Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, A Haber'de gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Süresiz nafaka konusunda Adalet Bakanlığında yapılan çalışmaya ilişkin bilgi veren Bakan Tunç, "Nafaka konusu aile hukuku ile ilgili bir konu. Aile hukuku konusunda geniş bir çalışmamız var. Bilim Komisyonumuz şuanda çalışıyor. Özellikle boşanma davalarının nafaka ve tazminat davalarından ayrı tutularak uzun süren boşanma davalarının önüne geçilmesi gerekiyor. Çünkü tarafları mağdur eden bir durum söz konusu. Nafaka ve tazminat ile ilgili kararlar geciktiği için bu konuda karar verilemediği için mal ayrılığı, mal rejimiyle ilgili tartışmalar uzun sürüyor, bunlar bitmeden de boşanmaya karar verilemediği için her ikisi birden devam ettiğinde çok uzun süren bir dava söz konusu oluyor. Bu da davacı ve davalıyı mağdur eden bir durum. Özellikle ileri yaşta evlenmeleri de mümkün olmuyor. Aile hukukunu toptan ele alacak bir düzenlememiz söz konusu olacak. Özellikle aile arabuluculuğu yönünde görüşler var. Burada da kadına şiddet konusu ayrı tutularak boşanma hukukunda da tazminat ve nafaka konusunda da arabuluculuk müessesinin getirilmesi hususunda bir takım görüşler var. Bu görüşlere uygun Bilim Komisyonunun da çalışmaları var. Nafaka konusu da bu kapsamda değerlendirilebilecek bir konu. Bir gün evli kalıp yıllarca nafaka ödeyen insanlar var. Burada özellikle kadınlarımızı da mağdur etmeyecek bir düzenleme gerekir. Bununla ilgilil bir güvenceyi sağlamamız gerekir. O dengeyi gözeterek bir çalışma yapmak gerekir" dedi.
''KADINLARI DA MAĞDUR ETMEYECEK BİR DÜZENLEME OLMASI GEREKİR''
28. yasama döneminde Meclis'in gündemine gelecek çok sayıda düzenlemenin olacağını söyleyen Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlıyoruz. Türkiye Yüzyılı'nın ilk Yargı Reformu Strateji Belgesi. İnsan Hakarı Eylem Planı hazırlıyoruz. Bunların hepsi hazınlandıktan sonra Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşılacak. Bu hedefler doğrultusunda yasa taslaklarını grubumuzda paylaşacağız. Yasayı TBMM yapıyor. Biz teknik olarak destek veririz. Adalet Bakanlığını ilgilendiren hukuki konularda teknik destek, yasa taslaklarının hazırlanması hususunda Bilim Komisyonlarıyla, yargı çevreleriyle, vatandaşlardan gelen talepler doğrultusunda oluşturduğumz taslaklar var. Bunlarla ilgili düzenlemeler Meclis'in gündemine gelecektir. Bunların içerisinde hem aile hukukuyla ilgili düzenlemeler, ceza mevzuatımızla ilgili karşılaşılan problemler var. 20 yıllık uygulama süresi içerisinde özellikle ceza adaletini daha uygun hale getireceğimiz maddeler olabilir, gerek ceza güvenlik tedbirlerinin infazı kanununda gerek ceza usül kanununda gerekse de Türk Ceza Kanunda. Tüm bunlar değerlendirilecek."
Anayasa değişikliği konusunda önemli bilgiler aktaran Bakan Tunç, "Bilindiği gibi 24. ve 41. Maddelerde değişiklik teklifimiz vardı. Anayasa Komisyonundan geçmişti. 24. Madde din ve vicdan hürriyeti başlıklı madde de başörtüsüne anayasal güvence getiren bir maddeydi. Başı acık ya da örtülü olması nedeniyle hiç kimsenin kamu hizmetlerinden yararlanmasından mahrum bırakılamayaçağına yönelik bir düzenlemeydi. Diğer düzenlemede 41. Madededeki aile ile ilgili düzenleme. Başörtüsü ile ilgili düzenlemede komisyon tartışmalarında şu ortaya çıktı. Orada dini inancı gereğiyle ibaresinin uygun olmayacağı gerekçesiyle muhalefet destek vermedi. Genel Kurul'da da anayasa değişikliği nitelikli çoğunlukla kabul edileceği için bu çoğunluk görülmedi ve bir uzlaşma sağlanamadı. Yeni dönemde bu konudaki kararlılığımızı Cumhurbaşkanımız yeniden ifade etti gündeme gelecek. Diğer bir madde 41. Madde. Aile ile ilgili bir madde. Orada da şunu düzenliyoruz. Özellikle ailenin korunması çok önemli. Aileyi tehdit eden birçok husus var. Bunlardan bir tanesi de aileyi sapkın akımlardan korumaya yönelik düzenleme. Orada da evlilik birliği yalnızca kadın ile erkek arasında kurulabileceğine ilişkin bir düzenleme. Burada son zamanlarda görüyoruz, medyaya yansıyan hususlar da var, bunlar toplum düzenimizi sarsan hususlar. Bunlara müsaade edilmemesi gerekir. Aile toplumun temelidir. Ama bunu bir anayasal güvenceye de kavuşturmak gerekiyor. 28. yasama döneminin ilk döneminde bunlar TBMM'de yasalaşır, yeni parlamentomuz bu konuda gerekli adımı atar diye düşünüyoruz" ifadelerine yer verdi.