Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Remzi Karataş, basın açıklamasında önemli konulara değindi. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörlüğü'nün aldığı bir kararla işyerinin ikiye bölündüğünü ve bir kısım birimlerin ana merkez kampüste bırakılıp diğer kısmın Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'ne taşındığını ifade etti. Ancak bu bölünme ve taşınmanın iyi bir planlama yapılmadığı için pek çok soruna yol açtığını belirtti.
Sendika olarak yaşanan sorunları çözmek için diyalog yoluyla çaba gösterdiklerini ancak idarecilerin sendikayı yok saydığını ve çözüm için geri dönüş yapmadıklarını dile getirdi. Ayrıca işçilerin geriye dönük alacaklarının 3 taksite bölünmesine karşı çıktıklarını ve bunu kabul etmediklerini vurguladı. Yemekhane sorunları ve sağlıksız yemeklerin çadırlarda tüketilmesi gibi hijyen ve sağlık konularına da dikkat çekti.
Ulaşım sıkıntısının işçileri olumsuz etkilediğini ve servis hizmeti getirilmesi gerektiğini belirtti. Personel eksikliği nedeniyle işçilerin ağır yük altında çalışmak zorunda kaldığını ifade etti ve kurumun personel ihtiyacının tamamlanması gerektiğini vurguladı.
Maaş ödeme sistemlerinin yetersizliği nedeniyle yaşanan hatalı hesaplamaların hem devleti zarara soktuğunu hem de mutemetleri zor durumda bıraktığını söyledi. Eylemlerin bir hafta süreceğini ve sendika olarak işçilerin haklarını sonuna kadar savunacaklarını belirtti.
Öz Sağlık-İş Sendikası'nın bu basın açıklaması, işyerinde yaşanan sorunlara dikkat çekerek çözüm arayışını ve işçi haklarını savunma kararlılığını ortaya koyuyor. İşçilerin yaşadığı günlük zorlukları ve hak arayışını yansıtan bu açıklama, iş sağlığı ve çalışma koşulları konusunda toplumun dikkatini çekmeyi amaçlıyor.
Öncelikle bizi bu “haklarımızı arama” günümüzde yalnız bırakmadığınız ve yanımızda olup destek verdiğiniz için katılımlarınızdan dolayı ayrı ayrı teşekkür ederim.
Değerli Katılımcılar/ Kıymetli Cerrahpaşalı Sağlık İşçileri;
Sizlerin de yakından bildiği üzere İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Rektörlüğü olarak anılan işyerimiz 23 Mart 2023 tarihinde alınan bir karar ile ikiye bölünmüş, bir kısım birimler ana merkez kampüste bırakılmış, diğer kısım ise Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nde hizmet vermek üzere taşınmıştır.
İşyerimizin iki ayrı yerleşkede hizmet vermesi ile ilgili zorunluluğu anladık ve destek verdik. Daha iyi koşullarda çalışabilmek ve sağlık sistemine daha kaliteli hizmet sunmak amacıyla alınan bu kararı biz de Sendika olarak ilkesel anlamda olumlu bulduk.
Lakin bugün geldiğimiz durum itibariyle bu bölünme ve taşınma, idareciler ve yönetim erki tarafından iyi bir planlama yapılamadığı için beraberinde pek çok sorunu da bizlere yaşatmaya başlamıştır.
Ana yerleşkemizde kalanımız da, Murat Dilmener Hastanesi’ne taşınmamız da ayrı ayrı sorunlar yaşanmaktadır.
Bu sorunlarımızı diyalog yoluyla çözmemize izin vermeyen ve bizleri görmezden gelen kurum yöneticilerimiz karşısında bizler de Sendika olarak eylemsellik kararı aldık.
Pazartesi akşam bildiğiniz üzere geniş katılımlı bir twitter etkinliğimiz oldu. Bunu bugün yaptığımız basın açıklaması ile destekliyoruz.
Cuma gününe kadar sürecek olan bu eylemlerimizle hemen her gün basının ve kamuoyunun gündemi CERRAHPAŞA olacak.
“GERİYE DÖNÜK ALACAKLARIMIZ 3 TAKSİTE BÖLÜNDÜ”
Sağlık işçilerimizin geriye dönük alacakları ile ilgili yapılan 3 taksite bölünme uygulamasını ise asla kabul etmiyoruz.
Tüm itirazlarımıza rağmen işçinin alın terini 3’e bölerek taksitlendiren hatta ilk taksiti ödeyen idarecilerimizi çalışanlar olarak anlamakta güçlük çekiyoruz.
