İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2019 yılının ilk aylarında yaşanılan iş cinayetleri raporu hazırladı. Raporda, fabrikalarda çalışan işçilerin sorunları, acil talepler yer aldı.
Rapora göre; Ocak ayında en az 159, Şubat ayında en az 125 ve Mart ayında en az 108 işçi olmak üzere; Türkiye’de 2019 yılının ilk üç ayında en az 392 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
İşte rapordaki değerlendirmeler:
Kale Kayışları fabrikasında işçiler bir aydır ‘yaşamak ve yaşatmak için’ direnişteler…
İstanbul Silivri’de bulunan Kale Kayışları fabrikasında işçiler altı ay evvel başta işçi sağlığı ve iş güvenliği (İSİG) olmak üzere çalışma koşullarının düzeltilmesi için Petrol-İş Sendikası’nda örgütlendiler. Kale Kayış işvereni ise işten çıkarma dâhil olmak üzere sendikal örgütlenmenin bitirilmesi için işçilere birçok baskı uygulamaya başladı. Bunun üzerine arkadaşlarımız bir ay evvel iş bırakarak fabrika önünde direnişe başladı.
KALE KAYIŞLARI FABRİKASINDAKİ SORUNLAR
Bu noktada Kale Kayışları fabrikasındaki temel İSİG sorunlarına değinmek istiyoruz:
- Kale Kayışları’nda aşırı-yoğun-fazla çalışma var. İşçiler birden fazla makinadan sorumlu olabiliyor, iş yetiştirmek için zorlanıyor, 12 saatlik çift vardiya halinde çalışıyor…
- Direnen arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiye göre İSİG Kurulu diye bir kurul yok. Risk değerlendirmesini, çalışan temsilcisini, acil durum planını, ilk yardımcı belgesini duymamışlar. Yani kurul ve acil durum planı varsa ve risk değerlendirmesi yapılmışsa da kağıt üzerinde…
- Yangın eğitimi verilmediği gibi ekipman eksikliği var ve rutin kontrolleri yapılmıyor. Patlamadan korunma dökümanı hazırlanmışsa bile kağıt üzerinde, bilinmiyor…
- Havalandırma tertibatı yetersiz, toz ortamında çalışılıyor. Hangi kimyasalın kullanıldığı bilgisi yok. Kişisel koruyucu donanımlar yetersiz ve sınırlı sayıda. İşçilere İSİG eğitimi yasada uygun görüldüğü biçimde verilmiyor…
- Ağır taşıma ve uygun olmayan çalışma biçimlerinden dolayı kas iskelet sitemi hastalıkları (örneğin bel fıtığı), nesne düşmesi sonucu ezilme ve kırılma, havalandırma yetersizliği ve tozlu ortamda çalışmadan dolayı solunum yolu (örneğin KOAH) ve göz hastalıkları, kesici alet kullanımı sırasında el kesilmesi ve parmak kopması, pres temizliği sırasında yanma gibi iş kazaları ve meslek hastalıkları riski açığa çıkıyor…
FABRİKANIN İŞ GÜVENLİĞİ YOK
- Kale Kayışları’nda araç ve yaya yolları ayrı değil. Bu durum yük taşımalarda ezilmelere yol açıyor. Ayrıca forklifler yük taşıma dışında işçilerin yüksekte çalışması için de kullanılıyor…
- Fabrikanın iş güvenliği uzmanı aynı zamanda fabrikada hisse sahibi yani işveren pozisyonunda. Bu durum iş güvenliği açısından kabul edilemez…
-Tabi işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının en çıplak görüntüsünü ise iş cinayetleri oluşturuyor. İşçiler bugüne kadar üç iş cinayetine şahit olmuş durumda. Örneğin 2013 yılında pres bölümünde çalışan Mecit Çelik, presin silindirinin üzerine düşmesi sonucu yaşamını yitirdi…
150 İŞÇİ DİRENİŞTE
Petrol-İş Sendikası üyesi 150 işçinin direnişte olduğu fabrika içinde 70 civarı işçi çalışıyor. Bu işçilerin çoğu son bir ay içinde işe alınmış durumda ve yarıdan fazlası Kırgız, Özbek ve Suriyeli göçmen işçiler. Kale Kayışları direnişi işveren tarafından kırılmaya çalışılırken fabrikadaki İSİG sorunları devam ediyor ve iş kazaları yaşanıyor…
Bu noktada acil taleplerimiz:
1- Kale Kayışları’nda işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Çalışma saatleri günde 12 saate ulaşıyor. Düşük ve ayrımcılığa dayalı bir ücret mekanizması işliyor. İşçilere insanca yaşayacak ücret verilmeli, aşırı-yoğun-fazla çalışma biçimlerine son verilmeli ve eksiksiz olarak bütün İSİG önlemleri alınmalıdır…
2- İş cinayetlerinin, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesinin ön koşulu işçi katılımıdır. İşçiler Petrol-İş Sendikası’na üye olarak önemli adım atmışlardır. Kale Kayışları işçilerinin sendikalaşma hakkı işveren tarafından tanınmalıdır. İşveren mahkemeden vazgeçmeli ve Petrol-İş’le görüşmelere başlamalıdır.
