EYT Federasyonu eski Genel Başkan Yardımcısı Alper Özüpak, 1 Ağustos itibariyle gıda, giyim, konut ve temel ihtiyaçlara gelen zamlara karşı anlamlı bir açıklamada bulundu. Özüpak'ın çarpıcı mesajı ise şu şekilde;
"İktidar kaybetmek için daha ne yapsın?
1 Ağustos itibaren gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 37.974,10 TL'ye, bekâr bir çalışanın 'yaşama maliyeti' de aylık 15.123,60 TL'ye yükselmiş durumda ekonomik krizle yaşama devam eden 85 milyon insana umut olacak bir muhalefet olmadığından iktidara ne deprem ne ekomik kriz ne yokluklar puan kaybettirmiyor ama siyasilerin ürettiği sadece koltuğunu nasıl sağlama alırımdan başka bir sonuç ortada yokken 85 milyon kime nasıl neden güvensin inansın oyunu versin?
''EYT'nin çözümüne en büyük etken olan EYT'ye inanan ve kardeşçe birlikte hareket edenler sayesinde olmuştur.''
2019 seçimlerinde EYT faktörü vardı. Hükümeti değiştirmek istemeyen ve iktidara ders vermek için hakkı için yan yana gelen EYT'liler kenetlenip doğru örgütlenme ve iletişimle ülkemizin gündeminden düşmeden siyasi gündeme damga vurarak iktidar ve muhalefeti çalıştırıp çözüm önerilerini siyasal baskı unusuruna dönüştürüyor. Yoktan var edilen hak davası "seçimi kaybetsem de yokumdan" kısmi de olsa hak alınarak, kırmadan, dökmeden, hak aramayı ülkeye ve dünya ya öğreten Eyt'liler 2019 seçimlerinde; İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin, Bursa gibi büyük şehirlerde damgasını vurdu. İstanbul'da iptal edilen ilk seçimde 26 bin oy pusulasında EYT yazarak dikkat çekip damgasını vuran ve ikinci seçimde iktidara büyük bir ders vererek EYT'nin çözümüne en büyük etken olan EYT'ye inanan ve kardeşçe birlikte hareket edenler sayesinde olmuştur.
2024 yerel seçimlerinde hangi büyük sorun etken olabilir?
Yerel seçime damga vurabilecek kitle hangisidir?
Mağdurları yanyana getirecek mücadeleyi örgütleyerek işçiye emekçiye umut olacak siyasiler aranırken 600 vekilden 450 tanesinin iş insanı olması yoksul toplumu temsil edecek hakkını arayacak çok az sayıda vekilin mecliste olması yine yeniden bizim umutlarımızı kırmakta ve kaybeden yine işçi emekçi olacağını hep beraber görmekteyiz. Peki, buna 'dur' diyecek emekli işçi ve emekçi yok mu?
Üreten emekçiler ve emekliler ülke yönetiminde söz sahibi olmak zorundadırlar. Çoklu maaş alanlar asgari ücreti ve emekli maaşlarını belirlemeye devam edecekler ve bizler daha da yoksul olmaya çocuklarımızın geleceğinin olmadığı bir yaşlılığa adım atmaya devam edeceğiz."