Afrika ve Karayip ülkeleri, İngiltere’nin transatlantik kölelikteki rolü için tazminat talep ederken Kral Charles bugün, İngiliz Milletler Topluluğu’nun “acı dolu” tarihini kabul etmesi gerektiğini söyledi.
Kökleri Britanya İmparatorluğu'na dayanan 56 ülkenin temsilcileri, pazartesi günü Samoa'da başlayan ve kölelik ile iklim değişikliği tehditlerinin ana temalar olarak belirlendiği İngiliz Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları Toplantısı'na katılıyor. Bu önemli toplantıda, geçmişin sorunlarıyla yüzleşmenin yanı sıra, günümüzdeki iklimsel zorluklarla mücadele için ortak çözümler geliştirmek amacıyla görüşmeler yapılıyor.
Charles, zirvede yaptığı konuşmada, “İngiliz Milletler Topluluğu’nun dört bir yanındaki insanları dinlediğimde, geçmişimizin en acı verici yönlerinin nasıl yankılanmaya devam ettiğini anlıyorum” dedi.
“Bu nedenle tarihimizi anlamamız, gelecekte doğru seçimler yapabilmemiz için bize yol göstermesi açısından hayati önem taşımaktadır” diye ekledi.
“KÖLELİĞİN MİRASI IRKSAL EŞİTSİZLİĞE YOL AÇIYOR”
İngiltere gibi eski sömürgeci güçlerin kölelik ve onun günümüzdeki mirasları için tazminat talep etmesi, uzun süredir tartışılan bir konu. Bu talep, özellikle Karayip Topluluğu (CARICOM) ve Afrika Birliği arasında dünya genelinde ivme kazandı.
Tazminata karşı çıkanlar, ülkelerin tarihi hatalardan sorumlu tutulmaması gerektiğini savunurken, tazminattan yana olanlar köleliğin mirasının, büyük ve kalıcı ırksal eşitsizliklere yol açtığını vurguluyor. Bu bağlamda, köleliğin etkilerinin hâlâ hissedildiği günümüzde, adalet arayışının ne denli önemli olduğu belirtiliyor.
BAŞBAKAN ÖZRÜ REDDETTİ
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, tazminat çağrılarını ve ülkenin tarihi rolü için özür dilemeyi reddetti. Ancak bu konuyu tartışmak isteyen liderlerle görüşmeye açık olduğunu söyledi.
İngiliz the Guardian gazetesi Starmer’ın ofisinden bir kaynağa dayandırdığı haberinde, başbakanın mali kurumların yeniden yapılandırılması ve borçların hafifletilmesi gibi “mali olmayan tazminatlara kapıyı açtığını” yazdı.
Mali ödemeler ve özürlerden teknoloji transferi ve eğitim programlarına kadar farklı tazminat türleri bulunuyor.
CARICOM’un kendi tazminat planı mevcut.
TAZMİNAT TARTIŞMASI
Bahamalar Dışişleri Bakanı Frederick Mitchell dün BBC’ye yaptığı açıklamada, zirvenin yarın yayınlanması beklenen sonuç taslağında, tazminatların tartışılmasını isteyen paragraflar olduğunu söyledi.
Ekibinin tazminat talepleri potansiyelini araştırdığı Londra’daki Leigh Day firmasında avukat olan Jacqueline McKenzie, “Eğer dünyada daha fazla eşitlik ve hakkaniyet istediğimizi söylüyorsak, bunu yapmanın yolu konuşmayı kapatmak yerine tazminatların ne ve nasıl ortaya çıkabileceğini incelemektir” dedi.
İNSANLIK DIŞI MUAMELE GÖRDÜLER
15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar en az 12,5 milyon Afrikalı, çoğunlukla Avrupalı gemiler ve tüccarlar tarafından zorla kaçırılıp köle olarak satıldı. Bu acımasız yolculuklardan sağ kurtulabilenler, Amerika'daki plantasyonlarda insanlık dışı koşullarda çalıştırılırken, diğerleri de onların emeğinden kâr elde etti.
Dominika doğumlu İngiliz diplomat ve avukat Commonwealth Genel Sekreteri Patricia Scotland, zirvede yaptığı konuşmada, "Bizi bir araya getiren acı dolu tarihin üstesinden gelmek ve 75 yıldır eşitler olarak bir arada oturmak için benzersiz bir beceri gösterdik," ifadelerini kullandı. Scotland, geçmişin yüklerini aşmanın önemine vurgu yaparak, birlik ve dayanışma mesajı verdi.
“GERÇEK BİR UMUT VERECEK”
Zirve sırasında üye ülkelerin, sağlıklı bir okyanus için finansmanı arttırmayı ve küçük ada ülkeleri sonunda yaşanamaz hale gelse bile deniz sınırlarını düzeltmeyi amaçlayan Commonwealth Okyanus Deklarasyonunu da imzalamaları bekleniyor.
Reuters’e konuşan Scotland, “Okyanus Deklarasyonu’nun yapmak ve söylemek istediği şey, deniz sınırlarınız bir kez sabitlendiğinde, sonsuza kadar sabit kalacağıdır” dedi.
Scotland, şunları ekledi: “Bu son derece önemli çünkü korkmuş ve kimsenin izlemediğini, kimsenin dinlemediğini, kimsenin umursamadığını düşünen pek çok kişiye gerçek bir umut verecek.”
“CENNET TEHLİKEDE”
İngiliz Milletler Topluluğu üyelerinin yarısından fazlası küçük uluslardan oluşuyor ve bunların çoğu, iklim değişikliğinin neden olduğu yükselen deniz seviyeleri nedeniyle risk altında olan alçak adalar.
Scotland, “Bu güzel cennete geliyorsunuz ve sonra fark ediyorsunuz ki cennet tehlikede” dedi.