CHP Genel Başkanı Özel, Ankara'daki bayram programından çekildiklerini belirterek, cezaevindeki tutuklularla bayramlaşmak için Silivri'ye geldiklerini ifade etti. Tutuklamalara tepki gösteren CHP lideri Özel, "Bir bayram gününde maalesef cezaevindeyiz. Tutuklanan arkadaşlarımızla bayramlaşacağım. Yaklaşık 30 kişiye yakın bayramlaşma listem var. Biz Ankara'da bayramlaşma programından çekildik. CHP olarak biz 1. parti olmanın sorumluluğu ile tüm liderlerle bayramlaşıyorduk ama bu bayram, bayramı bayram olmaktan çıkardılar. Bir tarafta bayramlaşma bir tarafta bu yaşananlar. Çok sayıda genç bayram sofralarında tabakları boşken, annelerinin boğazından çay geçmedi. Bir çoğu buralarda, kapılarda bekliyor. Cezaevlerindeki mağdur öğrenci arkadaşlarımızla bayramlaşıyoruz. Burada taşınamaz bir kapasite ile karşı karşıya herkes. Genel olarak sorunları görüşüyoruz. Burada tutulan genç arkadaşların hiçbirinin hiçbir suçu, günahı yok. Bir kişinin bu cezaevine girip girmeyeceğine hakim karar verir" dedi.
Mahir Polat'ın sağlık durumu sorulan Özel, "Cezaevine gelebilecek durumu yok. Bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Mahir Bey'in sağlık durumu şartlar düşünüldüğünde stabildir ancak buraya getirilmesi yeni bir sağlık sorununa yol açabilir" yanıtını verdi.
özel: hesabını soracağız diye yemin ettim
Özel, şu açıklamalarda bulundu:
"Devlet para basıyorsa sınırları varsa, hapishanesi varsa infaz uyguluyorsa devlettir. Bunu da adaletli yapıyorsa demokratiktir. Kimin kaldığına bağımsız hakimler karar verecekler. Oysa Türkiye'de binlerce öğrenci gözaltına alındı, 4 gün tutuldu ve götürüldü. Haklarında toplu karar verildi. Teker teker bakıyoruz, hakim bir şey sormadı diyorlar. Hakim sormadan tutuklama yapıldıysa devlet hukuk devleti değil, polis devletidir hatta parti devletidir.
Milletvekili gider cezaevi şartlarını görür, bu görevi millet adına yapar ama arkadaşlarımız Vatan Emiyet'e sokulmadılar. Raporlarda var, genç arkadaşım diyor ki, hapishaneye götürülünce sevindim, hiç olmazsa yemek yerim, su içerim dedim diyor. Bu arkadaşlarımıza hakimler toplu karar verdiler. Gezi'de tutuklama oluyordu ama kişiye özel soru soruluyordu. Hep birlikte koşan bir grubun etrafını çevirip 200 kişiyi alıyorsun, bunlara tek soru, tek resim göstermeden tutukluyorlar. Mesela Berkay. Suçu 'her şey çok güzel olacak' sloganını bulmak olmuş. Gözaltına aldılar, tutukladılar, saatler sonra o olay olmuş, Cumhurbaşkanı'na hakaretten de olmuş diyor bir gazete. Arada bir gün var, Berkay bir gün önce gözaltına alınmış. Bu sefer bütün aileleri tedirgin ediyorlar.
Dün buna cevap Maltepe'den verilmiştir. Korku kimseyi yıldırmıyor, kitleleri kamçılıyordur. Buradan bütün kamu görevlilerine, emniyet müdürlerine hatırlatıyorum. Ters kelepçe kötü muameledir. Senin de evladın var, 18 yaşında çocuğa ters kelepçe yapıp 10 saat onu tutmak olur mu? Utanç verici bir şey, sicilinize kazınıyor bunlar. Günü gelecek diyeceğiz ki, benim İçişleri Bakanım diyecek ki, 19 Mart sürecinden sonra Silivri gözaltılarında doktora muayeneye götüren ekibe ters kelepçe emri veren arkadaşı çıkarın görelim, kimmiş o? Bilmiyor muyuz? Soma'nın hesabını soracağız diye yemin ettim. Yemin ederim gençlere yapılan kötü sözleri, hakaretleri, kötü muameleleri ben unutmam. Kötü muamele insanlık suçudur, zaman aşımı olmaz.
Nasıl sormadan topluyorsun sen, civciv mi topluyorsun? En sonunda en kötü kararı verdin, 1 yıl 2 ay. Yatarı yok o suçun. İçeride yattığı 17 gün, annesinin çektiği 17 çile gecesinin hesabını da ben soracağım. Mussolini'nin ön infaz yöntemini uyguluyorsunuz. Meydan boş değil kardeşim. AK Parti ve MHP'liler oy verene, üye olana bir şey yok, hatadır yaptınız. Anket için telefon gelince kararsızız demeyin kardeşim, gönderiyoruz deyin. Kötü muamele yapanlar CHP'nin geldiğini görünce duracaklar. Zam vermeyenler CHP'nin geldiğini görünce verecekler. Derdinizi duymayanlar duyacaklar. Seçimin sonucu kaçamayacakları noktaya gelecek, o sandıktan kaçamayacaklar. Kiradan, yoksulluktan, işsizlikten, kredi kartı borcundan, evladına yapılan muameleden şikayet edenler, bu iktidarı değiştirdiğinizi gösterin. Kitaba, kanuna, vicdana göre karar veren ne hakim endişe etsin, ne muamele eden polis endişe etsin."