İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Elazığ'da 8 Kasım’da meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremi değerlendirerek, kırılan fay uçlarındaki enerji transferinin yeni sismik olayları tetiklediğini söyledi.
Özellikle Doğu Anadolu Fayı’ndaki hareketlerin birbirini tetikleyerek büyük depremlere yol açtığını belirten Sözbilir, şu örnekleri verdi:
"2020 yılında 6.8 büyüklüğünde gerçekleşen Elazığ depremi, 3 yıl sonra 2023’teki Maraş depremlerini tetikledi. Bu deprem, Pütürge fayının güneybatısındaki segmentlerde 7.8 büyüklüğünde bir sarsıntıya neden oldu. Bu sarsıntı da Hatay Havalimanı'na kadar uzandı ve 20 Şubat’ta Hatay’da 6.4 büyüklüğünde bir başka depremi tetikledi. 16 Ekim 2024’te ise 5.9 büyüklüğünde bir Malatya-Kale depremi yaşandı. Yani, 8 Kasım’da meydana gelen Elazığ depremi, 2020’deki Elazığ depreminin bir sonucu olarak tetiklendi."
"ADIYAMAN FAYI 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETEBİLİR"
Prof. Dr. Sözbilir, Elazığ depreminden sonra faylar arasındaki enerji birikiminin sürmeye devam ettiğine dikkat çekerek, "8 Kasım’daki deprem, 2020’deki Pütürge segmenti kırılmasının bir yansımasıydı. Palu segmenti, son 100 yıldır büyük bir deprem üretmemiş olsa da bölgedeki enerji birikimi tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda. Ayrıca, Adıyaman fayı da 7 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Bu nedenle bu fayların sürekli izlenmesi gerekir," dedi.
Sözbilir, 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş depreminin tetiklediği fayların üzerindeki stresin halen devam ettiğini belirterek, "Çardak ve Doğanşehir faylarının uçları ile Malatya fayı, Savrun ve Saimbeyli fayları üzerinde stres birikimi devam ediyor. Aynı şekilde Narlı fayı güneyindeki Sakçagöz, Yesemek ve Hacıpaşa gibi faylarda da biriken stres devam ediyor," dedi.
Prof. Dr. Sözbilir, bu faylar üzerinde biriken enerjinin büyük tehlike oluşturduğuna dikkat çekerek, Bingöl, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Hatay ve Adana illerinde halkın deprem hazırlığı konusunda bilinçlendirilmesi ve acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.