Taşeron sisteminden kadroya geçen işçiler, iş güvencesi ve sosyal haklar bakımından daha güvende hissetmektedirler. Ancak, bazı durumlarda, işçilerin ailevi veya kişisel nedenlerle farklı bir bölgede çalışma talepleri olabilmektedir. Bu noktada, 696 KHK çerçevesinde işçilere tayin ve nakil hakkı tanınmıştır.
Tayin ve nakil hakkı, işçilerin öncelikle aile birliğini koruma ve aileleriyle birlikte yaşama hakkını güvence altına almaktadır. İşçiler, eşlerinin veya çocuklarının sağlık sorunları, eğitim ihtiyaçları veya diğer kişisel nedenlerle farklı bir bölgede çalışmak istediklerinde, tayin ve nakil taleplerinde bulunabilmektedirler.
Bu süreçte, işçilerin tayin ve nakil talepleri, işveren tarafından makul bir şekilde değerlendirilmekte ve gerektiğinde işçinin talebi dikkate alınmaktadır. İşveren, işçilerin taleplerine uygun pozisyon ve yerleşim imkanı sağlamak için çaba göstermektedir. Ancak, tüm taleplerin aynı anda yerine getirilmesi mümkün olmayabilir ve işverenin mevcut şartlar dahilinde uygun bir çözüm bulması beklenir.
Tayin ve nakil hakkı, işçilerin çalışma ortamında mutlu ve motivasyonlu olmalarını sağlamak amacı taşımaktadır. İşçiler, kendilerini daha iyi hissettikleri ve aileleriyle birlikte yaşamayı tercih ettikleri bir bölgede çalışarak, daha verimli bir şekilde görevlerini yerine getirebilmektedirler.
696 KHK ile taşerondan kadroya geçen işçilerin tayin ve nakil hakkı, işçi haklarının korunması ve iş yaşamında adaletin sağlanması açısından önemli bir adımdır.