"Sendikanın işçisi değil, işçilerin sendikası" anlayışını en iyi şekilde benimseyerek üyelerinin hakkını savunan Kudret Örgel emekçinin sesi olmaya devam ediyor.
Öz Petrol İş Sendikası'nın başına geçtiği günden bu yana sadece üyelerinin değil ülkede yaşanan sorunlara da duyarsız kalmayarak her koşulda emekçilerin yanında oluyor.
Öz Petrol İş Sendikasını dünden bugüne büyüterek önemli bir konuma getiren Kudret Örgel, işçilerin alın teri kurumadan emeğinin hakkının verilmesi gerektiğini daima savunuyor.
EYT ve staj sorununa sessiz kalmadı
Milyonlarca kişi emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesinin bir an evvel hayata geçirilmesini beklerken Öz Petrol İş Sendikası Genel Başkanı Kudret Örgel, EYT ve staj sorununa sessiz kalmadı.
İşçi Haber'e konuşan Kudret Örgel, milyonlarca insanın mağdur olduğu, EYT ve staj sorunu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
EYT VE STAJ MAĞDURLARI HAKKINDA ROPÖRTAJ
-Sayın Başkanım, sizin ve Öz Petrol-İş sendikasının EYT ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
-Öz Petrol-İş sendikası olarak geçmişte EYT kapsamında olan üyelerimizle birlikte EYT’li üyelerimizin haklarının verilmesi konusunda düzenlenen programlara katıldık. Haklı taleplerini ilgili mercilere ilettik. Birçok üyemiz bu kapsamda yer almaktadır. Hükümetimizin hali hazırda bu konuda yürüttüğü çalışmaların, 08.09.1999 öncesi sigortalı olanların o dönemdeki şartlar doğrultusunda emekli olabilmelerini sağlayacak şekilde sonuçlanmasını ümit ediyoruz ve bekliyoruz. En adil ve hakkaniyetli çözüm bu olacaktır. EYT’li olarak adlandırdığımız işçilerin de en büyük beklentisi budur.
-Peki, sizce emeklilikte yaş sınırı ne olmalıdır?
-Tabi genel olarak dünyadaki sigortalılık ve emeklilik konularını ülkeler bazında incelediğinizde farklı emeklilik programları karşınıza çıkmaktadır. Bu durum günümüzde nasıl olmalı, nasıl bir sistem kurulmalı konusunda da çeşitli fikirler ortaya çıkmaktadır. Çalışılan iş kolları da bunun bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Örneğin sürekli masa başı bir işte çalışanla, yerin metrelerce altında çalışan bir işçi aynı bedeni yıpranmayla karşı karşıya kalmıyor. Meslek hastalığı veyahut iş kazası riskleri aynı değil. Yada bir kadın işçi ile erkek işçi aynı iş kollarında aynı işi yapamıyor veyahut fiziki yıpranmaları eşit olmuyor. Bizim iş kolumuzda 60 yaşında bir işçiyi hiçbir işveren maalesef çalıştırmaz. Zaten 60 yaşına gelmiş bir işçi bu işkolunda bedenen güç gereken alanlarda çalışamaz. Buna benzer bir çok konu düşünülmeli ve ona göre yaş belirlenmelidir. Şunu da eklemek istiyorum ki emeklilikte yaş sınırı 40-45 olmamalı. Ancak en azından bizim iş kolumuz için söylüyorum 60-65 te olmamalı.
-Stajyerlerin talepleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
Aslında nasıl EYT mağduriyeti varsa, aynı şekilde 1999 öncesi staj yapanlarında -ki sayıları hiçte az değil- mağduriyetleri ve beklentileri var. Konuştuğumuz bir çok işçi ve üyemiz bize diyorlar ki “Başkanım, biz staj yaptığımız dönemde Endüstri Meslek Lisesi son sınıfta idik. Sigorta dan sicil numarası aldık. Staja başladık ve haftanın üç günü işyerine iki günü de okulumuza devam ettik. İşyerimizde aynı diğer işçiler gibi 8 saat mesai yaptık ve bedenen çalıştık. Ama bizim için o dönem sadece sağlıkla alakalı pirim ödenmiş. O yüzden emekliliğimize etki etmiyor. Devletimiz nasıl ki askerlik ve doğum borçlanması uyguluyor, o zaman bizim durumumuzda olanlara da pirim borçlanması getirsin. Bizde çalıştığımız/staj yaptığımız o döneme ait ödenmeyen primlerimizi ödeyerek emekliliğimizi hak edelim”. Şimdi baktığınızda bu insanlar da haklı. Hakikaten şuan stajyer olarak fabrikalarda çalışanlar, veya herhangi bir yerde stajyer olarak çalışanlar işyerinin bir işçisi gibi mesai yapıyor. Hatta şuan bile bu durumda olan stajyerlerin sigorta primleri tam ödenmeli. Böylece onlarda gelecekte mağdur olmasın.