin konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Burada BTK'nın yetkileri var. Bilgi Teknolojisi Kurumu ve başkana verilen yetkiler var." dedi.

Bakan Tunç, yaptığı açıklamalarda şu sözleri sarf etti:

"Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) Ulaştırma Bakanlığımıza bağlı bir kuruluş, bağımsız bir kuruluş.  BTK'nın yetkileri var. 5651 sayılı internet ortamındaki yayınların düzenlenmesine ilişkin kanunumuz var 2007 yılında bu kanun yürürlüğe girmişti. 2014 yılında bu kanunda önemli değişiklikler yapıldı. 2020'de de yine internet kanunumuzda önemli değişiklikler yapıldı. Bu kanunda çeşitli sorumluluklar var. Erişim sağlayıcıları, internet ile ilgilenen kuruluşlara yönelik  herkesin görevleri, sorumlulukları söz konusu. Bilgi Teknolojileri Kurumu ve başkana verilen yetkiler var. Bu yetkiler çerçevesi içerisinde gerçekleştirilen bir durum söz konusu. Katalog suçlar dediğimiz; çocukların cinsel istismarına yönelik suçlar, terör suçları, Atatürk aleyhine işlenen suçlar, yasa dışı bahis gibi kanunda sayılan katalog suçlarla ilgili internet ortamında bir yayın söz konusu olduğunda bu yayının durdurulma yetkisi BTK başkanına verilmiş bir yetki. BTK hangi gerekçelerle hangi yayınlarla bu yayın durdurma kararını aldığını, erişimin engellenmesi kararını aldığını ilgili sosyal medya kuruluşuna bildiriyor. Ve öncelikle bu yayın çıkarılmasıyla ilgili bir bildirimde bulunuyor. Çıkarılmadığı takdirde yayını durdurma yetkisi var. Tabii bu yetki eğer suç teşkil eden bir yetkiyse zaten soruşturma makamlarının da bu anlamda devreye girmesi söz konusu.

"O NEDENLE BTK'NIN VERMİŞ OLDUĞU KARAR KATALOG SUÇLARLA İLGİLİ "

BTK gerekçelerini ilgili sosyal medya şirketine tebliğ edilmiş durumda. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. Herkes kurallara uyacak. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşları da kurallara uyacak. Türkiye'de yaşayan yabancılar da bu kanunlara uyacak. Türkiye'de yayın yapan sosyal medya kuruluşları da  ülkemizin kanunlarına uyacak. Dolayısıyla hiç kimsenin ayrıcalığı yok. İnternette suç işlenmesinin önlenmesi konusunda devlete verilen bir görev varsa bu görevi devlet kurumlarıyla beraber elbette ki yapmak durumunda. O nedenle BTK'nın vermiş olduğu karar katalog suçlarla ilgili olduğu ifade edildi. Ve hangi yayınları içerdiğine ilişkin de zaten sosyal medya şirketine bildirimde bulunulmuştur.

"GERÇEK HAYATTA SUÇ TEŞKİL EDİYORSA SANAL ALEMDE DE SUÇTUR"

Sosyal medya şirketi de eğer BTK'nın kapatmaya gerekçe gösterdiği yayınları erişimden çıkarırsa zaten sorun ortadan kalkar. Ulaştırma Bakanımızın da yaptığı açıklamaya göre henüz bu yayınların erişime açık olduğunu ve dolayısıyla Instagram'ın açılmasıyla ilgili birdurumun söz konusu olmadığını söyledi. Bu konuda tabii yargı makamlarına intikal eden hususlar var. Kapatma kararına karşı idari yargıda açılan davalar var. Bu davalar birleştirilerek idareden hangi gerekçeyle kapatma kararı verildiğine yönelik bir savunma alınacak. Ve sonrasında da yargımız bu konuda da kararı verecektir. O nedenle sosyal medya şirketleri de Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanunlarına uymak durumundadırlar. 5651 sayılı kanun herkesi bağlar. Orada BTK'ya da erişim sağlayıcılarına da sosyal medya şirketlerine de verilen görevler var. Bu görevleri herkes yapmak durumunda. Katalog suçlarına baktığımız zaman özellikle toplumun suçtan korunması, gençlerimizin, çocuklarımızın özellikle suçtan korunmasıyla ilgili önemli katalog suçlar. Şimdi bu suçlar gerçek hayatta işlendiğinde nasıl yargı makamlarımız tarafından soruşturulup suçlular bir yaptırma tabi tutuluyorsa bu sosyal medya şirketleri üzerinde kimliği belirli ya da fake hesaplarla yapılan bu paylaşımlar nasıl gerçek hayatta suç teşkil ediyorsa bir şey sanal alemde de suçtur. O nedenle toplumu da suçtan korumak gerekir. Burada her şey hukuk çerçevesi içerisinde gerçekleşir. Basın özgürlüğü, yayın özgürlüğü konusunda sonuna kadar varız. Ama basın yayın yoluyla sosyal medya aracılığıyla suç işlenmesinin önlenmesi de hukuk devletinin görevidir. 5651 sayılı kanunda katalog suçlar bakımından bu tür durumlarda Bilgi Teknoloji Kurumu Başkanına verilen bir yetki var. Bu yetkinin kullanılması söz konusu. Bu süreç içerisinde tabii ki davalar yoluyla da yargıya intikal eden bir süreç söz konusu."

