Tersane işçilerinden biri “Yapılan zam açlık sınırının altında. Mesele rakamlar değil, alım gücü” diyerek temel ihtiyaçlara yapılan zamların artmayacağı şartlarda asgari ücretin en azından açlık sınırının üzerinde olması gerektiğini belirtti.
"EN KÖTÜ EVLER 2 BİN TL, KÖPEK BAĞLASAN DURMAZ"
Evrensel'in haberine göre Temel tüketim maddelerine yapılan zamların geri alınması gerektiğini söyleyen işçi ayrıca barınma şartlarının da zorlaştığını vurguladı:
“En kötü evler 2 bin TL, içinde köpek bağlasan durmaz. Faturalar ortalama 1000 lira. Daha ayın başında geriye kaldı 2 bin TL. Şu an en dandik peynir 100 TL, çay 70 TL.” İşçi taleplerinin asgari ücretin artmasıyla birlikte ülkede tarım yapılması, üretimin yapılması olduğunu ifade etti.
"ASGARİ ÜCRET ARTMADAN HER ŞEYE ZAM GELDİ ZATEN"
Bir başka tersane işçisi de asgari ücrette zam beklentisinin 6 bin ila 6 bin 500 TL arası olduğunu söyleyerek hayal kırıklığına uğradığını dile getirdi:
“Şu anki ekonomiye göre çok çok düşük bir miktar. Asgari ücrete daha zam yapılmadan zaten her şeye zam geldi peş peşe. Ben 2 bin 500 TL kira veriyorum. Pazar parası aylık 1500 TL. Faturalar 1000 lira.” İşçi; yağ, şeker gibi temel gıda fiyatlarını, ulaşım ücretlerini de ekleyince giderlerin çoktan asgari ücreti geçtiğini belirtti.
"MEMLEKETE GİTMEK HAYAL OLDU"
Ağır ekonomik koşullarda bayramda bile çalışmak zorunda kaldıklarını söyleyen işçiler bayramda yapılacak en ufak tatilin bile tersane işçisine ciddi maliyeti olacağını belirtti. Tersane İşçisi Abdullah Aris, “Geçen sene eşim ve çocuklarımla memleketime gittim, 15 gün kaldım. Bu süreçte birçok yeri gezdim. Akrabalarıma hediyeler aldım. Geçen sene 5 bin TL’ye mal oldu bunlar. Bu sene bunları yaparsam en az 15 bin TL harcamam gerekir. Oysa bu sene sadece yol parası 3 bin TL. Bu yüzden artık memlekete gitmek, ailelerimizi görmek hayal oldu. Ne kazanıyoruz ki böyle bir harcama yapayım” dedi.
"TATİL YAPMAK VARKEN ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ"
İşçilerden Sidar Mert de ailesinin memlekette yaşadığını ancak günlerdir çalışmasına rağmen memlekete gidebilecek bütçeyi çıkaramadığı söyledi. Mert, “Önceden yol parası ve orada yaptığımız harcamamız 2-3 bin lirayı buluyordu. Şimdi nerdeyse sadece yol parası bu kadar. Yevmiye usulü çalıştığımız için herhangi bir ücretli iznimiz de yok. 10 gün tatil yaparsak bize sadece yevmiye olarak 2 bin lira eksi yazıyor ve sigortamız da yatmıyor. Biz ne kazanıyoruz ki bunu karşılayalım?
Bu bayramda ailemizle birlikte olmak ya da tatil yaparak dinlenmek varken çalışmak zorundayız. Tersanelerde bayram yardımları veya izni olsa yine gitme ihtimalimiz olur. Fakat bunların hiçbiri yok. Aslında sadece bayram için bile taleplerimiz belli” dedi. Mert, bugün tüm tersane işçilerinin durumunun benzer olduğunu, bu koşullara karşı işçilerin birleşip mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Mert’e göre, tersane işçilerinin önümüzdeki bayramlarda en azından 1-2 gün de olsa dinlenebilmek ve “Yevmiyem kesildi” endişesi yaşamamak için mücadeleden başka şansı yok.
"İNSANCA YAŞAM VE DİNLENME HAKKI İÇİN…"
Tersane İşçisi Serkan Tan 2 senedir ailesini göremediği için bu sene memlekete gideceğini ama bunun kendisine pahalıya patlayacağını söyledi: “Temel geçim ürünleri bile bu kadar zamlanmışken tatile çıkmak çok külfetli hale geliyor. Yevmiyeci olduğum için bayramda harcadığım paranın üstüne çalışmadığım günler de ekstradan biniyor. Tatil için 5 bin TL harcasam 5 bin TL de çalışmadığım için kaybetsem 10 bin TL ekside olacağım anlamına geliyor.”
Yevmiyelerin daha iyi seviyelerde olması gerektiğini ifade eden Tan, ancak bu koşullarda bayramda yoğun çalışma yerine tatil haklarını kullanabileceklerini aktardı. Sigortalı olarak çalışan işçilerin sosyal haklarının olduğunu ancak yevmiyeli işçilerden daha az ücret aldıklarını da ekledi.
Serkan Tan da Sidar Mert ile aynı fikirde: “Taleplerimizin gerçekleşmesi için işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanmaları ve örgütlü mücadele yürütmeleri lazım. Ancak o koşullarda insanca yaşama ve dinlenme hakkını elde edebiliriz.”