SGK tarafından yapılan yazılı açıklamada, kamu kurumlarının mevzuata uygun şekilde hareket ettiğini ve devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan bir yaklaşımın söz konusu olamayacağını vurguladı. SGK, üzerinde haciz veya ipotek bulunan taşınmazların devralınmasının mümkün olmadığını, bu tür bir teklifin ya bilgi eksikliğinden ya da kamuoyunu yanıltma amacından kaynaklanabileceğini ifade etti. Ayrıca, SGK’nın bugüne kadar, farklı siyasi partiye ait belediyelerden 1200’den fazla gayrimenkul devri gerçekleştirdiğini ve bu devirlerin hiçbirinde haciz, şerh ya da ipotek bulunmadığını belirtti.
SGK tarafından yazılı açıklama şu şekilde:
"Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), keyfi uygulamalarla değil, kanunlar ve diğer mevzuat çerçevesinde yönetilmektedir. Bu doğrultuda, SGK'nın üzerinde haciz, şerh veya ipotek bulunan bir gayrimenkulü devralması mevzuat gereği 'satış kabiliyeti olmadığı için' mümkün değildir. Bu konu, kamu yararı gözetmek adına büyük bir hassasiyetle uygulanmaktadır. SGK'nın uygulamalarında herhangi bir ayrımcılık veya keyfi işlem yapmadığını açıkça ortaya koymak adına ifade etmek isteriz ki bugüne kadar, SGK'ya birçok farklı siyasi partiye mensup belediyelerden 1200'den fazla gayrimenkul devri gerçekleştirilmiştir ve bu devirlerin hiçbirinde haciz, şerh veya ipotek bulunmamaktadır.Üzerinde haciz, şerh ve ipotek bulunan taşınmazların SGK'ya devri için teklif edilmesi, ya sürece dair bilgi eksikliğinden ya da teklif edenin kamuoyunu aldatma çabasından kaynaklanmaktadır. Her iki durumda da bu yaklaşım, devlet ciddiyeti ile bağdaşmamaktadır. Üzerinde haciz, ipotek ve şerh olmayan; satış kabiliyetine sahip gayrimenkul teklif ettiklerinde ne kadar şeffaf bir süreç yönetildiğine tüm belediyeler şahittir. Meseleyi siyasi bir zemine çekerek üzerinde tartışma oluşturmak yerine gerçekten borçlarını kapatmak isteyen Belediyelere SGK olarak her türlü konuda yol gösterilmiştir ve bundan sonra da gösterilmeye devam edilecektir"
ABB’nin açıklamasında ise, 572 taşınmazın SGK’ya borçların yapılandırılması için teminat olarak sunduğu ifade edildi. ABB, söz konusu taşınmazların kıymetli ve satılabilir nitelikte olduğunu, ancak SGK’nın bu teklifleri reddettiğini savundu. Ayrıca, ABB, Anafartalar Çarşısı gibi önemli gayrimenkullerin de teminat olarak sunulduğunu belirterek, SGK’nın bu taşınmazları görmezden gelmesinin, aslında siyasi bir tutumdan kaynaklandığını iddia etti.
ABB, çarşıyı 2016 yılında SGK’dan aldığına ve hâlâ geçerli olan bir protokol çerçevesinde, bu taşınmazların SGK'ya teminat olarak bildirildiğine dikkat çekti. Ayrıca, üzerinde haciz bulunan taşınmazların değeri ile ilgili SGK'nın tutumunun sorgulanması gerektiğini belirtti.