EYT, sözleşmeli personele kadro gibi köklü sorunlar için çözüm süreci başlamışken uzun zamandır özlük haklarında iyileştirilme yapılmasını isteyen Adalate Bakanlığı personelleri de yetkililere seslenmeye devam ediyor. Maaşlarının yetersiz olduğunu belirten personeller geçinemediklerini söylerken çalışma şartlarının zorluğu altında eziliyor.
Uzayan mesai saatleri, ödenmeyen ya da geç ödenen nöbet ücretleri, zabit katibi ve mübaşirlerin alanlarında yükselme imkanlarının olmaması ve bütün bunların yanında maaşlarının diğer birçok çalışana göre az olması geçim sıkıntısını da beraberinde getirdi. Uzun zamandır maaşlarına zam yapılmasını, özlük haklarında düzenleme yapılmasını ve "Adalet Hizmetleri Sınıfı"'nın kurulmasını isteyen Adalate Bakanlığı personelleri taleplerini ve yaşadıkları mağduriyeti şu maddelerle açıklıyor.
Adalet Bakanlığı Personeli ne istiyor?
1-Adalet Personelinin görülmeyen bir sıkıntısı da Adalet Bakanlığı ve yetkilileri tarafından sürekli olarak görmezden gelinmesidir. Bu durum çalışma isteğini tamamen yerle bir etmekte, çalışanların değerlilik duygusunu sıfıra indirmektedir. Nitekim biz adalet neferleri, bir kez olsun işten kaçmayı bir kenara bırakalım bunu istesek dahi yoğunluktan buna fırsat dahi bulamayız. Yoğun iş yükü, amirlerin yüksek egosu ile başlayan ve çok yüksek mobbing seviyelerine ulaşan çalışma şartları, adliyenin ve ceza infaz kurumlarının nüfus dairesi gibi herhangi bir vatandaşın geleceği bir kurum olmasından çok, sorunu olan ve sorun yaşayan insanların başvuracağı kurum olmasından mütevellit, muhatap olunan durum ve kişiler bakımından hayat tehlikesi, devamlı bir kaos durumu oluşturmakta ve bu da ilgili personeli çok yıpratmaktadır. Yukarıda bahsi geçtiği gibi Adalet personeli, senelerdir vermiş olduğu emeğe karşın herhangi bir şekilde görülmemiş, bir türlü yaptığı işin karşılığını alamamıştır. Tüm bu ikiliklerin giderilmesi için en büyük adım "ADALET HİZMETLERİ SINIFI"'nın kurulması olacaktır. Nitekim, Adalet Bakanlığı'nın tek çalışanları hakim ve savcılar değildir. Adaletin sağlanmasında çok büyük emeği olan adalet personelinin sorunlarının belirlenmesi, meslek grubunun oluşturulması bu nedenle çok önemlidir.
2-Özellikle adliye personeli olmak üzere adalet personeli yol giderini, yemeğini, içeceğini, giyeceğini hatta ve hatta suyunu bile cebinden karşılamaktadır. Bu da tüm bu giderlerin çıkarıldığında bir adalet personelinin asgari ücret kadar ücret aldığını gözler önüne sermektedir. Nitekim, en basit bir özel işletmede dahi bu tür haklar çokça verilmekte, üstüne üstlük çeşitli yardımlar dahi yapılmaktadır. (Gıda yardımı, giysi yardımı vb. gibi). Bu nedenlerle maaş konusunda yerle bir olan ve en basit işletmedeki bir işçiden dahi vasat durumda kalan adalet personelinin maaş konusuna bir an önce değinilmesi gerekmekte, aksi taktirde bu sorun geçim sıkıntıları, aile yapısında bozulmalar, psikolojik rahatsızlıklar ve çalışma barışını bozacak durumlara ilerleyecektir.(Yapılan bir araştırmada adalet bakanlığı çalışanlarının icra borçlarının %80'lere ulaştığı görülmüştür.)
3-Adliye ve cezaevi personelleri senelerdir sürekli mesaiye kalmakta, duruşmalara, gecikmesinde sakıncalı hal bulunan çok fazlaca hal bulunduğundan ötürü fazladan mesai yapmak durumunda kalmakta, sürekli ve döngü ile devam eden nöbet mefhumu da bu işin çok büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Ancak, tüm bunlara rağmen, ilgili personel ne mesai parasını ne de nöbet ücretini alabilmektedir. Son toplu sözleşmede bahsi geçen mesai ücretleri bile 9 aydır hesaplara yatırılmamakta bu da çok büyük bir mağduriyet ve merkei zaafiyet oluşturmaktadır.
4-Adliyelerde zabıt katibi ve mübaşir olarak başlayan bir personelin yalnızca yazı işleri müdürü olarak görevde yükselebilmesi, icra daireleri veya başkaca kurumlarda görülen müdür yardımcılığı, şeflik, uzmanlık gibi sıfatları alamaması nedeniyle çalışma azmi ve çalışma motivasyonu bakımından motivasyon düşüklüğü yaşanmasına ve bu motivasyonun zamanla edinilecek bir ünvan ve yükselme durumu olmadığından dolayı düşmesine sebep olmasına yol açmaktadır.