Hem emeğe olan inancımız, hem işyerimize olan saygımızdan dolayı taksitlendirmenin yanlışlığını bundan önce de olduğu gibi dün de - bugün de diyalog yoluyla dile getirmeye çalıştık.
Ama taksit taksit verilen emeğimizin karşılığında taksit taksit hizmet etme, görevlerimizi taksit taksit yerine getirme, yavaşlayarak çalışma gibi seçeneklerimizin olduğunu da sayın idarecilere yeniden hatırlatıyoruz.
Üstelik bu 3 taksit uygulamasından personelin bir kısmının muaf tutulmasını, onların ödemelerinin peşin peşin yapılmasını iyi niyetli bir planlama olarak görmediğimizin de bilinmesi gerekiyor.
Personeli İŞ-KUR’dan gelenler, Eski Kadrolular, 696’lılar diyerek bölmek, uygulamada da bu bölünmeyle hareket etmek ADALETSİZLİKTİR, EŞİTSİZLİKTİR.
“HİJYENSİZ VE SAĞLIKSIZ YEMEKLERİ ÇADIRLARDA YİYORUZ”
Bizler nimetin ne olduğunu, şükrün ne olduğunu bilen insanlarız. Ama yemekhane de çıkan yemekleri Sayın İdareciler görüyorlar mı?
Yemeklere bakılmıyorsa, peki çöplere bakılıyor mu?
Her gün onca nimetin yenilmeyecek kadar kötü olmasından kaynaklı olarak çöplere dökülmesinden vicdanen bizler çok rahatsızız.
Bir yemekhane bulunmadığı için 35 derece sıcaklıkta bu yemeklerin çadırlarda yedirilmesinden de çok rahatsızız.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa gibi köklü bir kurumun personeline, İstanbul’un ortasında yemekhane olarak çadırı layık görmesini biz kurumumuza yakıştıramıyoruz.
Kendi personeline yemek yedirecek bir mekân oluşturmayı dahi çözemeyen idarenin tavrı ya beceriksizlik ya da umursamazlıktır.
Hangisi olduğunun cevabı ise bizlerde değil, sayın idarecilerimizdedir.
“ULAŞIM SIKINTISI UMARIZ CAN SIKICI SONUÇLAR DOĞURMAZ”
Kurumun diğer yarısının taşınmış olduğu Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi yerleşkesinde çok ciddi ulaşım problemi yaşanmaktadır.
İşçilerimiz, tüm şartları zorlayarak kendi imkanları ile arabası olan arabası ile işyerine ulaşmaya çalışmaktadır.
Ancak ülkemiz gerçeklerini düşününce bu akaryakıt fiyatları ile kimsenin kendi arabasını kullanamayacağı da aşikârdır.
Özellikle akşam 8 ve gece 11 vardiyalarında iyice belirginleşen ulaşım sorunu artık çalışanları, evlerine gitmekten vazgeçip sabahı bekleme gibi bir seçeneğe zorlamaktır.
Gece o saatte toplu taşım hizmetinin yeterli olmaması veya hiç olmaması karşısında SERVİS HİZMETİNDEN İŞÇİLERİN DE YARARLANDIRILMASI zorunluluktur.
Gece o saatte vardiyadan çıkan bir işçi kardeşimizin herhangi bir can sıkıcı olayla karşılaşması, bir saldırıya uğraması, arkadaşlarımızın taciz edilme olasılığı, köpek saldırıları vs durumların olmaması için dua etmekteyiz.
Ulaşım sorununun kontrol altına alınabilmesi için mutlaka servis hizmetinin getirilmesi gerekmektedir.
“SENDİKAYI YOK SAYINCA SENDİKA YOK OLMAZ”
Öz Sağlık-İş Sendikası olarak bu işyerinde yetkili sendikayız. Sendikamıza üye 1150 çalışan, toplu sözleşmemizden faydalanan 1257 işçi bulunmaktadır.
İşçimizin hakkını ararken işyerimizi de koruyan bir sendikacılık yapıyoruz. Ama biz bu kadar hassas davranırken idarenin işçi ile ilgili alacağı kararlarda sendikayı yok saymasını anlamak mümkün değil.
Sayın idareciler, siz sendikayı yok sayınca sendika yok olmuyor.
