Adalet Personelinin bir sıkıntısı da Adalet Bakanlığı ve yetkilileri tarafından sürekli olarak görmezden gelinmektedir. Bu durum çalışma isteğini tamamen yerle bir etmekte, çalışanların değrlilik duygusunu sıfıra indirmektedir. Yoğun iş yükü, amilerin yükek egosu ile başlayan ve çok yüksek mübbing seviyelerine ulaşan çalışma şartları, adliyenin ve ceza infaz kurumlarının nüfus dairesi gibi herhangi bir vatandaşgeleceği bir kurum olmasından çok sorunu olan ve sorun yaşayan insanların başvuracağı kurum olmasından dolayı, muhatap olunan durum ve kişiler bakımından hayat tehlikesi, devamlı bir kaos durumu oluşmaktadır. Bu durum ilgili personelleri çok fazla yıpratmaktadır.
Yukarıda da bahsedilen gibi adalet personelleri, senelerdir vermiş olduğu emeğe karşın herhangi bir şekilde görülmemiş, bir türlü yaptığı iş karşılığını alamamıştır. Tüm bu ikiliklerin giderilmesi için en büyük adım "Adalet Hizmetleri Sınıfı'nın" kurulması olacaktır. Nitekin, Adalet Bakanlığı tek çalışanları hakim ve savcı değildir. Adaletin sağlanmasında çok büyük emeği olan adalet personelinin sorunlarının belirlenmesi, meslek grubunun oluşturulması bu nedenle çok önemlidir.
Memurlar "bıktık usandık" diyerek açlık sınırında maaş aldıklarını ve yoksulluk sınırında maaş almak için çırpındıklarını dile getirdi.
Her gün binlerce mesaj yağmaya başladı devlet memurlarından.
İlk itiraz şöyle geldi:
"Orhan Bey, Kamu Avukatları ortalama 18 bin lira maaş alıyor.
35 yıllık kamu avukatıyım 18 bin 794 lira maaşım var.
Aynı fakülteden mezun aynı kıdemde bir hâkim arkadaşım ise 50 bin 800 lira maaş alıyor.
Siz hâkimler mağdur diyorsunuz öyle mi?"
Vallahi şok oldum, billahi şok oldum.
Elbette böyle olmaması lazım.
Elbette hak, hukuk ve adalet olması lazım…
En çarpıcı ve ayrıntılı bilgi ise bir vergi dairesi çalışanından geldi:
"Orhan Bey; yeni başlayan yargı mensubu 30 bin lira alırken 40 yıllık vergi dairesi müdürü 19 bin 500 liraya talim etsin bu mu adalet?
Sırf Sayın Kemal Kılıçdaroğlu maliyeci diye 20 yıldır ezildik yetmez mi artık?
Merkez uzmanları FETO zamanında ihdas edilen çoğunluğu ihraç edilen kişiler ama şimdi yine ihdas ediyorlar.
Fark sadece merkezde çalışmaları risk yok, yer değiştirme yok, sorumluluk yok.
Makamı olup, makam tazminatı alamayan, inceleme yetkisi olup denetim tazminatı alamayan maliye müdürleridir.
Makamı olmadan tazminat alanlar ise merkez uzmanlarıdır.
Geçmişte bir maliye taşra müdürü 1. Sınıf hâkimler ile aynı maaşı alıyordu.
Son 20 yıldır maalesef bu hale getirildi.
Taşra müdürleri yer değiştirmeye tabi 3 veya 8 yılda bir yer değiştiriyorlar.
Lojmanları satıldı, kiralar had safhada aklıma rahmetlik Özal''ın lafı geliyor;
-''Benim; memurum işini bilir…''
Allah''tan maliyecilerin hiç biri bu yola tevessül etmiyorlar.
Bu açlık ve yoksulluk maaşları ile nasıl yaşayacaklar, nereye kadar dayanacaklar.
Emeklilik ayrı bir facia. Taşra uzmanı, memur ve müdür emekli olunca aynı parayı alıyor. Merkez uzmanları ise daha iyi durumda.
