TBMM Genel Kurulunda, Emeklilikte Yaşa Takılanlarla (EYT) ilgili düzenlemeleri içeren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından EYT yasası çıktı.
8 Eylül 1999 öncesi SGK girişi olup 3600 prim gününe sahip vatandaşların, kısmi emeklilik ve ABO mağdurları kapsama alınmadı. Emekli olmak için çok daha uzun süre beklemesi gereken vatandaşlar ortadaki bu adaletsizliğe karşı çıkmaya devam ediyor. Vatandaşlar adil bir emeklilik sisteminin gelmesiyle EYT düzenlemesinde yaşanan bu haksızlığın giderilmesini isterken uzun zamandır beklenen EYT düzenlemesinin de eksik gelmesine tepki gösteriyor.
5000, ABO ve kısmi emeklilik mağdurları seçim öncesi yaşadıkları haksızlığın giderilmesini talep ediyor. Twitter'da etkinlik düzenleyen vatandaşlar yetkililere seslenerek bu mağduriyetin bir an önce çözülmesini istiyor. Başta Cumhurbaşkanlığı CİMER olmak üzere, ilgili makamlara yazdıkları dilekçe ve mektuplarla yaşadıkları sorunları anlatan 5000, ABO ve kısmi emeklilik mağdurları emeklilik hakkı için mücadele etmeye devam ediyor.
Hükümetin sayıları binleri aşan mağdurları görmezden gelmemesi, ikinci torba yasayla ya da seçim öncesinde bu mağduriyeti çözüme kavuşturması beklenirken Meclis'in seçim gündemi için kapatılacak olması yeni EYT mağdurlarını hayal kırıklığıına uğrattı. Vatandaşlar EYT yasası için yıllarca mücadele etmişken emekli olmak için daha fazla beklemek istemiyor.
EYT Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak, dün Kadıköy'de gerçekleştirilen EYT mitiginde geride kalan mağduriyetlerin için mücadele edeceğini açıkladı.
KADEMELİ PRİM MAĞDURİYETİ
''Çalışma Bakanımızın söylemleri neticesinde yepyeni bir mağduriyet oluştu. Pek çok vatandaş bu dinlediğiniz sözlerden sonra SGK kurumlarının önünde sonu gelmeyen kuyruklar oluşturarak doğum ve askerlik borçlanmaları yaptılar. Bunun için bankalardan krediler çekildi. Konu komşudan borçlar alındı. Arabasını satanlar oldu. Vatandaş; dinlemiş olduğunuz bu söylemler neticesinde günlerce kuyruklarda bekleyerek SGK kurumlarına baş vurdular ve doğum/askerlik borçlanmaları yaparak eksik prim gün sayılarını 5.000’ e tamamladılar. Neden? Çünkü 1999 öncesinde kadınlarda da erkeklerde de prim gün sayısı şartı 5000 gündü. Ama EYT için çıkarılan yasa da gördük ki prim gün sayısı şartı Çalışma Bakanımızın ifade ettiği gibi 99 öncesindeki haliyle uygulanmamıştır.
O zaman şimdi soruyorum: Neden SGK kurumlarına giderek prim gün sayılarını 5000’ e tamamlayan vatandaşa durun yapmayın etmeyin, böyle bir borçlanma yükünün altına giriyorsunuz ama biz sizi yine de 5000 günle emekli yapmayacağız demediniz?Neden SSKurumlarını hafta sonu açık tutup .Başvuruları aldınız. 24 yıldır zaten hakkı gasp edilen EYT lileri bir de bu şekilde mağdur etmeye ne hakkınız var?diye soruyoruz. Sormak da hakkımız. Şimdi emekli olma hayaliyle kredi çeken, borç alan, arabasını satan ve doğum/askerlik borçlanması yapan vatandaşlarımız, kredi taksitlerinin ilk ödemesi geldiğinde aslına emekli olamayacaklarını yaklaşık olarak 3 yıl daha çalışmak zorunda oldukları gerçeği ile karşı karşıya kaldılar. Bu yeni bir mağduriyet arkadaşlar. EYT’ yi çözeceğiz derken oluşturulmuş yeni bir mağduriyettir. Şimdi bu durumda olan vatandaşlarımız haklarını nerede arayacaklar? Çalışma Bakanlığına dava mı açsınlar? Kimi kime şikayet etsinler? Adalet bunun neresinde? Cevabı olan beri gelsin.
ABO AYLIK BAĞLAMA ORANI
Arkadaşlar federasyonumuzun adı her ne kadar sadece EYT harflerini barındırıyor olsa da kurulduğumuz ilk günden beri tüzüğümüzde de yer aldığı gibi tüm SGK mağduriyetlerini içinde barındıran; hepsini bir çatı altında toparlayan ve çözümleri için her satıhta mücadele veren bir STK yız. İşte mücadele ettiğimiz en büyük cephelerimizden birisi de ABO meselesidir. Yani aylık bağlama oranları. Bu oranlar emekli olduğumuzdan ölene kadar alacağımız emekli aylık maaşlarımızı belirleyen oranlardır. Burada da çok ama çok büyük bir mağduriyetle karşı karşıyayız.2008 yılında şuan ki iktidarımız tarafından yürürlüğe giren kanunla 2000 senesinden önce %70-75 lerde olan bu oran; 2000 senesinde %45-50 seviyelerine sonrada %28 -30 seviyelerine kadar düşürülmüştür. Oysa ki geçen yıllar içinde enflasyon ve TL deki değer kaybını ortaya koyduğunuzda en kötüsü olarak mevcut oranın korunması gerekirken yapıldı bunlar. Böylece artık emekli olduğunuzda insanca yaşamınızı idame ettiremeyeceğiniz adeta kuşa dönen emekli maaşları bağlanmaya başladı. Eeee tabi haliyle emekli olunca mecburen ikinci hatta üçüncü bir işte çalışarak ÇİFT DİKİŞ, ÜÇ DİKİŞ atmak zorunda kaldı vatandaşımız. Biliyorsunuz bir dönem de bununla suçlandık.Hem emekli olacak, hem de gidecek ikinci bir işte çalışacak ÇİFT DİKİŞ atacaklar” dendi bizim için. Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlar ben de size sorayım o zaman. Bu kuşa dönen emekli maaşlarla ne yapacaktı vatandaş? Gidip başka bir işte daha çalışmayıp ne yapsın?
Değerli arkadaşlar, ABO konusundaki mağduriyet o kadar derin, durum o kadar vahimdi ki; hükümetimzde de bunun farkına vardı. Bu ABO oranları sayesinde emekli olunca bağlanan maaşlara bakınca rakamlar o kadar komikti ki hemen yeni bir uygulama devreye sokuldu. “EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞININ FALANCA LİRAYA TAMAMLANMASI” uygulaması. Açık söylüyorum bu mağduriyetin çözümü bu değildir. Bu mağduriyetin net çözümü ABO oranlarını yeniden düzenlemekten geçmektedir. Siz hazine yardımı ile en düşük emekli maaşlarını şu rakamlara tamamladığınızda mağduriyeti çözmüyor sadece YARDIM EDİLMİŞ YOKSULLAR yaratmış oluyorsunuz. Çok net ifade ediyoruz bu yaklaşım sorunu çözmek değil, makyajla üstünü kapatmaktan başka bir şey değildir. ''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Yeni müjdeler vereceğiz.'' demesi 5000, ABO ve kısmi emeklilik mağdurlarına umut oldu. Uzun zamandır emeklilik hakkı için mücadele eden 5000, ABO ve kısmi emeklilik mağdurları Kabine Toplantısı'ndan müjdeli bir haber bekliyor.