Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu Sersim’de Kod-49’dan işten atılan genç işçi Selahattin, “İki yılı aşkın süredir emek verdiğim iş yerinde bir kalemde işime son verildi. İtiraz eden, yeni iş kıyafeti isteyen, eleştiren işçiye tahammülleri yok. Resmen köle olmamızı istiyorlar. İşçi itiraz edemez mi?” dedi.
Evrensel'den Ahmet Akarsu'nun haberine göre işçilerin haklarını az bilmesi nedeniyle kendilerini savunamadığını söyleyen Selahattin, “İşten atılınca anlıyoruz ama işçiler bilinçsiz olmamalı” diye konuştu. Daha önce hiç 1 Mayıs’a katılmadığını söyleyen Selahattin, bu yıl katılacağını ve tüm işçilerin katılması gerektiğini söyledi.
"SALGINDA, DEPREMDE ÇALIŞTIK AMA İŞTEN ATILDIK"
Selahattin 26 yaşında genç bir metal işçisi. 2 yıl önce İŞKUR eliyle “Kalifiye işçi yetiştireceğiz” denilerek işe alındığını söylüyor. Dört kişilik ailenin geçimini sağlamaya çalıştığını söyleyen Selahattin, “Salgında, depremde dişimizi tırnağımıza taktık, çalıştık. En son depremde fabrikada çatlaklar meydana geldi. Endişeli şekilde çalıştık. Deprem esnasında lambalar sallanıyor mu diye bakarken, ustabaşı, şefler, amirler ‘Çıkacak sayıyı biliriz, işinize bakın’ diye geçiştirdiler bizi. Böyle insafsızlık olur mu?” diye sordu.
"ÜLKEDE İŞÇİNİN HİÇ Mİ DEĞERİ YOK?"
İki yıl önce işe ilk girdiği zaman iş ayakkabısı aldığını söyleyen İşçi Selahattin, süreci şöyle anlattı: “İki yılı aşkın süredir çalışıyorum. İkinci bir iş ayakkabısı verilmedi. İş kıyafetleri desen kalitesiz. Yıkandıktan sonra çekiyor, küçülüyor, üzerimize olmuyor. İş sağlığı uzmanına söyledim, ustabaşına söyledim ‘Bunlar üzerime olmuyor’ diye. Yenisi verilmedi. Ben de kendi kıyafetlerimle, başka iş üstüyle geldim. Tutanak tuttular. Müdür, ustabaşı, muhasebeci görüşmek için çağırdılar.
Neden iş kıyafeti giymediğimi sordular. ‘Verdiğiniz kıyafet kalitesiz, küçük geliyor’ dedim. Fabrika yetkililerinden birisi ‘Bu arkadaşı terziye götürün saniye saniye takip edin, istediği şekilde bedenine uygun giydirin. İş kıyafetini giyip giymediğine bakın’ dedi. ‘İki buçuk yılın var. Eğer bir daha olursa tazminatsız işten çıkartırız’ dediler. ‘Tamam’ deyip çalıştığım bölüme döndüm. Bir saat sonra ‘Çıkışın verildi’ diye kağıt koydular önüme. İmza atmadan çıktım. İŞKUR’a uğradığımda Kod-49’dan işime son verildiğini öğrendim. Ve işsizlik maaşına başvuramadığım bilgisine ulaştım. İşçinin bu ülkede değeri hiç mi yok?”
"YASALARIN İŞÇİLERİ SAVUNMADIĞINI GÖRDÜM"
İş kıyafetinin bahane olduğunu söyleyen İşçi Selahattin, “Fabrikada kötü muamele var. Çalışıyorsun, laf işitiyorsun. Ücretler iyi değil diyorsun, laf işitiyorsun. ‘Hadi hadi’ ile iş yaptırılıyor. Başka bölümde çalış diye zorluyorlar. İtiraz edince de göze batıyorsun. Bilmediğim bir bölümde ben nasıl çalışayım? Kendi bölümümde zaten çalışıyorum. Ama çok öfkeliyim. Bugün benim başıma gelen, yarın başka bir işçinin başına gelmesin. Bu süreçte yasaların işçileri savunmadığını gördüm. Böyle yasa olmaz olsun” şeklinde konuştu.
"BU YIL 1 MAYIS’A KATILACAĞIM, İŞÇİLER NEDEN CAHİL KALSIN?"
“İşçi birbirine sahip çıkmadığı için böyle oluyor” diyen Selahattin, “Mesela geçen sene Kurban Bayramı ikramiyesi verilsin dedik, vermediler. İşçi birbirine sahip çıktığı zaman her şey oluyor. İmza topladık. Kurban desteği aldık. Demek ki oluyormuş. Ama birbirine sahip çıkma her zaman olmalı” ifadelerini kullandı. Daha önce hiç 1 Mayıs işçi bayramına katılmadığını söyleyen Selahattin, “Bu yıl 1 Mayıs’a katılacağım. İşçiler niye cahil kalsın ki? Haklarımızı bilelim. Hata yapmayalım, işimizden olmayalım” diye konuştu.