Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fadime Sertçelik, İstanbul açıklarında meydana gelen depremlere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Yaşanan sarsıntıların bölgede uzun süredir beklenen büyük Marmara depreminin habercisi olmadığını belirten Sertçelik, bu tür depremlerin yerel yönetimler ve ilgili kurumlar için birer uyarı niteliği taşıdığına dikkat çekti.
Öncü, Ana ve Artçı Şoklar Aynı Gün İçinde Yaşandı
Anadolu Ajansı’na konuşan Prof. Dr. Sertçelik, 6,2 büyüklüğündeki depremin ana şok olarak kabul edilmesi halinde, saat 12.13’te meydana gelen 3,9 büyüklüğündeki depremin öncü şok olarak değerlendirilebileceğini ifade etti. Ana şokun ardından ilk 5 saat içinde 60’tan fazla artçı sarsıntının meydana geldiğini belirten Sertçelik, “Bugünkü tektonik aktivitenin hem öncüsü hem ana şoku hem de artçı şoklarını kısa süre içinde yaşadık” dedi.
Sertçelik, 1766 ve 2019 yıllarındaki Silivri depremleri ile son 6,2’lik depremin aynı bölgede meydana geldiğini hatırlatarak, bu bölgedeki fayın 250 ile 280 yıl arasında tekrarlayan sarsıntılar üretebildiğini söyledi. Bu veri, bölgenin deprem üretme potansiyelinin tarihsel olarak da güçlü olduğuna işaret ediyor.
sertçelik: Bu Deprem, Beklenen Büyük Marmara Depremi Değil
Beklenen İstanbul depreminin büyüklüğünün 7’nin üzerinde olacağını vurgulayan Sertçelik, “Şu an yaşadığımız 6,2 büyüklüğündeki deprem, o büyük deprem değil. Daha önce de 5,8 büyüklüğünde bir sarsıntı yaşadık. O zaman da aynı sorular sorulmuştu: ‘Acaba büyük Marmara depremi bu muydu?’ Hayır, değil" ifadelerini kullandı.
Deprem sonrasında kamuoyunda oluşan panik havasının anlaşılabilir olduğunu belirten Sertçelik, “Bu depremler bize, ‘Yapacağınız çalışmaları biraz daha hızlandırın ve yoğunlaştırın’ diyor” şeklinde konuştu.
SERTÇELİK: 6 Büyüklüğündeki Depremlerde Hasar Almamalıyız
Depremin merkez üssünün deniz içinde, en yakın yerleşim birimine 15-20 kilometre uzaklıkta olduğunu aktaran Sertçelik, bu nedenle yıkımın olmamasının sevindirici olduğunu ancak bazı binaların yine de hasar aldığını kaydetti.
“Yıkım olmaması olumlu bir gelişme ancak 6 büyüklüğündeki depremlerde hasar da almamalıyız. Öyle bir noktaya gelmeliyiz ki bu şiddetteki depremler bile binalarımıza zarar vermemeli” diyen Sertçelik, “Bir bina eğer depremde yıkılmadıysa az, orta ya da ağır hasar almış olabilir ama içinden vatandaş sağ çıktıysa o bina görevini yerine getirmiş demektir” şeklinde konuştu.
Vatandaşların oturdukları binaları mutlaka uzmanlara kontrol ettirmeleri gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sertçelik, yapıların her birinin kendi özelinde değerlendirilmesinin önemine değindi. “Yetkililerin yönlendirmelerine göre hareket edilmesi gerekiyor” dedi.
Kocaeli ve Çevre İllerde Sorumluluk Artacak
Olası büyük depremler karşısında Kocaeli’nin rolünün daha da artacağına dikkat çeken Sertçelik, “Kocaeli sadece kendi deprem yükünü değil, çevre illerin de yükünü taşıyabilecek durumda olmalı. Bu bölgedeki planlamalar da bu çerçevede yapılmalı” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Kaynak: AA
