Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışan işçilerin pandemi ve sonrasında fiziken ve ruhen çok yıprandığını belirterek, “Personel yetersizliği had safhada. Sosyal hizmet işçilerinin çoğu bedensel ve ruhsal hastalıklarla boğuşuyor. Süreç istihdam açısından kontrol altına alınamazsa yaşlı, çocuk ve engelli bakım hizmetleri aksamaya başlayacak” dedi.
Konuya ilişkin olarak bir açıklama yapan Devlet Sert şunları söyledi:
“ Örgütlü olduğumuz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bağlı işyerlerinde çalışan üyelerimiz ve diğer tüm sosyal hizmet emekçileri, tıpkı sağlık emekçileri gibi pandemi sürecinde daha yoğun olmak üzere son derece fedakâr biçimde çalışmaktalar. Sosyal hizmet işçilerimiz yaptıkları görevin bir gereği olarak daha fazla vicdan, daha fazla sorumluluk yükü altındalar. Yaşlılarımıza, kimsesiz çocuklarımıza, engellilerimize, yardıma muhtaç kadınlara yönelik hizmetlerin tamamını bu arkadaşlarımız yerine getiriyor. Sosyal hizmet çalışanlarının, izlenen mevcut personel politikası nedeniyle karşılaştıkları pek çok sorun var. Zaten kadroya geçiş sonrası birçok personel mevcut çalışma şartlarının ağırlığından dolayı görevi bıraktı.
“YENİ İŞÇİ ALIMI YAPILMIYOR, 5 KİŞİNİN İŞİNİ 1 İŞÇİ YAPIYOR”
Raporlu veya ücretsiz izinli personel yerine daha önce uygulanan joker personel uygulaması kaldırıldı. Yeni işçi alımı da yapılmıyor. 5 kişinin iş yükü 1 kişinin sırtına verilmiş durumda. İzinler doğru dürüst kullandırılmıyor. Böyle bir ortamda ne iş veriminden ne iş barışından ne de düzenli çalışma koşullarından söz edilebilir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bağlı kurum ve kuruluşlardaki istihdam politikasında acil değişiklik yapması gerekiyor. Personel fiziken ve ruhen çok yıprandı, personel yetersizliği yüzünden sağlıklı dinlenme, izin kullanma şansları da yok. Zaten çalışırken çok ağır bir iş yükünün altındalar. Bir an önce yapılan işe uygun personel politikaları belirlenmeli, çalışma koşulları yeniden düzenlenmelidir.
“DEVLETİN BAKTIĞI DEZAVANTAJLI GURUPLARIN SAYISI HER GEÇEN GÜN YÜKSELİYOR”
İşin bir başka boyutu ise devletin bakmakla yükümlü olduğu korunma-bakım altındaki kişi sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Bunlara yaşlılar, engelliler, kimsesiz çocuklar da dahil. Sayı her geçen gün artıyor ama personel sayısı aynı. Hatta emekli olup işi bırakanın yerine yenisi gelmediği için zaten eksiye düşmüş durumda. Bu durum personel ihtiyacını had safhaya ulaştırmıştır.
“SORUNA ÇÖZÜM BULUNAMAZSA BAKIM HİZMETLERİ AKSAMAYA BAŞLAYACAK”
Sorun ne kadar ertelenip bir çözüme kavuşturulmazsa bakım ve diğer hizmetler aksamaya başlayacaktır. Görev tanımlarının dışında hemen her işi yapmak zorunda bırakılan sosyal hizmet işçilerinde bitkinlik, bıkkınlık oluşmuş durumda. Çalışanlar bedensel ve fiziksel hastalıklarla boğuşmaya başladı. Bu süreci bir an önce durdurmamız gerekiyor.”