En son 2018 yılında yürürlülüğe giren yasa ile, kaçak ve metruk binaların yıkılıp yerine daha güvenli binaların yapılması için çalışma başlatılarak, boş arazilere kaçak yapılanmanın önüne geçilmesi için çalışma başlatılmıştı. Mağdurlar, mevcut evlerini yasal hale getiremedikleri için evlerinden olma riskiyle karşı karşıya kaldı.
Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı Hüseyin Alpay imar barışından yararlanarak “Yapı Kayıt Belgesi” çıkartmasına karşın tapusunu alamayan ve yatırdıkları paralarını geri alamayan yurttaşların büyük bir çıkmazın içerisinde olduğunu belirterek, “Hayatında adliye koridoru görmeyen insanları mahkemelik hale getirmek devlete yakışmaz” ifadelerini kullandı.
“Yapı Kayıt Belgesi” mağdurlarının sorunlarını gündeme taşıyan Milliyetçi Sol Parti Genel Başkanı Alpay, Anayasa’nın 125’inci maddesinde yer alan “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmünün ihlal edildiğini öne sürerek, iktidarı göreve çağırdı.
Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı Hüseyin Alpay konuya ilişkin yayımladığı yazılı açıklamada şu görüşleri savundu:
“İptal edilen başvuruların ücret iadesi gerçekleşmedi, onaylanan başvuruların tapuları verilmedi”
“Gerekli teknik araştırmalar yapılmadan ‘İmar Barışı’ adı altında kusurlu ve ruhsatsız yapıların kullanımına izin verilmesi ve süreç dahilinde ‘Yapı Kayıt Belgeleri’ için başvuruda bulunarak ücret yatıran vatandaşlarımızdan bazılarının Yapı Kayıt Belgeleri iptal edilerek yatırmış oldukları ücretlerin geri ödenmemesi söz konusudur. Son İmar Barışı düzenlemesinin bulunduğu 3194 Sayılı Kanun'un 16. geçici maddesinde yer alan yapı kayıt belgesi almak için ödenen miktarın, belgenin iptal edilmesi halinde geri ödenmesine ilişkin herhangi bir hüküm de yer almamaktadır. Yurttaşlarımız, Yapı Kayıt Belgelerinin iptal edilmesi ve yatırdıkları ücretlerin iade edilmemesi nedeniyle mağduriyet yaşamakta ve çözüm beklemektedirler.
Öte yandan aynı süreç içerisinde başvuruda bulunan ve Yapı Kayıt Belgeleri onaylanan milyonlarca vatandaşımız da tapularını alamadılar. Bu da başlı başına bir mağduriyettir. Anayasa’nın 125. Maddesi’nde yer alan ‘İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür’ hükmüne aykırı bu durumlar karşısında iktidarı göreve çağırıyoruz.
“Hayatında adliye koridoru görmeyen insanları mahkemelik hale getirmek devlete yakışmaz”
Vatandaşlarımızın kendi özel mülklerine kamu zararı oluşturmadan yaptıkları evlerinin deprem riski taşıyıp taşımadıkları kontrol edilerek kayıt altına alınması ve insanlarımızın bu konuda büyük beklentiler içerisine girerek maddi-manevi kayıplar yaşamalarına bir an evvel son verilmesi gerekmektedir. Hayatında adliye koridoru görmeyen insanları mahkemelik hale getirmek devlete yakışmaz.
Parlamentoya gelmesi beklenen yeni torba yasada yapı kayıt güncellemelerinin de diğer çözüm bekleyen Bağ-Kur prim indirimi meselesi gibi konularla birlikte gelmesi, vatandaşlarımızın en büyük beklentisidir.”