MART AYINDAKİ İŞ CİNAYETLERİ
Yüzde 88’ini ulusal ve yerel basından; yüzde 12’sini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Mart ayında en az 108 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi... Raporumuzda meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen hiçbir iş cinayeti yok. Oysa ILO ve WHO verilerine göre 1 “iş kazası sonucu ölüm” karşılığında yaklaşık 6 “meslek hastalığı sonucu ölüm” olmaktadır...
- Ocak ayında en az 159, Şubat ayında en az 125 ve Mart ayında en az 108 işçi olmak üzere; Türkiye’de 2019 yılının ilk üç ayında en az 392 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi…
- 108 emekçinin 85’i ücretli (işçi ve memur), 23’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor...
- Ölenlerin 4’ü kadın işçi, 104’ü erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım ve sağlık işkollarında gerçekleşti…
- Beş çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetlerinin 4’ü tarımda ve 1’i inşaatta gerçekleşti…
- 11 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülteci/göçmen işçilerin 7’si Afganistanlı, 2’si Suriyeli ve 2’si Türkmenistanlı...
- Ölümler en çok inşaat, tarım, taşımacılık, belediye/genel işler, ticaret/büro, madencilik, kimya ve enerji işkollarında gerçekleşti. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 32’si ücretli. Yüzde 68’ini oluşturan çiftçi ölümlerinin ise bir kısmının başkasının tarlasını işleme ya da çobanlık vasıtasıyla ücretli olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmekle beraber net olarak bir oran veremiyoruz...
- En fazla ölüm nedeni ezilme/göçük, trafik/servis kazası, yüksekten düşme ve kalp krizi. Özellikle kalp krizlerindeki artış uzun, yoğun ve fazla çalışmanın çıplak bir sonucu...
- Mart’ta Türkiye’nin 40 şehrinde ve yurtdışında dört ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik. En çok iş cinayeti Kayseri, Ankara, Kocaeli, İstanbul, İzmir, Adana, Antalya, Denizli, Gaziantep ve Zonguldak’ta yaşandı...
- Ölenlerin 1’i (yüzde 0,92) sendikalı işçi, 107 işçi ise (yüzde 99,08) sendikasız. Sendikalı işçi metal işkolunda çalışıyordu: Diler Filmaşin Fabrikası işçisi, Türk Metal Sendikası üyesi, 25 yaşındaki Mustafa Kaçmaz… Diğer yandan ölen başka sendikalı işçiler de olabilir. Ancak kâğıt üzerinde olan sendikal üyeliklerinin gerçek bir örgütlülük olmaması ve birçok sendikanın ölen üyelerini sahiplenmemesi sonucu net bir bilgi verme şansımız olmadığını da belirtelim. Bu durum özellikle kamu çalışanı/memur sendikaları açısından daha da tespit edemediğimiz bir husus...