Büyük Aile Platformu tarafından düzenlenen "Büyük Aile Buluşması ve Sessiz Yürüyüş", İstanbul'un Fatih ilçesindeki Saraçhane Parkı'nda toplandı. Etkinlik, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların katılımıyla gerçekleştirildi. Katılımcılar, "Dursun bu hayasızca akın", "Aileyi korumak milli güvenlik meselesidir", "Sosyokültürel teröre dur de" gibi sloganlar attı ve LGBT propagandası karşıtı dövizler taşıdı. Ayrıca, ekranda cinsiyetsizleştirme üzerine uzman konuşmalarının yer aldığı bir video gösterimi yapıldı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, konuşmasında küresel çapta bir cinsiyetsizlik propagandasının var olduğuna dikkat çekti. Tarhan, Fransa’daki Olimpiyat açılışındaki cinsiyetsizlik propagandasının küresel bir proje olduğuna ve insanlığın bu projeyle karşı karşıya olduğuna vurgu yaptı. 1960'larda başlayan aile planlaması politikalarının, günümüzdeki cinsiyetsizlik propagandalarının temelini oluşturduğunu belirtti.
Sanatçı Ali Nuri Türkoğlu ise, kimsenin ahlak bekçisi olmadıklarını ancak kendi ahlaklarına ve çocuklarına sahip çıkacaklarını ifade etti. Türkoğlu, Türkiye'nin manevi değerlerine yönelik saldırılara karşı uyanık ve kararlı olunması gerektiğini vurguladı.
Müslüman Macar aktivist Reka Szilagyi, Allah’ın insanları yarattığı şekilde kabul edilmesi gerektiğini belirtti ve cinsiyetsizlik propagandalarını eleştirdi.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Tülin Oygür, LGBT propagandası ve örgütlenmesinin çocukları ve gençleri olumsuz etkilediğini, bu propagandanın aile kurumunu ve milli devleti hedef aldığını belirtti. Oygür, 24 devletin LGBT propagandasını yasaklayan kanunlar çıkardığını, Türkiye’nin de bu listeye eklenmesini beklediklerini ifade etti.
Yurt Dışındaki Filistinliler Halk Kongresi Türkiye Temsilcisi Muin Naim, Gazze’deki duruma dikkat çekti ve Filistinli direnişçilerin aile ve milli değerleri koruma çabasını anlattı.
Etkinlik, Saraçhane’den Beyazıt Meydanı’na kadar sessiz bir yürüyüşle devam etti. Yürüyüş sırasında basın açıklamasında bulunuldu. Açıklamada, LGBT propagandasının insanlığın varoluşuna yönelik bir tehdit oluşturduğu vurgulandı. Toplumsal cinsiyet eşitliği ideolojisinin kadına karşı şiddet olduğu belirtilerek, bu kavramın mevzuattan çıkarılması gerektiği ifade edildi. Açıklama, LGBT sosyokültürel terörüne karşı verilen mücadelenin sürdürüleceğini belirterek sona erdi.