Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan aşçılar aldıkları eğitim, bilgi ve tecrübeleri dikkate alınmadan vasıfsız eleman olarak değerlendirilmelerine karşı çıkarken hakları için mücadele etmeye devam ediyorlar.
1965 yılında yapılan devlet memurları kanununun 3 maddesinde sınıflandırmanın meslek ve niteliklere göre yapılacağı açık bir şekilde ortaya konulmuş, Milli eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğrenim Kurumunun teknik bir meslek olduğu kabul görmüşken haklarına kavuşamamış olmalarına tepki gösteriyorlar.
Çok ağır şartlarda, mobing altında, görev tanımı olmadan çalışmakta olan kamu aşçıları görev tanımları olmasını ve eğitim durumlarına göre statü değişikliği yapılmasını ve yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılmasını istiyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde aşçı kadrosunda çalışan personeller yardımcı hizmetler sınıfından teknik hizmetler sınıfına alınmayı ve görev tanımları net bir şekilde yapılmasını talep ediyor. Bu şekikle adil ve uygun bir çalışma ortamına sahip olacaklarını beliten kamu aşçıları yetkililere sesleniyor
Görev tanımlarının eksikliği ve personelin yardımcı hizmetler sınıfında bulunması, çalışanların hak ettikleri statü ve iş koşullarını alamamalarına neden oluyor. Bu nedenle, aşçı kadrosunda çalışan personelin teknik hizmetler sınıfına geçirilmesi ve mesleki nitelikleri göz önünde bulundurularak adil bir sınıflandırma yapılması gerektiğini savunuyorlar.
Ayrıca, çalışanların görev tanımlarının açık ve net bir şekilde belirlenmesi, idarecilerin görev tanımları dışında farklı uygulamalara başvurmalarını engelleyecektir. Bu sayede, çalışanlar görevleri dışında ek iş ve yükümlülüklerle karşılaşmayacaklar ve hak ettikleri iş koşullarına sahip olabileceklerdir. Bu düzenlemeler, çalışanların haklarının korunmasına ve adil bir çalışma ortamının oluşturulmasına yardımcı olacaktır.