SOYKIRIM DAVASINA İLİŞKİN AÇIKLAMA

"Sayın Cumhurbaşkanımız da dün kabine toplantısı sonrasında açıkladı. 7 Ekim'de Uluslararası Adalet Divanı'nda Güney Afrika'nın başlatmış olduğu soykırım ile ilgili İsrail'in yargılandığı davaya müdahale dilekçemizi vereceğimizi Sayın Cumhurbaşkanımız açıklamıştı. Müdahale dilekçesi 7 Ekim'de Uluslararası Adalet Divanı'na sunulacak. Tabii 7 Ekim'den bu yana Filistin'de Gazze'de 40.000'den fazla insan şehit edildi. Bunun yüzde 80'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Maalesef küvezdeki bebekler dünyanın gözü önünde katledildi. Orada bir toplum Müslüman oldukları gerekçesiyle soykırıma tabi tutuldu. Soykırım suçunun bütün unsurları İsrail'de Gazze'de maalesef gerçekleşti. Tabii Uluslararası Adalet Divanı'nda başlayan yargılama sürecinde ilk duruşmalarda zaten tedbir kararı alınmıştı. Aslında bu Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'in soykırım yaptığını ilişkin en önemli tespitti. Çünkü tedbir kararı soykırımın önlenmesine ilişkin bir tedbir kararıydı. Tabii bu tedbir kararını icra edecek makam hangisi? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Uluslararası Adalet Divanı'nın kararının icra edilmesi ile ilgili herhangi bir girişimde maalesef bugüne kadar bulunmadı. Bu da şunu gösteriyor. Uluslararası sistemin uluslararası kuruluşların uluslararası mahkemelerin etkisizliğini, Filistin konusunda, İsrail'in zulmü konusunda nasıl etkisiz davranıldığını hep beraber görüyoruz.

Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının yürütmüş olduğu soruşturma var. Soruşturmalar bir türlü Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde bir davaya dönüşmedi. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı en son yakalamaya tutuklamaya yönelik Netanyahu hakkında bir  yakalama kararı çıkardı. Hakkında yakalama kararı çıkarılmış birisi Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı tarafından. Yine Uluslararası Adalet Divanı'nca soykırım sözleşmesini ihlal ettiği için bir devletin yargılandığı ve hakkında tedbir kararı olan bir devletin başbakanı maalesef Amerikan Kongresi'nde ayakta alkışlanabiliyor. Ve bunlar da demokrasiyi insan haklarını savunduğunu söyleyen kişiler maalesef dünyanın özellikle uluslararası kuruluşların bu konuda etkisizliğini görüyoruz. Ama buna rağmen Türkiye her platformda hakkı, adaleti insan haklarını savunmaya Filistinli kardeşlerimizin, dünyadaki mazlumların hakkını Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde savunmaya güçlü bir şekilde devam edecek. Bu da Uluslararası Adalet Divanı'ndaki müdahale  dilekçemiz de bunun bir göstergesi.

''BUNUN VERGİSİNİ DE VERMEK ZORUNDASINIZ"

Hangi katalog suçtan orada Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği husus çok önemli. Özellikle  Haniye'nin öldürülmesi konusunda başsağlığı dileyen vatandaşlarımızın ee paylaşımlarına engel konuldu. Bu basın özgürlüğüne sığar mı? Yani dolayısıyla eğer siz sosyal medya şirketi olarak bazı paylaşımlara izin verecek bazılarını izin vermeyecekseniz o zaman özgür bir ortam değilsiniz demektir. Dolayısıyla siz basın özgürlüğüne inanıyorsanız sansüre karşıyım diyorsanız o zaman o paylaşımların engellenmesine de karşı çıkmanız lazım. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarının hassasiyetlerine de uygun yapmak yayın yapmak durumundasınız. Siz bir sosyal medya şirketi olarak burada bir hizmet verirken burada bir kazanç sağlıyorsunuz. Bunun vergisini de vermek zorundasınız. Bu hizmeti verirken Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin size sağladığı imkanlardan yararlanıyorsunuz. Uydusundan yararlanıyorsunuz, kablosundan yararlanıyorsunuz. Ve burada verdiğiniz bir hizmet karşılığında benim kendi kurallarım geçerli derseniz orada o zaman herkesin kurallarının geçerli olduğu bir yerde hukuk devletinden bahsetmek mümkün olabilir mi? Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın da ee bahsettiği dikkat çektiği konu bu. Zaten Instagram da o konuda savunmalarını yapacaklardır. Eğer o içerikleri zaten çıkarırlarsa sorun ortadan kalkar. Yani bu kadar basit aslında."