Arslan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 43. yılı dolayısıyla yazılı açıklama yaparak demokrasilerde, darbe ve antidemokratik müdahalelere yer olmadığını vurguladı.
Arslan, "100. yılını büyük bir gururla kutladığımız Cumhuriyet tarihimizde, demokrasimiz maalesef darbelerle kesintilere uğramış, sayısız darbe girişimi ile karşı karşıya kalmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Arslan, HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, hain darbe girişimlerine ve siyasi parti kapatmalarına karşı çıkmanın, demokrasiden ve özgürlüklerden yana tavır almanın haklı gururunu yaşadıklarını ifade ederek, 15 Temmuz'daki darbe girişimine karşı demokrasiye sıkı sıkıya bağlı olan HAK-İŞ'in, bütün teşkilatı ile girişimin ilk dakikalarından itibaren sokaklara çıktığını, bu uğurda şehit ve gaziler verdiğini kaydetti.
"İŞÇİ ÖRGÜTLENMESİNE ENGEL OLUNDU"
Darbelerin ve ekonomik krizlerin en büyük mağdurunun emekçiler ve işçiler olduğuna değinen Arslan, darbeyle işçilerin örgütlenmesine, ekonomik ve sosyal kazanımlarına engel olunduğunu bildirdi.
Arslan, Cumhuriyet'in 100. yılında, darbelerin bütün boyutlarıyla hesaplaşılmasını talep ederek, "Darbelerle mücadelenin tamamlanabilmesi için o dönemlerde aktif rol alan bütün kurum ve kişilerden hesap sorulmalıdır. Aksi halde 12 Eylül'den 28 Şubat'a kadar darbeler daha uzun süre konuşulmaya devam edecektir." dedi.
Türkiye'nin ikinci yüzyılında demokrasinin daha da güçlendiğine dikkati çeken Arslan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin ikinci yüzyılının, demokrasimizin daha da güçlendiği, demokratik hak ve özgürlükleri daha da geliştiren ve güçlendiren, yeni, bütünsel bir sivil Anayasa ile
taçlandırılmasını temenni ediyoruz. HAK-İŞ, geçmişten bu yana darbe ürünü 1982 Anayasası'na itiraz etmiştir. 1982 Anayasası, zaman içinde yapılan kimi değişikliklere rağmen 12 Eylül darbesinin ruhunu üzerinden atamamıştır. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, insanı ve emeği merkez alan, sivil, demokratik, katılımcı, çoğulcu ve özgürlükçü nitelikte yeni ve tam bir anayasa çalışmasını, Türkiye'nin temel ihtiyacı olarak görüyoruz."