İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere yönlendirerek haksız kazanç elde eden ve ihmalleri sonucu ölümlerine sebep oldukları öne sürülen Yenidoğan Çetesi davası, üçüncü gününde de devam etti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma, salon kapasitesinin yetersizliği nedeniyle adliyenin konferans salonunda yapıldı. Davada 22’si tutuklu toplam 42 sanık yargılanıyor.
Tutuklu Hemşirelerin Savunmaları
Duruşma, tutuklu sanıklardan hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunmasıyla başladı. Akyıldırım, örgüt üyesi olmadığını ve herhangi bir hastanın ölümüne neden olacak bir davranışta bulunmadığını öne sürdü. İfadesinde, “Hastane maaşıyla geçinen biriyim, çok borcum var. Çalışma hayatım boyunca hiçbir hastayı ihmal etmedim” dedi.
Diğer bir hemşire olan Çağla Durmuş ise savunmasında suçlamaları reddederek, “Makine ayarlarında sorun olduğu için ‘Bıraktım, ölüyorsa ölsün’ dediğim dinleme kayıtları yanlış yorumlanmış. Malzeme eksiklikleri hastanelerden kaynaklanıyordu. Başhemşireler de bu durumları biliyordu,” şeklinde konuştu.
Çete Liderine İşaret Ettiler
Sanık ifadelerinde, çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’ya dikkat çekildi. Durmuş, Fırat Sarı’nın hastane basamaklarını manipüle ederek SGK’dan fazla ödeme aldığını, elde edilen paraların ise çete üyelerine kıdemlerine göre dağıtıldığını söyledi. “Fırat Sarı, basamakları yüksek göstererek kazanç sağlıyordu. Başhemşireler bu durumu biliyordu” ifadelerini kullandı.
Etkin Pişmanlık İtirafları
Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen tutuklu sanık Hasan Basri Gök, mahkeme salonunda çetenin işleyişini detaylı şekilde anlattı. Gök, “Bebeklerin doğduğu hastanelerden sevk işlemleri 112 Ambulans Sistemi devre dışı bırakılarak yapılıyordu. Sevk edilen her bebek üzerinden yaklaşık 5 bin TL kazanılıyordu. Para ailelerden ya da SGK’dan toplanıyordu. Fırat Sarı kendi komisyonunu alır, bize de yemek parası verirdi” dedi.
Mahkeme başkanının dinleme kayıtlarında yer alan “Çocuğu öldür” mesajını sorması üzerine Gök, “Bu, bebeğin yaşama şansı olmadığını kasteden çirkin bir ifadeydi. Ancak yapılan işlemler bebeklerin yaşamını daha da zorlaştırıyordu” yanıtını verdi.
“Motivasyon Ücreti” Savunması
Sanık Cansu Akyıldırım, kendisine yapılan para transferlerini, hemşirelere dağıtılan “motivasyon ücretleri” olarak açıkladı. “Fırat Sarı, motivasyon amaçlı hemşirelere para gönderirdi. Maaşlar çok düşük olduğu için yüzde 80’i çalışmazdı” dedi.
Şirketler ve Para Akışları
Tutuklu sanıklardan Deniz Korkmaz, bebeklerin sevk edildiği hastanelerle ilişkili para hareketlerini açıkladı. Korkmaz, “Fırat Sarı’nın benim üzerime açtığı GMZ Sağlık isimli şirketin tüm finansal işlemlerini Sümeyye Nur Aslan yönetiyordu. Çete üyelerinin ve hastane yöneticilerinin bilgisi dahilinde epikriz raporları değiştiriliyor ve SGK’dan daha fazla ödeme alınıyordu” dedi.
Mahkeme başkanının, “Neden şikayet ettiğiniz hastanelerde çalışmaya devam ettiniz?” sorusuna ise, “İş bulmak kolay değil. Şikayet etmemize rağmen mecburen orada çalıştık” yanıtını verdi.
Çete Üyeliği İddialarını Reddedenler
Tutuklu sanıklar, suç örgütüne üye oldukları yönündeki iddiaları reddetti. Ancak mahkeme, yapılan para transferleri, sahtecilik içeren epikriz raporları ve dinleme kayıtlarını sanıklara sormaya devam etti. Duruşma sırasında “örgüt” nitelemesi üzerinden avukatlar arasında tartışma yaşandı.
Davada Çarpıcı İfadeler
Mahkemede dinlenen ifadeler, bebeklerin sağlık durumları üzerinden SGK’nın nasıl dolandırıldığını ve ihmallerin nasıl ölümlere yol açtığını gözler önüne serdi. Duruşmanın sonunda mahkeme heyeti, sanıkların ifadelerinin tamamlanması için davayı ileri bir tarihe erteledi.