"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
34,2509 %0.09
37,0858 %0.17
2.294.989 %-2.145
3.011,72 0,65
Ara
İşçi Haber Gündem Kurye Ata Emre'nin katilinin 'tasarlayarak öldürme' suçu reddedildi: İşte mahkemenin gerekçeli kararı

Kurye Ata Emre'nin katilinin 'tasarlayarak öldürme' suçu reddedildi: İşte mahkemenin gerekçeli kararı

Balıkesir'de motokuryelik yapan üniversite öğrencisi Ata Emre Akman'ı bıçakla öldüren 17 yaşındaki E.Ö'ye verilen 24 yıl hapis cezasının gerekçesi kamuoyuyla paylaşıldı.

Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayıs'ta kurye olarak çalıştığı sırada sipariş getirdiği bina önünde E.Ö. tarafından öldürüldü. Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada E.Ö. 24 yıl hapis cezasına çarptırılırken, babası Orhan Ö. hakkında beraat kararı verildi. Mahkeme, kararın gerekçelerini de açıkladı.

Sanık E.Ö.'ye "tasarlayarak öldürme" suçundan ceza verilmemesinin gerekçesi açıklanarak, E.Ö.'nün, maktulün kendisine alay edercesine cevap verdiğini belirttiği ve bu savunmaların tahrik indiriminden yararlanmak için yapıldığı ifade edildi. Mahkeme bu savunmalara itibar etmedi.

SUÇUN AĞIRLIĞI VE FAİLİN CEZALANDIRILMASI

Kararda, failin suç işleme sürecinde insani değerlerden yoksun davrandığı, masum bir üniversite öğrencisinin yaşam hakkını elinden aldığı ve bu eylemin toplumda geniş yankı uyandırdığı belirtildi. Failin kastının yoğunluğu ve suçun toplum üzerindeki olumsuz etkileri vurgulanarak, E.Ö.'nün ilk kez suç işleyen biri gibi değerlendirilmediği ve en üst sınırdan ceza verildiği açıklandı. Kararın bir bölümünde şu ifadelere yer verildi:

"Failin tüm insani değer ve duygudan arınmış şekilde eylemini icra etmesi, taraflarla hiç bir ilgisi olmayan masum bir üniversite öğrencisi genci yirminci yaşında hayatından kopararak en temel hakkı olan yaşam hakkını elinden alması, failin gütmüş olduğu yoğun kast, eylemin medya ve sosyal medya ortamında geniş bir şekilde yer alması ve insanlar tarafından binlerce kez izlenmesi sonrasında tüm toplum tarafından eylemin ürperticiliğinin ve korkutuculuğunun hissedilmesi, bir anlamda Ata Emre'ye sebepsiz şekilde sallanan bu bıçakların tüm toplumun güvenlik algısını, toplumsal barış ve huzur ortamını hedef alması ve bozması, sokaklar da bu tür şahısların olduğunun toplum tarafından bilinmesinin her bir birey yönünden oluşturduğu güvenlik noktasındaki kaygı ve tedirginlik hali, eylemden sonra eyleme yönelik oluşan toplumsal infial hali, bu infial sonrasında sivil toplum kuruluşlarından siyasi partilere kadar bir çok kesimden gelen yoğun tepki, katılan ailenin yaşamış olduğu ve izah edilemeyen acı ve ıstırap hali, failin suç kaydına göre her türlü suça yatkın kişilik özellikleri dikkate alındığında müsnet suçun sade ve tipik şekli için yasada ön görülen alt sınırdan ceza tertibinin fail üzerinde mürebbi olmayacağı ve suç işleme iradesi üzerinden caydırıcılık etkisini göstermeyeceği kanaatine varılarak fail ilk kez suç işleyen birisi gibi değerlendirilmemiş ve TCK 3/1 ve 61 maddesi uyarınca cezası teşdiden üst hadden belirlenerek 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir."

ADALET DUYGUSUNUN TATMİNİ VE GEREKÇELİ KARAR

Kararda, Yargıtay ve İstinaf Mahkemesi uygulamalarında zaman zaman en üst sınırdan ceza verilmesinin uygun bulunmadığına dair kararlar bulunduğu ancak bu dosyada tüm vahim hallerin gerçekleştiği belirtilerek, E.Ö.'ye üst sınırdan ceza verilmesinin adalet duygusunun tatmini açısından zorunlu olduğu ifade edildi. 

Sanık Orhan Ö. ile ilgili olarak, söylemlerinin veya oğluyla yaptığı konuşmaların azmettirme suçu anlamında kanuni tipikliği sağlamadığı ve beraatine karar verildiği kaydedildi:

"Bu yönden bakıldığında, hayata karşı işlenen suçlarda cezanın infaz sürecinin suç sıfatını haiz kişiler yönünden kısa bir sürece tekabül etmesi, yine suç bataklığındaki kişilerin aldıkları birden fazla mahkumiyet hükmüne rağmen çok kısa sürede toplum içine karışarak yasa koyucunun kendilerine tanıdığı hakları kötüye kullanmak suretiyle tekrardan vatandaşlık görevini yerine getiren ve güvenli bir ortamda yaşamayı hedefleyen saf ve temiz insanların yaşamını alt üst etmeleri gibi ağır neticeler dikkate alındığında, en azından hayata karşı işlenen suçlar yönünden ceza infaz yasası ile TCK'da yeniden bir değerlendirme yapılmasında fayda olduğu değerlendirilmektedir."

Gerekçeli kararda, suç işleyen kişilerin cesurca hareket etmemesi gerektiği ve hayata karşı işlenen suçlarda ceza infaz yasası ile TCK'da yeniden değerlendirme yapılmasının faydalı olacağı vurgulandı. Kararın son kısmında ise şu ifadelere yer verildi:

"Hukuk devleti ilkesinin gereği olarak yegane yasa yapıcı olan Meclis'imizin uygulayıcılara, toplumdaki adalet duygusunu tatmin edecek yeterli argümanları sağlaması, infazda ortaya çıkan aksaklıkların düzenlenmesi ya da yasa yapım aşamalarında nazara alınması ve bu hususta gerekli hassasiyetin gösterilmesi bakımından gerekçeli kararın TBMM Adalet Komisyonu'na, toplumsal ihtiyaç ve taleplere göre yapılacak yasal düzenlemelerin alt yapısını hazırlamakla görevli Adalet Bakanlığı Mevzuat Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *