Metris Cezaevi, İstanbul'un önemli ulaşım noktalarına yakın bir bölgede konumlanmıştır. Cezaevi, E-5 Karayolu'na ve TEM Otoyolu'na yakın olmasıyla, taşımacılık ve ulaşım açısından stratejik bir noktada yer alıyor. Cezaevine ulaşım, otobüsler ve özel araçlarla sağlanabiliyor.
Cezaevinin bulunduğu bölge, İstanbul'un yoğun nüfuslu ve sanayi bölgesine yakın olduğundan, cezaevinin işlevi ve güvenliği de oldukça önemlidir. Metris Cezaevi'nin çevresinde güvenlik önlemleri üst seviyededir ve cezaevinin etrafında askeri güvenlik bölgeleri de bulunmaktadır.
Metris Cezaevinde Hangi Suçlular Yatar?
Metris Cezaevi, özellikle Türkiye'deki yüksek güvenlikli cezaevlerinden biri olarak bilinir ve burada çok çeşitli suçlardan hüküm giymiş kişiler yatmaktadır. Cezaevinde yatan bazı suçlular şu şekildedir:
Terör Suçluları: Metris Cezaevi, terörle mücadele kapsamında tutuklanan ve mahkûm olan birçok kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Terör örgütleriyle bağlantılı suçlardan hüküm giymiş kişiler bu cezaevinde barınmaktadır.
Organize Suçlular: Mafya üyeleri, yasa dışı ticaret yapan suçlular ve organize suç şebekeleri de burada tutulmaktadır. Cezaevinde, organize suçlarla mücadele eden güvenlik güçlerinin çalışmalarına destek veren bir yapı vardır.
Ekonomik Suçlular: Mali suçlar, hırsızlık, dolandırıcılık ve vergi kaçakçılığı gibi ekonomik suçlardan hüküm giymiş kişiler de Metris Cezaevi’nde yatmaktadır. Bu suçlardan yatan birçok kişi, genellikle yüksek meblağlar üzerinden işlenen suçlarla ilişkilendirilir.
Cinayet ve Şiddet Suçluları: Metris Cezaevi, cinayet, adam yaralama ve cinsel saldırı gibi şiddet içeren suçlardan tutuklanmış mahkûmların da yattığı bir cezaevidir. Bu tür suçlarla ilgili hüküm giymiş kişiler, toplum güvenliği açısından yüksek güvenlikli tesislerde barındırılır.
METRİS CEZAEVİ NEDEN ÜNLÜ?
Metris Cezaevi, Türkiye’nin siyasi tarihine damga vuran önemli cezaevlerinden biridir. İlk olarak 17 Nisan 1981 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından açılan cezaevi, Alemdağ Askeri Kışlasında tutuklu bulunan bazı siyasi mahkûmların buraya sevk edilmesiyle faaliyete geçmiştir. Bu dönemde cezaevi, özellikle Marksist Leninist Silahlı Propaganda Birliği (THKP-C/MLSPB), Halkın Devrimci Öncüleri (THKP-C/HDÖ) ve Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML-TİKKO) davalarından tutuklu bulunan isimlere ev sahipliği yapmıştır.
Metris Cezaevi, özellikle 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası dönemde, sıkıyönetim rejiminin önemli bir askeri cezaevi olarak kullanılmıştır. Bu dönemde siyasi suçlular, darbe yönetiminin sert uygulamalarına burada maruz kalmış, cezaevi Türkiye’nin karanlık bir döneminin sembollerinden biri olmuştur.
1988 yılında cezaevinin yönetimi Milli Savunma Bakanlığı’ndan Adalet Bakanlığı’na devredildi. Bu tarihten itibaren cezaevi, Bakırköy Adliyesine bağlı Metris Kapalı Cezaevi olarak faaliyet göstermeye devam etti. 50 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulan tesis, T1 ve T2 olmak üzere iki ayrı bölümden oluşmaktadır.
Metris Cezaevi, sadece sıkıyönetim dönemi uygulamalarıyla değil, aynı zamanda dramatik kaçış hikâyeleriyle de anılmaktadır. 1988 yılında, cezaevinde tutuklu bulunan 29 kişi, bir tünel kazarak firar etti. Bu olay, dönemin en dikkat çekici firarlarından biri olarak tarihe geçti.