1 Ocak günü Türkiye Gençlik Vakfının (TÜGVA) öncülüğünde, Milli İrade Platformu tarafından 400'e yakın Sivil Toplum Kuruluşu'nun katılımıyla İstanbul'un Galata Köprüsü'nde "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" yürüyüşü düzenlendi. Etkinliğe 250 bin vatandaş katıldı.
Yürüyüş sonrası evine doğru yola çıkan İsmail Aydemir isimli vatandaş Şişhane Meydanı'ndaki iş merkezi önüne geldiğinde elindeki "Kelime-i Tevhid" yazılı bayrağı taşıdığı gerekçesiyle bir genç tarafından yumruklandı. E.A isimli gencin yumruklu saldırısına uğrayan Aydemir, saldırı sonrası şahıstan şikâyetçi oldu. Şüpheli E.A ise Aydemir'in elindeki bayrağın hilafet bayrağı olduğunu ve gündemdeki olaylardan etkilenerek tepki gösterdiğini belirtti. Şüpheli E.A polis ekiplerince yakalandı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Yumruklu saldırıyı gerçekleştiren E.A'nın tutuklanarak cevazevine gönderilmesinin ardından yürüyüşte vatandaşın açtığı Kelime-i Tevhid bayrağı sosyal medyada tartışma konusu oldu. Peki, Kelime-i Tevhid bayrağının anlamı nedir? İşte, detaylar...
Bilindiği üzere İslam dininin temelini ve iman esaslarının özünü ifade eden Kelime-i Tevhid'in Arapça okunuşu "Lâ ilâhe illallâh Muhammedü'r-rasûlullah" şeklindedir. Kelime-i Tevhid'in Türkçe anlamı ise "Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah'ın elçisidir" demek. Toplumun büyük bir kısmı tarafından bilinmeyen yeşil renkli Kelime-i Tevhid bayrağının Osmanlı'nın Hilafet bayrağı olduğuna dair ortaya atılan iddialar ise gerçeği yansıtmamaktadır.
Kelime-i Tevhid Bayrağı ne zaman ortaya çıktı?
Kelime-i Tevhid bayrağının ilk defa ortaya çıkışı Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) dönemindedir. "Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed (SAV) onun elçisidir" ifadesi İslamiyet'in ilk dönemlerinde de büyük önem teşkil ederken Allah Resulü'nün İslamiyet'i tercih edenlerden beklediği şey kişinin önce bu sözü kabul etmesi, anlaması ve içselleştirmesiydi.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) mektuplarında ilk kez siyasi mührü olarak Kelime-i Tevhid'i kullandı. Özellikle önemli devlet reislerine İslamiyet'i tebliği ederken bu mührü kullanmasındaki amaç Allah'ın otoritesinin üstünde hiçbir gölgenin olmadığını göstermekti.
Mühürde yazan "Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed (SAV) onun elçisidir" düsturu İslamiyet'teki tüm ibadetlerden önce gelen bir kuraldır.
Hilafet tartışması neden çıktı?
HaberTürk canlı yayınına katılan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de söz konusu skandal hakkında değerlendirmelerde bul, "Gazze mitinginden gelen vatandaşımıza birisi elindeki kelime-i tevhid bayrağını 'Bu hilafet bayrağıdır' diye yumruk atıyor. Bu hem cahillik, hem barbarlık. Kelime-i tevhid ile hilafet bayrağının ne ilgisi var?" dedi.
Konuşmasının ilgili kısmının öncesinde, "Niçin Türkiye'de belli bir parti, kesim sürekli olarak Atatürk'ten bahsettiğinde toplumun belli kesimini, belli partileri, siyasi organizasyonları suçlayarak işe başlıyor?" sorusunu yönelten Çelik, "Engizisyon mahkemesi kurarak kimin makbul kimin değil diye bir şeye giriyor? Bu şekilde toplumun zehirlenmesine müsaade etmemeliyiz." dedi.
Atatürk, bayrak, marş gibi konularda bütünleştirme mesajı vermeliyiz, ayrıştırma mesajı verilmemesi gerektiğini söyleyen Çelik, söz konusu ayrıştırıcı tartışmaların bazen kendiliğinden gündeme geldiğini bazen de seçim dönemi yaklaştığında yoğunlaştığını ifade ederek, Galata Köprüsü'ndeki yürüyüşün ardından İsmail Aydemir isimli vatandaşın evine dönerken uğradığı yumruklu saldırıya dikkat çekti.
"Hem cahillik hem barbarlık"
"Gazze mitinginden gelen vatandaşımıza birisi elindeki kelime-i tevhid bayrağını 'Bu hilafet bayrağıdır' diye yumruk atıyor. Bu hem cahillik, hem barbarlık. Kelime-i tevhid ile hilafet bayrağının ne ilgisi var?" diyen Çelik, Ankara Barosu'nun bulunduğu suç duyurusunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu absürt suç duyurusunda bulunan da barolar. Bir vatandaşımızın elindeki bayrak La İlahe İlllalah Muhameden Resullullah yazıyor. Bunun rejim değiştirme talebiyle ne ilgisi var? Başka bir yerdeki görüntüyü ortaya koydular. Dünyada insanlar Gazze için insanlığın vicdanının ortak temelinde bir araya geldi. Gazze ile dayanışma mitinglerini bu şekilde sokmaya çalışanlar İsrail'in politikasındaki zihin yanlışlığın yanında saf tutuyorlar. Buradaki mesele insanlık vicdanı ile bir şey. Filistin devleti ile sonuçlanmazsa kimse insanlıktan bahsedemez, kimsenin dedikleri ciddiye alınmaz. Hıristiyan insanlar sahip çıkıyor, gözlerinden yaş geliyor. ABD Dışişleri Bakanı İsrail'de 'yahudi olarak geldim' diyor. Cumhurbaşkanımız ne dedi 'Ben buraya insan olarak geldim denmeliydi' diye konuştu. Burada vatandaşımız ne yapmış? Filistin'e destek vermiş, mitinge katılmış. Bunun rejim değiştirme talebi ile ne ilgisi var? Baroların ortaya koyduğu cahillik için bu kadar argüman ortaya koymaya gerek yok."