Habertürk'ten Burak Avşar'ın haberine göre davaya konu olayda, davacı kadın, eşinin kendisine hakaret ettiğini, öldürmekle tehdit ettiğini ve evden kovduğunu iddia ederek boşanma, nafaka ve tazminat talebinde bulundu.
Davalı erkek ise eşinin ekonomik zorluklar yaşadıkları bir dönemde evi terk ettiğini, estetik ameliyatlar yaptırdığını ve lüks bir yaşam sürdürdüğünü öne sürerek karşı dava açtı.
TARAFLARIN EŞİT KUSURLU OLDUĞU BELİRLENDİ
İlk Derece Mahkemesi, davacı kadının nafaka talebini reddederken, davalı erkeğin ekonomik durumunu değerlendirerek erkek lehine nafaka bağlanmasına karar verdi. Ancak, karar temyiz edildi.
Yargıtay, yapılan soruşturma sonucunda davacı kadının evlilik birliğini sarsıcı bir davranışta bulunmadığını belirledi. Davalı erkeğin açtığı boşanma davasının reddedilmesi gerektiğine hükmetti.
Ayrıca, davalı erkeğin düzenli bir gelire sahip olduğu gerekçesiyle, Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesine dayanarak erkeğe nafaka verilmesini haksız buldu. Yargıtay, davacı kadının ekonomik sıkıntıların olduğu bir dönemde estetik ameliyatlar yaptırmasını kusur olarak değerlendirirken, davalı erkeğin de eşine tehdit ve hakaret etmesi nedeniyle tarafların eşit kusurlu olduğunu belirtti.
KADININ LÜKS YAŞAMI AĞIR KUSUR KABUL EDİLDİ
Davayla ilgili açıklama yapan Av. Neslihan Güneş, boşanma davalarında kusurun, nafaka ve tazminat taleplerinde belirleyici olduğunu vurguladı.
Kusurlu tarafın tazminat talep edemeyeceğini belirten Güneş, bu davada lüks harcamaların ağır kusur sayıldığını ve bu nedenle davalı erkek lehine nafaka ve tazminat kararı verildiğini ifade etti.
Güneş, “Davalı erkeğin davacı kadına yönelik hakaret ve tehdit gibi söylemler ispatlanamadığı için davacı kadının lüks yaşamı ağır kusur kabul edildiğinden davalı erkek lehine nafaka ve tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.” diye konuştu.