Yıllardır eşit işe eşit maaş ve eşit hak talep eden öğretmenevi çalışanları yetkililerin verdiği kadro sözlerinin yerine getirmesini bekliyor.
Kadro bekleyen öğretmenevi çalışanları seçim öncesi bu mağduriyetin giderilmesini talep ediyor. Twitter'da etkinlik düzenleyen vatandaşlar yetkililere seslenerek bu mağduriyetin bir an önce çözülmesini istiyor. Başta Cumhurbaşkanlığı ve CİMER olmak üzere, ilgili makamlara yazdıkları dilekçe ve mektuplarla yaşadıkları sorunları anlatan öğretmenevi çalışanları kadro hakkı için mücadele etmeye devam ediyor.
Meclis'in seçim gündemi nedeniyle kapanmasına günler kalmışken uzun zamandır kadro için mücadele eden binlerce öğretmenevi çalışanının mağduriyetinin giderip giderilmeyeceği ise merak konusu oldu.
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Meclis'e taşıdı
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, 13 Ocak'ta 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılarak kamu görevi yapan ancak taşeron sistemde istihdam edilen öğretmenevi çalışanlarının devlet memurluğuna geçirilmeleri için kanun teklifi verdi.
“KANAYAN BU YARAYA MERHEM OLUN!”
Öğretmenevi çalışanlarının farklı statülerde istihdam edilmesinden dolayı sıkıntılar yaşandığını dile getiren Sındır, “Tüm Türkiye’de öğretmenevi sayısı 551. Öğretmenevlerindeki personellerinin yaklaşık olarak yüzde 75’i sadece kurum döner sermayesinden maaşını alan ‘Belirsiz Süreli Sözleşmeli Personel’ ve yüzde 25’i hizmet alım yoluyla çalıştırılan personel. Aynı işi yapan fakat farklı statülerde çalışan personeller haklı olarak motivasyon kaybına uğruyor. Öğretmenevleri bünyesinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan ve taşeronlar üzerinden hizmet alımı ile çalışan personellerin hala kadro alamamaları kanayan bir yara. AKP iktidarını kanayan bu yaraya merhem olmaya çağırıyorum” diye konuştu.
“Farklı illerde ya da ilçelerde olmalarına rağmen aynı işi yapan personellerin maaşlarında eşitsizlik var” diye devam eden CHP’li Sındır, “Bir ilimizin öğretmenevinde çalışan personelle, aynı işi yapmasına rağmen başka bir ilimizin öğretmenevinde çalışan personelin maaşları ve sosyal hakları aynı değil. Statüde, mali ve sosyal haklarda keskin adaletsizlikler var. Bu durum anayasamızda bulunan eşitlik ilkesine aykırı. Bu durum İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. maddesinde ‘Herkesin herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş ve ücrete hakkı vardır’ ilkesine aykırı” ifadelerini kullandı.
“ÖĞRETMEN EVLERİ ZOR DURUMDA!”
Öğretmenevlerinin artan maliyetler nedeniyle zor durumda olduğunu, öğretmenevleri çalışanlarına kadro verilmesi ile birlikte personel yükünün kurumun üzerinden kalkması gerektiğini söyleyerek sözlerine devam eden Sındır, “artan maliyetler, öğretmenevlerinin sabit giderlerinin üç katına çıkması, bakım onarım ihtiyaçlarının olması yeterince fazla. İstihdam edilen personellerin maaş, tediye, SSK ve ihbar-kıdem tazminatları kurum kasasında bekletilmekte. En azından öğretmenevi personellerinin kadroya alınarak personel yükünün kurum üzerinden kaldırılması öğretmenevlerinin ayakta kalabilmesi için hayati önem taşımakta. Öğretmenevleri hiçbir ayrım yapmadan toplumun her kesimine hizmet vermekte. İktidarda kadroda ayrım yapmadan, kısmi süresiz sözleşmeli ve taşeron işçilerimize eşit iş ve ücretle kadro verilmesi devletimiz ve kamu yararına olacaktır” şeklinde konuştu.
“DEVLET YURTTAŞLARI ARASINDA AYRIM YAPMAMALI”
Öğretmen evleri çalışanlarının Ankara’dan gelecek kadro haberine kilitlendiğini ifade eden Kamil Okyay Sındır, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kadronun tüm çalışanların hakkı olduğunu 12 yıldır dile getiriyoruz. Sözleşmelilerin kadroya geçmeleri için kanun teklifi verdim. Sözleşmeli memurlarımızın kadroya geçirilmesi için bir çalışma yapılıyor fakat kanun teklifini henüz görmedik. Kadro bekleyen tüm sözleşmelilerin amasız, fakatsız, lakinsiz kadro almaları, bir hak gaspına uğramamaları için hem komisyonda hem de genel kurulda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kadronun tüm çalışanlar için hak olduğunu dile getirmekten asla yorulmayacağız. Sözleşmeli memurlarımıza verilmesi planlanan kadroyu öğretmenevleri çalışanlarına da verin. Çünkü devlet yurttaşları arasında ayrım yapmamalı.”