Odatv yazarı Ayşe Baykal, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'u kaybeden Nihal Olçok ile bir söyleşi gerçekleştirdi.
Olçok, kendisine sorulan "Son zamanlarda sosyal medya hesabınızdan 15 Temmuz’la ilgili çarpıcı paylaşımlar yapıyorsunuz. Diğer taraftan da gerek Tayyip Bey’e, gerek AK Parti hükümetine yakın bir isimsiniz. Tepki alıyor musunuz Tayyip Bey’den veya siyasi cenahtan?" sorusunu "Arada 1-2 kişi aradı ama, bir uyarı gelmedi" ifadeleriyle yanıtladı.
Olçok "Tayyip Bey, Nihal Hanım paylaşım yapmayın, dese, dinler misiniz?" sorusunu ise "Dinlemem" diye yanıtladı ve şunları söyledi:
"Dinlemem. Benim paylaşımlarım siyasi değil, ben iki can kaybetmişim. Haklı olarak da, görmezden gelinen konularla ilgili can çekişiyorum."
CAHİLİYE PUTPERESTLİĞİNE BENZETTİ
Nihal Olçok, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşanan süreci 'cahiliye dönemi putperestliğine' benzeterek şunları söyledi:
“Hayatın içinde olmaya, hayata katılmaya çalışıyorsun; çünkü yasın bir yerde bitmek zorunda. Ama bir tabela görüyorsun, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, 15 Temmuz Meydanı gibi… Türkiye’nin bir ucunda 15 Temmuz Dönercisi, İstanbul’un bir sokağında 15 Temmuz Büfesi görmek gibi... Bunlar bana cahiliye dönemindeki putperestliği hatırlatıyor. Bilirsin, putperestlik de aslında iyi niyetle başlamıştı. İnsanlar uzun yolculuklar ve ayrılıklardan dolayı Kâbe’nin etrafındaki taşlardan yanlarında götürürlerdi. Bir müddet sonra o taşlara -estetik amaçlı niyetin iyi amaçlı olduğunu düşünüyorum- şekiller vermeye başladılar. Sonra onlar suret oldu, suret olunca siret oldu, yani kalplerine işledi. Ve tapınmaya başladılar. Ondan sonra taş ağır gelmeye başladı, yük oldu. Daha sonra bunu daha hafif ve fayda getirecek malzemelerden yapmaya başladılar. Mesela ekmek hamuru ve helvadan putlar yapmaya başladılar. Sonra aynı putları acıkınca gıda olarak kullandılar. Ve yaptıkları putlardan beslenir hâle geldiler. İşte dönerciyi büfeciyi gördüğümde aynı bunu hissettim. Ve birçok şeyi idrak edemediğimizi gördüm…”