Anayasa Mahkemesi iptal etmeseydi 5 yılını dolduran Merkez uzmanları müdürlük için sınavsız atanabiliyorlardı.
Kısacası milyarlarca liralık tutarı olan belgelere imza koyan müdürler merkez memurlarının bile aldığını maalesef alamıyorlar ve vicdan ve cüzdan arasında sıkıştırılıyorlar.
Bütün taşra birimlerinde müdür ve yardımcıları için yeterli sayıda lojman vardı ama maalesef hepsi satıldı.
Diğer kurumlar yeni lojmanlar yapıp bir de üstüne ballı maaş alınca devletin hazinesini tutan insanların düştüğü durum ne kadar içler acısı değil mi?
Merkezde bizi temsil ettiğini zannedenlerin tamamına yakını merkez kökenli olunca taşra kimsenin umurunda olmuyor.
Büyük çoğunluğu bu dönemde atanan müdürler için artık bıçak kemiğe dayandı.
En büyük sorunlardan birisi de aynı masada aynı işi yapan aynı kıdemde memur ile uzman arasındaki uçurum. Buna özellikle değinmeniz lazım.
Müdür ve müdür yardımcıları merkezden atama yapılması ve merkez personeli olmalarına rağmen ücret değerlendirilmesinde taşra personeli gibi ödeme yapılıyor.
Kısaca merkezdeki bir uzman hem çalışırken hem de emeklilikte merkez kökenli olan müdür ve yardımcılarından yaklaşık yüzde 50 fazla ücret alıyor.
Adalet, adalet, adalet…
Taşra uzmanları müdür olabilmek için 2 yazılı 2 mülakat olmak üzere en az 4 sınavdan geçtikten sonra müdür olabiliyorlar.
Sorarım şimdi bu ücret adaletsizlik göz önüne alındığında hangi uzman sınavlara girip diyar, diyar gezerek müdür olmak ister?
-Taşrada çalışan üniversite mezunu memurlar:
1. Yıl Kadro 9/2 Maaş: 11 bin100 lira
15. Yıl Kadro 4/1 Maaş: 12 bin 500 lira
25. Yıl Kadro 1/4 Maaş: 13 bin 500 lira
Şefler:
1. Yıl Kadro 9/2 Maaş: 13 bin 400 lira
15. Yıl Kadro 4/1 Maaş: 14 bin 500 lira
Uzman yardımcıları:
1. Yıl Kadro 9/2 Maaş: 15 bin 050 lira
Uzmanlar:
15. Yıl Kadro 4/1 Maaş: 17 bin 500 lira
25. Yıl Kadro 1/4 Maaş: 18 bin 700 lira
Müdür Yardımcıları:
15. Yıl Kadro 4/1 Maaş: 16 bin lira
25. Yıl Kadro 1/4 Maaş: 18 bin 750 lira
Müdürler:
15. Yıl Kadro 4/1 Maaş: 16 bin 300 lira
25. Yıl Kadro 1/4 Maaş: 19 bin 400 lira
Uzman Yardımcısı:
1.Yıl Kadro 9/2 Maaş: 19 bin 100 lira
Millî Eğitim Bakanlığı''ndan öğretmen okurum da şu tabloyu gönderdi:
4 yıllık öğretmen kadrosu 8/2 Maaş: 12 bin 700 lira
8 yıllık öğretmen kadrosu 6/2 Maaş: 12 bin 886 lira
14 yıllık uzman öğretmen kadrosu 3/3 Maaş: 15 bin 378 lira
27 yıllık başöğretmen öğretmen kadrosu 1/4 Maaş: 18 bin 262 lira
29 yıllık öğretmen kadrosu 1/4 Maaş: 14 bin 241 lira
Türk İş''in resmî Mart ayı açlık ve yoksulluk rakamlarını anımsatayım:
-Yoksulluk sınırı: 31 bin 240 lira
-Açlık sınırı: 12 bin 469 lira
Devlet memurunu açlık ve yoksulluk sınırı altına yaşama değil sürünmeye mahkûm eden AKP iktidarı, bırakın 5 yıl daha, tek bir gün bile iktidarda kalmamalı…(YENİÇAĞGAZETESİ)