Asgari ücretin 5 bin 500 TL olarak belirlenmesinin ardından Kudret Örgel işçi Haber'e konuştu. Örgel, asgari ücret zammına ilişkin "Herkes elini taşın altına koymalı. Birbirinden bağımsız mücadele yöntemleri sonuç vermeyecektir. Ekonomik sorunlarla geldiğimiz nokta itibarıyla top yekün mücadele etmek zorundayız." ifadelerine yer verdi.
"YENİ ASGARİ ÜCRET SONRASI HAYAT PAHALILIĞI İLE TOP YEKÜN MÜCADELE"
"Bugün ülkemizde çalışanların en önemli problemi geçim sıkıntısı. Milyonlarca sendikalı-sendikasız emekçi aynı problemle mücadele ediyor. Hem emeklilerimiz hem de aktif çalışma hayatının içerisinde yer alan mavi ya da beyaz yakalı tüm emekçiler yaşanan bu zor süreçte aileleri ile birlikte ayakta kalma mücadelesi veriyorlar.
Ülkemizde mücadele etmeye gayret ettiğimiz bu problemin global etkileri (pandemi-savaş-göçler-gıda krizi vb.), sorunun katmerlenerek artmasına neden olmaktadır.
Ülkemizde enflasyon ve hayat pahalılığına karşı yürütülen mücadelenin, birincisi dünyadan bağımsız olarak zaferle sonuçlanması da pek mümkün görünmüyor. İkincisi, bu noktadan hareketle ülkemizin sorunlarının tek bir kanaldan çözümünü beklemekte haksızlık olur. Yani yıl içerisinde asgari ücretli %90’ ın üzerinde zam gördü, bu yeterli demek meseleyi çözmüyor. Devlet bu konuda birtakım çözümler getirsin ya da işverenler elini taşın altına koysun demekte geçim sıkıntılarımızı çözmeye tek başına yetmeyecek. Çünkü bir taraftan çalışanların ücretleri artarken diğer taraftan aynı gün yeni zam haberleri alıyoruz. İçinden çıkılamaz bir sarmala düşüyoruz.
Öyleyse devletimizin yetkili kurumları, işçi sınıfı, işverenleri, emeklileri ve çiftçileri ortak bir aklı oluşturmak ve hayata geçirmek zorunda. Herkes elini taşın altına koymalı. Birbirinden bağımsız mücadele yöntemleri sonuç vermeyecektir. Ekonomik sorunlarla geldiğimiz nokta itibarıyla top yekün mücadele etmek zorundayız.
1 Temmuz itibarıyla ülkemizde uzun bir aradan sonra asgari ücret yılın ikinci yarısı için yeniden belirlendi. Belirlenmek zorundaydı. Yüksek enflasyon ve yaşadığımız ekonomik kriz bunu kaçınılmaz hale getirdi.
Ancak burada bir konuyu tüm işverenlerimizden hassasiyetle ele almalarını istirham ediyoruz. Yaşanan hayat pahalılığı asgari ücretlinin belini büktüğü gibi asgari ücretin üzerinde maaş alanları da etkilemektedir. Dolayısıyla belirlenen %30 ‘luk artış ayırım yapılmaksızın tüm çalışanlara uygulanmalıdır. Şu an toplu sözleşme masasında olan işyerlerinde ücretler mevcut duruma göre pazarlık edilecek, ancak sözleşme masasında olmayan işyerleri için yılbaşına kadar tüm kademelerdeki işçilerin nefes almasını sağlayacak bu rakamın (%30) uygulanması elzemdir. Hali hazırda birçok işyerinde tüm işçiler aynı ücreti almakta. Kıdem, tecrübe ve ustalık gibi kriterler kaybolmuş durumda. Buda iş barışını olumsuz yönde etkileyen en önemli kriterlerden biridir. Dün yapılan yeni asgari ücret açıklaması esnasında işveren temsilcisi TİSK başkanının da dile getirdiği üzere “asgari ücret bir başlangıç ücretidir”.