Türkiye’nin 2000’li yıllardan itibaren doğunun yükselişi içerisinde yükselen ülkelerden birisi olduğunu belirterek, “Türkiye’nin diğer ülkelerden farklılıkları var. Birisi imparatorluk geleneğine sahip. Gelenek boşuna yaşanmış bir şey değildir. Oradan elde ettiğimiz olağanüstü bir birikim var. İkincisi Türkiye tarihsel olarak sahip olduğu mirası Anadolu coğrafyası üzerinde temsil ediyor. Burası Akdeniz’in merkezinde olan, dünya ticaret yollarının tarihsel olarak merkezinde olan bir yer. Bugün de dünya enerji yollarının merkezinde olan bir yer” diye konuştu.
"Bütün ailelerin kapısında otomobili var, çocukları okuyor"
“Bizim rakamlarımıza bakmayın, OECD rakamlarına bakın. Türkiye 2000’de neydi? Sanayide hangi ürünleri üretiyordu, savunma sanayinde neler vardı? NATO’nun verdiği işe yaramaz, eskimiş üstelik hibe altında verip sonradan para istediği silahların dışında neyi vardı? Baktığınız zaman Türkiye değişiyor. Refah seviyesine bakın. Türkiye’de bütün ailelerin, her gelir grubundan ailelerin kapısında otomobili var, çocukları okuyor. Netice itibarıyla hepimiz bireysel hayatımızdan bunu hissedebiliriz.”
Bilgin, “Dünyanın yaşadığı bu küresel kriz bizi fevkalade etkiliyor. Bizim dövize ihtiyacımız var. Dolayısıyla döviz fiyatlarındaki bir dalgalanma bizim ekonomimizde sarsıcı etki yapıyor. İkinci kaynağı da enerji” açıklamasında bulundu.
“Burada yapılacak en önemli şey enflasyonu tahribatını çalışanlarımıza ve emekçilerimize hissettirmemek. Bu tahribatı koruyacak tedbirler almak. Biz sosyal bir devletiz. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Diğer yapmaya çalışacağımız iş fevkalade bir iş. Türk ekonomisi büyüdükçe istihdam oluşturma potansiyeli olan bir ülke” ifadelerini kullandı.