Siz umursamazca hareket edebilirsiniz. Lakin işçi yaşadığı sıkıntıyı bilir, çözülmeyen sorununu bilir, iş barışını bilerek isteyerek bozanların da kimler olduğunu bilir.
Sayın Rektörden ricamız özel kalemine kaç kez randevu talep edildiğini bir sormasıdır.
Sendika olarak problemlerimizin diyalog yoluyla çözümü için kendisinden defalarca randevu talep etmemize rağmen halen bir geri dönüş olmadı.
Sorunları umursamayabilirsiniz ama yok sayamazsınız.
Sendikayı görmezden gelme çabalarınız belki sizleri rahatlatabilir ama çalışanlarınızı ve onların sorunlarını görmezden gelemezsiniz. Bu durumların sizler için de kurum için de, bizlerden bağımsız sonuçları olur.
“HER SORUNUN BAHANESİ PERSONEL EKSİKLİĞİ Mİ?
ELİNİZİ TUTAN YOK, ÇÖZÜN SORUNU”
Bu işyerinde tüm işçilerimiz personel eksikliği yüzünden en az 5 işçinin yaptığı işi yapmaktadır. Görev tanımı dışındaki işlere zorlanmaktadır.
İşçi düğünü–cenazesi olsa gidemez.
Hasta olsa izin alamaz. Rapor kullanamaz.
Hepsinin bahanesi ise Personel eksikliği.
Personel eksiğinin söylenmesine gerek yok. Bunu işçi zaten kendisi canını dişine takarak en az 5 kişinin yapacağı işi tek başına yaparak bizzat yaşıyor.
Ama madem kurumun personel ihtiyacı var ve sorunların büyük ölçüde çözümü bunun giderilmesinde, o halde elinizi tutan yok. Bir an önce kurumsallaşalım ve personel ihtiyacımızı tamamlayalım. Çalışanlar da kendi hak ve hukuklarını koruyarak bilerek görevlerine devam etsinler.
“İŞÇİNİN EMEĞİNDEN ÇALINMAZ, EMEK GASP EDİLMEZ”
Değerli Arkadaşlar;
Bugün burada aramızda bulunan, işinin başında olması gerektiği için basın açıklamamıza katılamayan tüm arkadaşlarımızın bir başka ortak sorunu ise fazla mesai ücretlerimizin geciktirilmesi zamanında ödenmemesidir.
Yani işçinin alın teri olan kazancının ertelenmesi, ötelenmesi, geciktirilmesi asla kabul edilemez.
Hak edilmiş, kazanılmış, dahası kurumun düzgün sağlık hizmeti verebilmesi adına fazla çalışılmış bir ortamda alın terinin hakkını ötelemenin, geciktirmenin kime ne faydası var?
Çalışanların fazla mesai ücretlerinin tam olarak ve zamanında ödenmesi için acil talimat verilmesini istiyoruz.
“MAAŞ ÖDEME SİSTEMİNDEKİ YETERSİZLİK DEVLETİ ZARARA SOKUYOR, MUTEMETLERE ZİMMET ÇIKARTIYOR”
Kurumumuzda yaşadığımız bir başka sıkıntı da maaş ödeme sistemlerinin çağın gerisinde kalması, manuel sistemlerin kullanılmasıdır.
Her ay ve her defasında hatalı, eksik, fazla çıkan hesaplar yüzünden kurumlarımızın mutemetleri de zor duruma düşüyorlar.
Çalışan kendi hesabını biliyor, itirazlarını yapıyor ancak her defasında oluşan kamu zararı ya devleti zarara sokuyor, ya da mutemetlere zimmet çıkartıyor.
Maaş ödeme sisteminde standardın sağlanması, hesapların eksiksiz ve tam olarak taraflara uyarlanabilmesi için çağdaş, yeni maaş sistemlerine geçilmesi elzemdir. Hiçbir şekilde ötelenmemelidir.
Değerli Arkadaşlarımız;
Bir hafta sürecek olan bu eylemlerimizin herhangi bir aşamasında, işçimizi temsilen yetkili sendikamız Öz Sağlık-İş’i davet ederek sorunları çözebilmek adına İdarenin atacağı her adıma biz de olumlu yaklaşacağız.
Amacımız üzüm yemek, sorunlarımızı çözmek.
Ama olumsuz tavır ve tutumlar karşısında da işçimizin-üyemizin hakkını sonuna kadar savunmaktan asla geri adım atmayacağımızın da bilinmesini isteriz.
Değerli katılımlarınızdan dolayı şükranlarımızı sunuyoruz.