İstanbul Büyük Şehir Belediyesi bünyesinden biri olan İGDAŞ'ta haksız yere işten çıkarılan taşeron işçisi, sesini duyurmak için yetkililere sesleniyor. Yaşadığı mağduriyeti İşçi Haber'le paylaşan Mehmet Göktaş adındaki İGDAŞ çalışanı "sendikalaşma" konusunda öncülük yaptığı gerekçesiyle işine son verildi.
Yaşadığı mağduriyeti şu sözlerle anlattı:
"Ben Mehmet Göktaş. 12 Nisan 2021 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İGDAŞ’ta “sendikalaşma” konusunda öncülük yaptığımız gerekçesi ile haksız yere hem benim hem de Ersoy Ergun ve Levent Mermer adında iki arkadaşımın işine son verildi. Yaşadığımız haksızlığın sakin bir şekilde çözülmesi ümidi ile bugüne kadar hep sessiz kalmayı tercih ettik. Ama maalesef aradan geçen zamana rağmen yaşadığımız mağduriyetler giderilmediği için sesimizi kamuoyuna duyurmak amacıyla son çare olarak böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldık. Bildiğimiz bir gerçek var ki; tarih boyunca zalimler, hak ve hukuk tanımayanlar güçlerini yaptıkları zulümlerden değil, iyi insanların sessizliğinden almışlardır. Şayet yalnız bırakılırsak sesimizin yüksek duvarların ötesine ulaşamayacağının farkındayız. Ama duyarlılık sahibi insanların sesimize ses olup, sesimizin ulaşması gereken yere ulaşmasını sağlayacağına inanıyoruz ve sağduyu sahibi herkesten bu mesajımızı paylaşıp bizlere destek olmasını rica ediyoruz."
"Maaşların düşürüldüğü iddiası"
"Konunun daha iyi anlaşılması adına durumu kısaca özetlememiz gerekirse; günümüzde maalesef birçok kurumda çalışmak için torpil bulmak, kibarca ifadesiyle referans sahibi olmak gerektiği hepimizin bildiği bir gerçek. Biz herhangi bir referansı olmayan İGDAŞ bünyesinde taşeron olarak çalışan insanlardık. Taşeron olarak çalıştığımız dönemde maruz kaldığımız çifte standardı anlatmaya çalıştığımız takdirde konu çok uzayacağından sadece bir iki örnek verip asıl meselemize devam edeceğim. Mesela 2018 yılında belediye tasarruf yapmaya karar verdi ve o dönemde İGDAŞ bünyesinde ilk akla gelen tasarruf tedbiri biz taşeronların aldıkları maaş ücretlerini düşürmek oldu. Maaşlarımız düşürüldü ve hiçbir yönetici bize bir açıklama yapma zahmetine dahi katlanmadı. Sonrasında 2019 seçimlerinden 1 ay önce taşeron çalışanların gönlünü almak için tekrardan maaşımız eski seviyesine yükseltildi. Yine Avcılar’daki İGDAŞ binasında çalıştığımız dönemde bodrum katında penceresi olmayan, hava almayan, yağmur yağdığında üstümüze su damlayan ve cep telefonlarının çekmediği basık bir yer bizlere layık görülmüştü."
"Sendikalaşmak için yeni bir adım"
"Örnekleri çoğaltabilirim ama konunun dağılmaması adına ana gündemimize dönüyorum. Bizler 2019 seçimlerinde Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanı seçilmesinden sonra kendisinin çalışanların hakları konusunda duyarlı olacağı, her şey çok güzel olacak söyleminin bizler için de gerçekleşeceği ümidi ile daha insancıl ve daha iyi şartlarda çalışabilmek gayesiyle 2021 yılı Nisan ayı başlarında “sendikalaşmak” için bir adım attık. Üç dört gün gibi kısa süre içinde, ekonomik ve sosyal haklarımızı savunmak adına “bir kurtuluş adımı olur” düşüncesi ile çalışan arkadaşlarımızın % 70’i sendika üyesi oldu. Bunun üzerine 12 Nisan 2021 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İGDAŞ bünyesinde sendika konusunda öncülük yaptığımız gerekçesi ile ben ve iki arkadaşım ihaleyi almış olan şirketin merkezine çağrıldık. Görüşmeye gittiğimizde şirket yetkilileri tarafından bize “sendikalaşma düşüncemizden bir an önce vazgeçmemiz gerektiği, aksi halde işimize son verileceği” söylendi. Bizde bunun üzerine bizimle ilgili tasarrufun İGDAŞ’ta olduğunu ve ihale sözleşmesinde de bu durumun açıkça belirtildiğini ifade ettik."
"İMAMOĞLUNUN HABERİ OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"
"Firma yetkilileri, “İGDAŞ sizinle ilgili tüm yetkiyi bize bıraktı ve biz sendikalı çalışan istemiyoruz” dedi. Çalışma şartlarımızın düzeltilmesi adına böyle bir yola başvurduğumuzu, başka alternatifimiz olmadığını, geri adım atmayı düşünmediğimizi ifade edince işimize son verildi. Sonrasında da İGDAŞ tarafından kurumda güvenlik olarak çalışan arkadaşlara “yüz kızartıcı bir suç işlemişiz” gibi onurumuzu rencide edecek şekilde adımız ve resimlerimiz dağıtılmak suretiyle İGDAŞ’a ait binalara girişimize kesinlikle izin verilmemesi talimatı verildiğini öğrendik. Sonuç olarak bizim durumumuzdan ve yaşadığımız mağduriyetten Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun haberdar olmadığını düşünüyoruz. Esasen bu mesajı yayınlama amacımız, yaşadığımız haksızlığı kendisine duyurabilmek ve mağduriyetimizin son bulması noktasında gerekli adımların atılmasını sağlamaktır. Bundan sebep, duyarlılık sahibi her insandan mesajımızı paylaşarak sesimizi Sayın Ekrem İmamoğlu’na duyurma hususunda bizlere yardımcı olmalarını ümit ediyoruz."