Kızılaydan yapılan yazılı açıklamada, Derneğin tüm gelirlerinin bağışçılarından, uluslararası fonlar ve gelir getirici iştiraklerinden geldiği aktarıldı. Açıklamada, Kızılayın küresel ölçekte proje, program ve etkinlikleri yürüttüğü bu süreçte kamu maliyesinden herhangi bir bütçe desteği almadığı vurgulandı. Asli faaliyetlerinin sürekli ve düzenli finansal kaynak ihtiyaçlarının sürdürebilir gelir modelleriyle desteklendiği anlatılan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Bu nedenle dünyanın dört bir yanında yürüttüğü insani yardım çalışmalarının ekonomik dalgalanmalardan etkilenmemesi ve kesintiye uğramadan sürdürülebilmesi için düzenli bir finansal sistem oluşturmak amacıyla yönünü geçmişe dönmüş ve oradan temelini aldığı 'akar' kültürüyle yüzde yüz sermayesi Kızılay Derneğine ait olan Kızılay Yatırım İşletmeleri oluşturmuştur. Yatırım İşletmeleri, Türk Kızılay misyonu ile uyumlu, gelir getirici kaynaklarını etkin şekilde yöneterek ve çeşitlendirerek elde edeceği gelirlerle insani yardım faaliyetlerine daha fazla kaynak oluşturmayı ve elde ettiği gelirlerle daha fazla ihtiyaç sahibine ulaşmayı hedeflemektedir."
Bu işletmelerden Kızılay Çadır-Tekstile ilişkin bilgi verilen açıklamada, "Kızılay Çadır-Tekstil İşletmesi, Derneğin Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında 'Barınmaya Destek' fonksiyonu gereği çadır depolarında tuttuğu çadır stoklarını hep aynı miktarda tutmakla sorumludur. Ülkemizde ve dünyada kendisinden çadır talep eden kurum ve kuruluşlar için çadır üretimi yapmaktadır. Bunların arasında BM kuruluşları, AFAD, Bakanlıklar ve STK'ler yer almaktadır. Çadır-Tekstil İşletmesi, bu süreçte elde edilen tüm girdileri, Kızılay Derneğine aktarmakta ve bu girdiler insani yardım çalışmalarında kullanılmaktadır." ifadesi kullanıldı. Açıklamada, Kızılay Lojistik İşletmesinin de afet, insani yardım ve savaş lojistiğinde uzmanlaşmış uluslararası insani yardım sektörünün en büyük lojistik firmalarından biri olduğu anlatıldı.
Kızılay Lojistik İşletmesinin Çadır-Tekstil İşletmesinde olduğu gibi öncelikle Kızılay Derneğinin saha operasyonlarını yürütmek ve ihtiyacı doğrultusunda Kızılaya gıda maddeleri temin etmekle yükümlü olduğu belirtilen açıklamada, lojistik çalışmalarıyla talep edenlere de hizmet ürettiği, hazır gıda, kuru gıda, hijyen setleri, mutfak setleri gibi insani yardım malzemelerini BM, STK ve benzeri kurum ve kuruluşlara tedarik ederken ürettiği tüm değeri Kızılay Derneğine aktardığı kaydedildi.
Gelirlerle ücretsiz beslenme desteği
Kızılay Derneğinin, toplanan bağışlar ve iştiraklerden gelen girdi ile alınan, gıda kolisi, mobil mutfak veya Kızılay aşevlerinde pişen sıcak yemekleri ve ayrıca tedarik edilen beslenme ürünlerini afet ve benzeri durumlardan etkilenen vatandaşlara ücretsiz beslenme desteği olarak sunduğu bildirildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Kızılay Derneği, Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirmek için var gücüyle sahada çalışmaktadır. Deprem kapsamında toplanan bağışlar ve yukarıda bir kısmı ifade edilen iştiraklerden elde edilen gelirler afetten etkilenen depremzedelerimiz için yürütülen insani yardım çalışmalarında; depremzedelerimizin bilinçlendirilmesinde ve geçici/kalıcı (kısa, orta ve uzun vadeli) ihtiyaçlarında; ek olarak afet bölgelerinin iyileştirmesinde kullanılmaktadır. Tüm yardımlar, ihtiyaç sahiplerine Kızılay Derneği tarafından ücretsiz ulaştırılmaktadır. 5 bin Kızılaycı ile 10 il 65 ilçe 834 noktada paydaşlarıyla yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımıza üç öğün ücretsiz beslenme hizmeti sunmaktadır."
"Kızılayın kan bağışlarını hastanelere sattığı gibi bir yaklaşım iftiradan ve kötülükten ibarettir"
Ayrıca, Türkiye'de kan bankacılığı transfüzyon tıbbi uygulamalarının tek yetkili otoritesinin Sağlık Bakanlığı olduğu ve belirlediği usul ve esaslara göre yürütüldüğü aktarılarak şöyle bilgi verildi:
"Geçmiş yıllarda hastane önlerinde yaşanan kötü örneklerin ardından, Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde, 2005 yılında Güvenli Kan Temini Projesi hayata geçirilmiştir. Bu projeyle o tarihten itibaren vatandaş ile kan bankaları arasındaki tüm parasal ilişkiye son verilmiş, kan ve kan ürünlerinin temini görevi Kızılaya verilmiş ve bu süreçle ilgili tüm operasyonel maliyet ise Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) üzerine bırakılmıştır. Hastanelerin talep ettikleri her kan veya kan bileşeni için SUT'ta belirlenen tedarik süreci maliyeti (çalışanlar, laboratuvar, kan torbaları, soğuk zincir) ay sonunda Kızılaya ödenmekte, bu ödemeye kendi giderleri de eklenerek SGK'ye fatura edilmektedir. Dolayısıyla tüm sürecin maliyetini devletimiz karşılamaktadır. Haberlerde sözü edilen faturalandırma yöntemleri tamamen hastanelerin tüzel kişiliklerinin özelliklerinden ve hizmet alım esaslarının ayrıntılarından oluşmaktadır. Tüm kamuoyu ve özellikle medya mensuplarının bunu bilmesine rağmen, Kızılayın topladığı kan bağışlarını hastanelere sattığı gibi bir yaklaşım sadece ve sadece iftiradan ve kötülükten ibarettir."
Açıklamada, Kızılayın bu hizmetlerle beraber, mobil sağlık ekipleriyle birinci basamak sağlık hizmetlerinin verilmesi, psikolojik ilk yardım bağlamında psikososyal hizmetlerin desteklenmesi, ücretsiz mağazalarla afetzedelerin ihtiyaçlarının giderilmesi gibi hizmetleri de bağışçılar tarafından yapılan bağışlar, işletme ve iştiraklerinden elde ettiği gelirlerle karşıladığı belirtildi.