İstanbul Tuzla'daki Tarkett işçileri, 18 Eylül'den bu yana sürdürdükleri grevde, hakları için verdikleri mücadeleyi anlatıyor. Sendikalaşarak daha iyi çalışma koşulları, yüksek ücretler ve iş güvencesi talep eden işçiler, karşılaştıkları zorlukları ve yaşadıkları dayanışma ruhunu paylaşarak grev süreçlerini şöyle özetliyorlar:
"İşimizi Garantiye Almak İçin Sendikalaştık"
Grevdeki işçiler, yaşadıkları zorlukları ve sendikalaşma kararlarının nasıl alındığını anlatırken, süreçlerinin kolay geçmediğini belirtiyorlar. Bir işçi, daha önce düşük ücretlerle çalıştığı küçük bir işletmede sendikalaşmaya çalıştıklarını, ancak başarılı olamadıklarını, Tarkett'te ise operasyonel haklarını güvence altına almak için sendika kurduklarını söylüyor. "Bize bir garanti lazım, bu da sendika ve toplu sözleşme ile sağlanabilir" diyerek sürecin uzun bir mahkeme süreci ile başladığını belirtiyor.
Bir diğer işçi ise sendikalaşma kararını alırken maddi taleplerin ötesinde çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Kimyasal maddelere maruz kaldıkları iş yerinde iş güvenliği önlemleri almayan işverenin, sendikalı bir ortamda bu talepleri kabul etmek zorunda kalacağını belirtiyor. "Bizim sadece daha fazla para istemediğimizi, güvenli bir çalışma ortamı ve haklarımızı istediğimizi gösterdik" diyor.
"Birlik Olmak, Mücadele Etmek ve Dayanışmak"
İşçiler, grevdeki dayanışmanın gücüne vurgu yapıyor. "Grevde birlikte olmak, birbirimize güvenmek çok önemli. Dayanışmanın gücünü gördükçe daha güçlü hissediyoruz" diyen bir işçi, grevlerinin sadece maddi hakları değil, çalışma koşullarının düzeltilmesi için de olduğunu belirtiyor. Grevde geçen her günün kendilerine yeni bir şey öğrettiğini, mücadele etmenin gerçek anlamını öğrendiklerini vurguluyor.
Başka bir işçi ise, grev sırasında işçi sınıfının birliğinin ne kadar önemli olduğunu anladıklarını, "Birlikte hareket ederek hakkımızı kazanmak için mücadele ediyoruz. Sermayeye boyun eğmeden, birlikte kazanacağız" diyor.
Sendika Korkusu
Patronların, işçilerin sendikalaşmasından ve grev hakkını kullanmalarından korktuğu görülüyor. İşverenin, çalışanları sendikasız bir şekilde yönetmek istediğini belirten işçiler, sendikalı bir ortamın sadece daha yüksek ücretler değil, aynı zamanda iş güvenliği ve insana saygılı çalışma koşulları anlamına geldiğini ifade ediyorlar. "Bizim mücadelemiz sadece ücretle ilgili değil. İş güvenliği, sağlıklı bir çalışma ortamı ve daha fazla hak için sendikalaştık. Ancak işveren, verdiği vaatleri tutmadığı gibi bize sadaka niteliğinde teklifler sunuyor" diyorlar.
"Hakkımızı Kazanacağız, Mücadele Sürmeli"
İşçiler, grevlerinin sadece kendi haklarını savunmakla kalmadığını, aynı zamanda sanayi sitesindeki diğer işçilerin de mücadelelerinden faydalandığını belirtiyorlar. "Bizim grevimiz diğer fabrikalarda zam yapılmasına neden oldu. Mücadelemiz sadece bizim için değil, tüm işçiler için bir kazanım" diyorlar.
İşçilerin grevi, sadece daha fazla ücret istemek değil, çalışma koşullarının düzeltilmesi, iş güvenliğinin sağlanması ve emeğin karşılığını almak için de bir hak arayışıdır. Bu süreçte birbirlerine olan güvenlerini pekiştiren işçiler, birlik olmaktan aldıkları güçle hakları için sonuna kadar mücadele etmeye kararlılar.
"Dayanışma Güç Veriyor"
Grevdeki işçiler, UİD-DER gibi dayanışma örgütlerinin kendilerine verdiği desteği de vurguluyorlar. "Bize soran işçilere sendikanın ne olduğunu anlatıyoruz. Greve katılmamız ve mücadelemizi sürdürmemiz yalnızca kendi hakkımız için değil, sendikal hakların bilincine varmamız için de önemli" diyorlar. Grevlerine yapılan ziyaretlerle güçlendiklerini, dışarıdan gelen desteğin önemini kavradıklarını ifade ediyorlar.
Sonuç olarak, Tarkett işçileri, haklarını ve daha iyi çalışma koşullarını elde etmek için sendikalı bir mücadele verdiklerini belirtiyorlar. Bu süreçte öğrendikleri en önemli şeyin birlik ve dayanışma olduğunu ve bu sayede mücadelelerinin gücünü artırdıklarını ifade ediyorlar. Grevleri, sadece bir işçi mücadelesi değil, tüm işçi sınıfının hakları için verilen bir direnişe dönüşmüş durumda.